İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı şehir tiyatrolarında sahnelenen bir oyunun, İslam’a ve Müslümanlara hakaret içeren, İslam kültürünü ve Müslümanları aşağılayan bir kesiti sosyal medyada paylaşıldı.

Bu kesitte, yüksekçe bir platforma yerleşmiş elinde on metre uzunluğunda bir sırık tutan bir hoca görülüyor. Aşağıda, sarıklı ve cübbeli olarak oturan ve garip sesler çıkaran bu öğrencilerin kafalarına sopayla vuruyor.

Hep söylüyoruz: Ülkemizdeki İslam düşmanlığı ve İslamofobi ideolojisi, Batı’dakinden çok daha şedid ve çok daha radikaldir. Kendi kültürüne, milletine, topraklarına, vatanına, dinine ve diline yabancılaşmış mankurt bir azınlık, İslam düşmanı ve İslamofobik ajandasını kendi küçük dükalıklarında sinsice ve radikal bir şekilde sürdürmeye devam ediyor.

Özel sektörde tüm şiddetiyle devam eden bu İslamofobik ajanda, zaman zaman Cumhuriyet Halk Partisi’ne bağlı belediyelerde de kendini gösteriyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Cumhuriyet Halk Partisi’ne geçmesinden sonra şehir tiyatrolarında böyle bir oyunun sahneleniyor olması bunun son örneklerinden sadece biri. Cumhuriyet Halk Partisi istediği kadar muhafazakârlara ve dindarlara açılım yapmaya çalışsın, istediği kadar sembolik başörtülü adaylar göstersin; arka plandaki ideoloji ve zihniyet değişmiyor. Şu soruyu sormak hepimizin hakkı: İstanbul Büyükşehir Belediyesi AK Partili bir başkan tarafından yönetiliyorken böyle bir oyunun İBB’de sahnelenmesi mümkün olur muydu?

Ya da başka bir soru: İstanbul Büyükşehir Belediyesi bugün Yahudileri, Hristiyanları veya Türkiye’deki başka mezhepsel azınlıkları hedef alan, alaya alan, tahkir eden bir oyunu sahneye koyabilir mi? Koysa, bu çevreler tarafından nasıl bir tepkiyle karşılaşılır?

Hatırlayın, Deutsche Welle’nin meşhur bir gazetecisi, Yahudilerle ilgili antisemitik tınılar barındıran bir tweet attıktan sonra Türkiye’deki Yahudi cemaatinden gelen tepkiler üzerine binbir özür dileyerek tweet’ini silmişti.

Yahudiler, Hristiyanlar ve diğer etnik ya da mezhebi azınlıklarla ilgili tahkir içeren ifadeler, oyunlar nasıl ki kabul edilemezse, Müslümanlarla ilgili tahkir edici, alay edici oyunlar ve ifadeler de asla kabul edilemez.

Bu gerçek, ülkemizdeki bu azgın azınlığın zihnine kazınana kadar bunların terbiye edilmesi ve baskılanması hepimizin boynunun borcudur.

Prof. Dr. Enes Bayraklı / Diriliş Postası