Monşerler
- GİRİŞ04.08.2025 08:33
- GÜNCELLEME04.08.2025 08:33
Monşerler, Türkiye’nin Karabağ’dan Libya’ya, Somali’den Katar’a uzanan aktif dış politikasından çok rahatsızlar. Türkiye’nin bu coğrafyalarda attığı adımlar, bozduğu oyunlar monşerlerin tadını kaçırmış durumda.
Monşer, bildiğiniz gibi halkımız tarafından vatandaşa tepeden bakan, ülkesinin değerleriyle, çıkarlarıyla bağı kopmuş, Türkiye’ye bir yabancı gibi bakan bazı diplomatları betimlemek için kullanılan bir kavram.
Batılılaşmanın başından itibaren halkımız, kendini Batılı sanan bu kitleyi “Tatlısu Frengi” ve “monşer” gibi lakaplarla andı.
Bunlar, Cengiz Aytmatov tarafından “Mankurt”, Celal Ali Ahmet tarafından “Garbzede” olarak tanımlandı.
Monşerlik bir zihniyetin yansımasıdır. Sanmayın ki monşerler sadece bazı Dışişleri mensupları arasında bulunuyor.
İslam dünyasının tamamında karşı karşıya olduğumuz bu kitle; akademiden iş adamlarına, gazetecilerden sivil-askerî bürokrasiye kadar tüm alanlarda kendisini gösteriyor.
Monşerlerin genel tutumunu “Aman ağzımızın tadı bozulmasın birader; Avrupalılarla, Batılılarla, Amerika’yla, İsrail’le aramız bozulmasın; ne istiyorlarsa verelim. Biz bağımsız bir politika güdemeyiz, biz teknoloji geliştiremeyiz. Dış politikada Batılıların kuyruğuna takılalım, teknolojide montaj sanayisiyle iktifa edelim. Akademide, kültürde, sanatta özgün bir düşünce, fikir bizden çıkmaz; Batı’yı kopyalayalım.” şeklinde özetleyebiliriz.
Monşerler Türkiye’nin Libya’da attığı adımları “Ne işimiz var Libya’da?” diyerek karalarlar. Karabağ’ın özgürleştirilmesinde Türkiye’nin rolünü, “Türkiye Karabağ’a cihatçıları götürüyor.” diye karalarlar. Türkiye’nin Afrika’da büyükelçilik sayısını artırmasından rahatsız olurlar. Veyahut Türkiye’nin savunma sanayisinde attığı adımları küçümsemeye kalkarlar.
Bunların ağlayıp sızlaması Türkiye’nin ne kadar doğru bir yolda olduğunun en büyük kanıtıdır.
Diriliş Postası
Yorumlar5