Türkiye’de İslamofobi neden daha şedid?
- GİRİŞ04.07.2025 09:32
- GÜNCELLEME04.07.2025 09:32
Giriş
LeMan Dergisi’nin Hz. Peygamber’i hedef alan karikatürü sonrasında Türkiye’deki İslamofobi olgusu bir kez daha kamuoyunun gündemine geldi. Uzun yıllardır İslamofobi üzerine çalışan biri olarak açıkça ifade etmeliyim ki, Türkiye’deki İslamofobi ve İslam düşmanlığı, Batı dünyasında şahit olduğumuz örneklerden çok daha şedid ve şiddetlidir.
Batı Kaynaklı Bir İdeolojinin Yayılımı
Öncelikle karşımızda bir ideoloji olduğunu tespit etmemiz gerekir. Batı’da 16. yüzyıldan sonra ortaya çıkan Aydınlanma, sekülerizm ve pozitivizm ideolojileri, doğrudan dinin ve onun kamusal alandaki görünürlüğünün ortadan kaldırılmasına yönelik sistematik bir kampanya yürütmüştür. Din, bu ideolojiler çerçevesinde arkaik, günümüz dünyasında yeri olmayan, mümkünse özel hayatla sınırlandırılması gereken; ideal koşullarda ise tamamen ortadan kaldırılması gereken bir olgu olarak değerlendirilmiştir.
Batı’nın dünya üzerinde kurduğu hegemonya sayesinde bu düşünce biçimi, sömürgeleştirme ve savaşlar yoluyla tüm dünyaya yayılmıştır. Bu yayılmanın en çarpıcı sonuçlarından biri, Müslüman toplumlarda ortaya çıkan bir çelişki, yani “oksimoron” bir durum olan İslamofobidir. Zira Müslüman toplumlarda İslamofobi, dinin hâkim olduğu bir kültürel ve tarihsel zeminde anlamlandırılması zor bir olgudur.
İslam Dünyasında İslamofobinin İki Kaynağı
İslam dünyasında İslamofobi iki ana kanaldan yerleşmiştir. Birincisi, işgaller ve sömürge yönetimleri aracılığıyla yetiştirilen Batılılaşmış elitlerdir. Bu elitler, kendi toplumlarına, kültürlerine, dillerine ve dinlerine yabancılaşmış; adeta birer “mankurt” hâline gelmiştir.
İkinci yol ise, bizim gibi ülkelerde Batı’nın tasallutundan kurtulma arayışıyla gönüllü bir Batılılaşma sürecine girilmesidir. Yani kendi elimizle bir Batılılaşmayı tercih ettik ve bu tercih neticesinde yine benzer elit kesimler kendi içimizde ortaya çıktı.
Türkiye’deki Şiddetli İslamofobinin Nedeni
İslam dünyasında ve Türkiye’de İslamofobinin Batı’ya kıyasla daha şiddetli olmasının temel nedeni, İslam’ın bu toprakların kültürüne, diline ve toplumsal yapısına derinlemesine işlemiş olmasıdır. İslam’ı ve Müslümanlığı problematize eden bu elit kesimler, aslında toplum içinde azınlıktadır.
Ancak bu azınlık konumu, söz konusu elitlerde bir tür “çoğunluk korkusu” üretmektedir. İşte bu azınlık psikolojisi içerisinde, çoğunluğa yönelik duyulan korku ve nefret; kendisini kimi zaman LeMan Dergisi’nin karikatürlerinde, kimi zaman ise kültür, siyaset, sanat ve akademi gibi alanlarda açıkça göstermektedir.
Prof. Dr. Enes Bayraklı / Haber7
Yorumlar19