Kapalı Cezaevinden Açığa Ayrılma Şartları

  • GİRİŞ20.08.2016 09:10
  • GÜNCELLEME21.08.2016 09:16

671 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 32. maddesi ile öngörülen yeni ve geçici denetimli serbestlik ve koşullu salıverilmenin genişletilmesi hükmü, gerek suç tipleri ve gerekse cezaevinden çıkmanın şartları bakımından beklentileri karşılamadı.

Elbette siyasi irade için affı veya örtülü affı kolay bir düzenleme olarak görmek mümkün değildir. Bu tür istisnai yöntemler, hem suç ve ceza siyaseti ve hem de toplumsal tepkiler nedeniyle pek tercih edilmek istenmez. Ancak bazı zorunluluklar; örneğin cezaevlerinin doluluğu gibi bir gerekçe siyasi iradeyi, örtülü af, yani 671 sayılı KHK’da olduğu gibi yargılama sonunda verilen hapis cezasının infazını kolaylaştırma yönünde düzenleme yapmaya mecbur bırakabilir.

Esasında bu tür düzenlemelerde net bir mantık aramak yerine, günün ihtiyaçlarına mümkün olduğu kadar uygun düşebilecek ve geçici de olsa sorunu çözebilecek tercihlerin seçildiğini belirtmek isteriz. Doğrudur, “eşitlik”, “adalet” ilkelerinin burada da, yani denetimli serbestliğin ve koşullu salıverilmenin geçici de olsa iyileştirilmesinde gözetilmesi gerekir. Bu gerekliliğe riayet edilmemesi yanlış olur ve toplumu rahatsız eder.

Ceza İnfaz Kanunu’nun 14. maddesi ile kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna geçebilmenin şartları Adalet Bakanlığı’nın çıkaracağı yönetmeliğe bırakılmıştır. Bu yönetmeliğin adı, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’dir.

Adalet Bakanlığı, 671 sayılı KHK kapsamına alınmayan bazı suçlardan hükümlü olanların kapalı kurumdan açık kuruma geçebilmesinin şartlarında değişiklik öngörmüş, bazı suçlar yönünden iyileştirme ve bazı suçlar yönünden de ağırlaştırma getirmiştir. Buna ilişkin Yönetmelik değişikliği, 18.08.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, “Kapalı kurumdan açık kuruma ayrılacak hükümlüler” başlıklı 6. maddenin 2. fıkrasının (a) ve (b) bentleri yeniden düzenlenmiştir.

Yeni (a) bendine göre; nitelikli hırsızlık, yağma, uyuşturucu madde ticareti ve uyuşturucu madde kullanılmasını kolaylaştırma suçlarından mahkum olanlardan, koşullu salıverilme tarihine 5 yıldan az süre kalanlar açık kuruma geçme hakkını kazanırlar.

Yeni (b) bendine göre; cinsel saldırı, cinsel istismar, eşe karşı işlenen öldürme, kasten yaralama ve eziyet suçlarından mahkum olanlar ile adli suçlardan hükümlü olup da yabancı uyruklu olanlardan, koşullu salıverilme tarihine 3 yıldan az süre kalanlar açık kuruma geçme hakkını elde ederler.

Adalet Bakanlığı’nın, Yönetmeliğin 6. maddesinin 2. fıkrasında yer alan (a) ve (b) bentlerini ortadan kaldırdığı, bu iki bentte öngörülen “koşullu salıverilme tarihine 2 yıldan az süre kalma” şartını bertaraf ederek, yukarıda belirttiğimiz 5 ve 3 yıllık lehe uygulamayı kabul ettiğini görmekteyiz. Anladığımız kadarıyla Bakanlık, bu yolla da kapalı cezaevlerini biraz daha boşaltmayı hedeflemektedir. Çünkü tutukluların tutulabileceği ayrı tutukevleri olmadığından ve suçsuzluk/masumiyet karine altında “şüpheli” veya “sanık” sıfatlarından birisi ile kapalı cezaevlerinde kalıp, mahkum edilmeleri halinde bu süreler infazlarından mahsup edildiğinden, esasında bu hatalı yöntemin, yani tutukluyu mahkum gibi kapalı cezaevinde tutma usulünün uygulandığı ve bunun da teamüle dönüştüğü görülmektedir. Ancak hiçbir durumda, tutukluluk ile hükümlülüğü aynı görmek mümkün değildir. Her ikisi de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkını kısıtlar, fakat tutuklulukta devam eden ve hükümlülükte ise bitip kesinleşmiş bir yargılama vardır.

Yukarıda bahsettiğimiz Yönetmelik değişikliği kapsamına giren hükümlülerin, 18.08.2016 tarihi itibariyle açık cezaevine ayrılma hakkı kazandıkları ve dolayı ile ayrı bir statü ile hapis cezalarını çekecekleri bilinmelidir.

Bu noktada; suç örgütünün faaliyetleri kapsamında işlenen nitelikli hırsızlık, yağma, uyuşturucu madde ticareti, uyuşturucu maddenin kullanılmasını kolaylaştırma, cinsel saldırı, cinsel istismar, eşe karşı öldürme, yaralama ve eziyet suçlarının yukarıda bahsettiğimiz değişiklik kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususu tartışılabilirse de, bu noktada Yönetmeliğin 6. maddesinin 2. fıkrasının (c) ve (ç) bentlerinde özel hükümler öngörüldüğünden, etkin pişmanlıktan yararlanan örgüt mensuplarının koşullu salıverilmelerine 2 yıldan az ve diğer örgüt mensuplarının koşullu salıverilmelerine 1 yıldan az süre kalmasının aranacağı ileri sürülebilir.

Not 1: Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 10. maddesine göre; kapalı kurumda kalan hükümlünün talebi üzerine, açık ceza infaz kurumuna ayrılma koşullarını taşıdığının anlaşılması halinde, kurum idare ve gözlem kurulu tarafından açık kuruma ayrılma kararı verilir. Hükümlünün koşulları taşımadığının anlaşılması halinde ise, açığa ayrılma talebinin reddine dair gerekçeli karar ilgiliye tebliğ edilir.

Not 2: 671 sayılı KHK m.32’de, 765 sayılı Kanuna atıf yapılmadığı ve bu Kanunda tanımlanan suçların sayılmadığı görülmektedir. Bu noktadan hareketle KHK’nın sıraladığı kapsam dışı suçların 765 sayılı Kanunda muadillerine denetimli serbestlik ve koşullu salıverilmenin iyileştirilmiş hali uygulanmayacak, eski Kanunda koşullu salıverilme süresi daha lehe olduğundan 1/2'lik koşullu salıverilme burada uygulanmayacak, sadece denetimli serbestliğin bir yıl yerine iki yıl olarak tatbiki gündeme gelecektir.

Not 3: TCK m.83’de tanımlanan kasten öldürmenin ihmali davranışla işleyenler ile m.85’de yer alan taksirle ölüme sebebiyet verenler, KHK m.32’den yararlanacak, çünkü KHK’da öldürme suçları ile ilgili yalnızca m.81 ve 82 yasak kapsamında sayılmıştır.

Ek bilgi olarak;

Hükümlü ve Tutuklulukların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik m.5/1’de değişikliğe gidilmiş olup, bu değişiklik (e) bendi olarak maddeye eklenmiştir.

Ceza İnfaz Kanunu m.83 ve 116 dayanak alınarak çıkarılan bu Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasının yeni yürürlüğe giren (e) bendine göre; “Kurum mevcudu, güvenliği ve düzeni dikkate alınmak suretiyle 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlardan, hükümlü ve tutuklular için ceza infaz kurumlarındaki açık görüşler idare ve gözlem kurulu kararıyla iki ayda bir yaptırılabilir”.

Yönetmelik hükmü; ilgili infaz kurumunun mevcudunun, güvenliğinin ve düzeninin dikkate alınması suretiyle hükümde sayılan suçlardan hükümlü veya tutuklu olanların açık görüşlerinin idare ve gözlem kurulu kararı ile uzatılabileceğini ifade etmektedir. Bu hüküm; tutuklu ve hükümlü ile yakınlarının görüşmelerine uygulanabilir, fakat tutuklu ve hükümlünün avukatı ile görüşmesini kapsamaz.

Prof. Dr. Ersan Şen

Yorumlar5

  • Abdullah avcı 9 yıl önce Şikayet Et
    Anayasa mahkemesi ne itiraz hakkımız varmı ben 188/3 maddeden hükümlü yüm . Denetim li serbestlik ten ne kadar yararlanacağım. Saygılar
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • mustafa 9 yıl önce Şikayet Et
    60 ay cezam var 3 / 5 yattım aynı dosyadan kaç ay yatarım .vede başka dosyadan 8 / 5 mahsup var .nasıl yapmam lazım .
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Melek 9 yıl önce Şikayet Et
    Sayın şen neden 220 maddeleri bakılıp faydalandırılmıyor benim eşim sadece kavgadan 220 aldı içerigi yagmaya tessebbus koydu özel yetkili mahkemede yargılandı hakimimiz şu an ceza evinde okadar agır cezalar varki 220 sadece ada takılıp hiç bileyden yararlanamıyoruz 1 yıldan az kala acıga cıksa nolacakki
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Recep Niyaz Karataş 9 yıl önce Şikayet Et
    Yaralama olayından dolayı hakimin kasden öldürmeye teşebbüs suçundan ceza verdiği madde 81 khk dan yararlanamıyor, Hırsızlık, gasp, dolandırıcılık suçları yararlanıyor. daha kapsamlı ve adil bir düzenleme olmasını arzu ederdik.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • İlhan 9 yıl önce Şikayet Et
    Peki anayasa mahkemesinden düzeltme gelir mi,eşitlik ilkesine aykırı çünkü herkesi kapsaması lazim
    Cevapla Toplam 16 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat