Batı sonrası dünyada doğrudan iletişimin gücü

  • GİRİŞ01.07.2025 10:36
  • GÜNCELLEME01.07.2025 10:36

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığımızın himayelerinde, Türkiye Araştırmaları Vakfı ve Foundation for a Civic Hungary (PMA) iş birliğiyle “Ortak Köklerden Yeni Ufuklara: Türkiye-Macaristan Medya Köprüleri” çalıştayını hafta sonu İstanbul’da düzenledik.

Çalıştaya Macaristan’dan gazeteci, akademisyen ve düşünce kuruluşu temsilcileri ile Türkiye’den ve Macaristan’dan dostlarımız katıldılar. Bir gün boyunca Türkiye ile Macaristan arasında medya ve düşünce kuruluşları alanında iş birliklerinin nasıl derinleştirilebileceğini masaya yatırdık.

Toplantı boyunca birçok somut proje önerisi ve fikir tartışıldı. Ancak herkesin üzerinde ittifak ettiği temel bulgu; Batı’nın hegemonyasının çökmekte olduğu, çok kutuplu bir dünyaya doğru ilerlediğimiz ve bu yeni dünyada, geçmişte olduğundan çok daha fazla bir biçimde, devletlerin birbirlerini doğrudan tanıma zorunluluğunun ortaya çıktığıdır.

Zira Türkiye’de Macaristan’la ilgili oluşan algı ve bilgilerin temelinde Batılı haber ajansları yer almakta. Dolayısıyla Almanya, ABD, İngiltere gibi ülkelerin ve Brüksel’deki bürokratların çıkarları ve algıları bu durumu şekillendirmektedir. Aynı durum Macaristan için de geçerlidir.

Örneğin, Türkiye’deki Macar Başbakanı Viktor Orbán ile ilgili algının ya da Avrupa’daki ve Macaristan’daki Cumhurbaşkanımız hakkındaki kanaatlerin temelinde, ne yazık ki BBC, Deutsche Welle, Agence France-Presse ve Voice of America gibi Batılı medya kuruluşlarının oluşturduğu çerçeveler belirleyici olmaktadır. Bu, devletlerin birbirleri hakkında bilgi alma biçimlerinin ne derece aracılı ve Batı-merkezli kaldığını açıkça ortaya koymaktadır.

Bu tabloyu değiştirmek için birbirimizle doğrudan konuşmaya, birbirimiz hakkında doğrudan bilgi almaya ve medyalarımız arasında köprüler kurulmasına büyük ihtiyaç var. Bu artık bir lüks değil, bir zorunluluktur.

Hem Macaristan hem Türkiye açısından birçok ortak değer, insanlığın ve küresel siyasetin geleceğine dair ortak kaygılar söz konusudur. Türkiye’de ve zannedildiğinin ötesinde Avrupa’da, Türkiye’deki muhafazakârlar gibi dünyaya bakan birçok aktör, kurum ve kuruluş bulunmaktadır.

Bunun da ötesinde, Türkiye’ye ideolojik bakan, neoliberal değer dayatmaları çerçevesinde Türkiye’yi dizayn etmeye çalışan bazı devletlerin dışında, Türkiye ile iş birliği yapmak ve ortak projeler geliştirmek isteyen çok sayıda aktör mevcuttur.

Bu nedenle, medyada, sanat camiasında, kültür dünyasında, akademide ve iş dünyasında mevcut kemikleşmiş yapıların ötesine geçerek yeni ilişkiler ve iş birlikleri geliştirmek, Türkiye’nin dış politika vizyonuna çok büyük katkılar sağlayacaktır.

Prof. Dr. Enes Bayraklı / Diriliş Postası

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat