Trump gerçekten sekiz savaşı bitirdi mi?
- GİRİŞ07.11.2025 08:51
- GÜNCELLEME07.11.2025 08:51
ABD Başkanı Trump, iktidara geldiğinden beri neredeyse her gün dünya medyasının gündeminde yer almayı başarıyor.
Trump’ın son dönemde dile getirdiği “Sekiz savaşı bitirdim. En fazla savaşı bitiren lider benim. Nobel ödülünü en çok hak eden de benim” söylemi en fazla tartışılan konulardan biri. Birçok gazeteci ve uzman, Trump’ın hangi savaşları kastettiğini ve gerçekten sekiz savaşı bitirip bitirmediğini ciddi ciddi tartışıyor.
POST TRUTH SİYASETİN BABASI
Hâlbuki popülist bir siyasetçi olan, hatta hakikat ötesi yani post-truth siyasetin babası olarak nitelendirebileceğimiz Trump için gerçekler, istatistikler ve kanıtların pek bir anlamı yok.
Zira popülist siyaset, seçmenin rasyonelitesine değil duygularına hitap eder. Duygular söz konusu olduğunda ise gerçekler veya kanıtlardan ziyade korkular, algılar ve beklentiler öne çıkar. Dolayısıyla Trump da seçmeninin rasyonalitesine değil, duygularına, korkularına ve beklentilerine seslenerek kendi tabanını konsolide etmeye ve harekete geçirmeye çalışmaktadır.
Aslında popülist siyasetçiler, seçmenin beklentilerini, korkularını ve duygularını iyi sezerek, seçmenin duymak istediklerini yine seçmene satan iyi bir “duygu tüccarı”dır.
TRUMP’I ANLAMAK
Bu nedenle Trump, yaptığı neredeyse bütün açıklamalarda büyük söylemler, büyük iddialar ve büyük rakamlar ortaya atmakta; bunlar defalarca kanıtlarla yalanlanmasına rağmen iddialarını ısrarla sürdürmektedir.
Dolayısıyla Trump’ın bitirdiği sekiz savaşı arayıp bulmaya çalışmanın veya diğer iddialarını tek tek yalanlamanın, Trump ya da seçmeni nezdinde pek bir anlam ifade etmediğini ve çoğu zaman beyhude bir çaba olduğunu belirtmek gerekir.
Trump’ın bazı savaşları bitirdiğini —yahut en azından bir ateşkesle geçici olarak durdurduğunu— söyleyebiliriz. Mesela İsrail’in Gazze’deki soykırımını bir ateşkesle şimdilik durdurduğu inkâr edilemez.
Trump da bunu kullanarak, “Ben savaşları bitirdim, barışı tesis ediyorum ama Nobel Barış Ödülü’nü hak etmeme rağmen liberaller bana vermiyorlar; oysa Obama’ya hiçbir şey yapmamasına rağmen vermişlerdi” diyerek seçmenindeki mağduriyet algısına oynuyor ve bu durumdan siyasi kazanç devşiriyor.
NE DELİ NE DENGESİZ
Trump’ı anlayabilmek için onun popülist bir siyasetçi olduğunu akıldan çıkarmamak gerekir. Trump, ABD siyasetinin gördüğü, hatta belki dünyanın gördüğü en renkli ve sıra dışı liderlerden biri.
Fakat şurası kesin: Trump bazılarınca iddia edildiği gibi ne deli ne de dengesiz biri. Kendi çizdiği strateji çerçevesinde hareket eden, kendine aşırı güvenen, hatta narsistik özellikler taşıyan bir lider. Dolayısıyla Trump ve söylemleri değerlendirilirken tüm bu hususların mutlaka göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol