Avrupa’nın hâli pürmelal

  • GİRİŞ21.08.2025 09:49
  • GÜNCELLEME21.08.2025 09:49

Beyaz Saray’da Zelenskiy ve Avrupalı liderlerle bir araya gelen Trump’ın verdiği bir görüntü çok tartışıldı.

Bu fotoğrafta Avrupalı liderler ve Zelenskiy Trump’ın karşısında adeta bir öğretmenin karşısında sıralanmış öğrenciler gibi dizilmişlerdi.

Avrupa ve Avrupa Birliği’nin dış politika ve güvenlik konularında her geçen gün daha da önemsizleştiği ve pasifize olduğu görülüyor. Avrupa’da uzun süredir devam eden siyasi liderlik krizi de herkesin ortak gözlemi.

Soğuk Savaş sona erdikten sonra, başta Yugoslavya’nın parçalanması olmak üzere Ortadoğu’daki ve Kuzey Afrika’daki savaşlar, Rusya-Ukrayna Savaşı gibi doğrudan Avrupa’yı etkileyen birçok krizde Avrupa Birliği’nin ve Avrupalı ülkelerin ortak bir politika geliştirmede yetersiz kaldığı ve bu bölgelerde ABD’nin kuyruğuna takıldığı biliniyor.

Savaşın başında Ukrayna’ya doğrudan destek vermemek ve Rusya ile karşı karşıya gelmemek için uzunca süre direnen ve savaşa destek olma konusunda çok geç kalan Avrupalı ülkeler, ABD pozisyonunu değiştirdikten sonra şimdi de savaşı bitirmeme konusunda direniyorlar. Zira Ukrayna-Rusya savaşından en fazla zararı görenler Avrupalılar oldu ve savaş, Trump ve Putin’in görüşmelerde ortaya koydukları vizyon çerçevesinde biterse bundan da en çok onlar zarar görecek.

Yani Avrupalılar kararlarını çok geç alıyor, çok geç uyguluyorlar. Çevrelerinde olup biten krizlere zamanında müdahil olma konusunda ciddi bir kriz içerisindeler. Karar alana kadar atı alan Üsküdar’ı çoktan geçiyor.

Amerika Birleşik Devletleri’nin Trump sonrası politika değişikliğine gitmesi birçok Avrupalı aktörü adeta şoka uğrattı. Oysa perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Obama-Biden dönemleri zayıf, Trump’ın ilk dönemi ise güçlü bir şekilde ABD’nin küresel önceliklerini yeniden tanımlayacağına dair işaretler veriyordu.

Avrupalı liderler ise o tatlı rüyadan uyanmak istemediler. Stratejik özerkliklerini geliştirmemek, savunma sanayilerini ve askeri harcamalarını artırmamak konusunda realiteye direndiler. İşte bugün gördüğümüz Beyaz Saray’daki o kare, geçtiğimiz 30 yılda Avrupalıların içine düştüğü stratejik körlüğün bir sonucudur.

Türkiye’nin böyle bir kare içerisinde yer almamasını bir eksiklik ya da zayıflık olarak görenler, Türk dış politikasının son 20 yılda inşa ettiği stratejik otonominin önemini anlayamayan hatta ona düşman olanlardır. Onlara kalsa Türkiye ABD ve Avrupalıların kuyruğuna takılmalı, kendisine layık görülen ufak jestlerle tatmin olmalı.

Prof. Dr. Enes Bayraklı / Diriliş Postası

Yorumlar1

  • Asi ihtiyar 4 saat önce Şikayet Et
    Haklısınız hocam. Bu ab ülkelerine hemen vize uygulayalım. Ab ülkeleri ile gümrük vergilerini eşitleyip onlardan ithalata kota koyalım. Turist dilenmekten vazgeçip ülkelerinde geçinemedikleri paraya hizmet etmeyelim. Çöplerini ithal edip geri dönüşüm tesislerinde yangın çıkarmayalım. bunlar bitik zaten. Biz kendimizi yedirtmeyelim. Ben varım, hadi hep beraber.
    Cevapla
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat