Türk toplumu düşmanını unutmamış: “Domuzdan post gâvurdan dost olmaz”
- GİRİŞ10.05.2025 10:15
- GÜNCELLEME10.05.2025 10:24
“Domuzdan post, gâvurdan dost olmaz”, oldukça eski ve yerleşmiş bir Türk atasözü. Temel anlamı, “doğası ya da karakteri gereği değişmeyecek olandan iyi bir şey beklenemeyeceği” şeklinde.
Bu atasözümüzün yansıması olan bir araştırma var. ABD’deki düşünce kuruluşlarından Pew Araştırma Merkezi, Türkiye ile ilgili de araştırmalar yapıyor. Türkiye üzerine son raporundaki en temel bulgulardan biri, Türkiye’deki yetişkinlerin uluslararası güçlere ve ilgili liderlerine karşı genel olarak olumsuz görüşlere sahip olduğu yönünde.
Türk milletinin gözünde, ülke olarak en olumsuz ABD (% 80), sonra Çin (% 66), sonra Rusya (% 65) geliyor. Türk milleti, atalarının sözünü uygun bir şekilde “kötü karakterliden iyilik beklenmeyeceğini” kalbinin derinliklerine ulaştırmış ve zihninin kıvrımlarına kadar yerleştirmiş demek ki.
ABD’nin de Çin’in de Rusya’nın da “zalim” olduğunu ve her an Türkiye’ye “kötülük” yapabileceğini unutmamış çok şükür. “Can çıkar huy çıkmaz”, “yılan, deri değiştirir ama huyunu değiştirmez” çünkü.
ABD’nin zalimlikleri hiç bitmiyor; en son Gazze soykırımında siyonist işgal rejimi ile “bütünleşmiş” olması ile her şey ortada. Bu nedenle, ABD’ye zerre olumlu bakan, (doğrudan veya dolaylı) ABD’den!
Çin’in zalimliği Doğu Türkistan üzerinden malum ve anlatılması ağır. Tarih de düşünüldüğünde Çin’e nasıl olumlu bakabilir ki bir Türk=Müslüman?
Rusya’nın zulümle dolu geçmişi, en son Suriye’de binlerce masumu bombalarken hatırlanmış oldu. Türk Dünyası’nı ezip geçen Sovyet Rusya deneyimi belli.
Türk milleti, bunları unutmamış çok şükür.
Araştırma sonuçlarına göre, uluslararası kuruluş deyince de Birleşmiş Milletler % 60 ile Türk milletinin gözünde en değersiz/olumsuz kurum; Türk milleti Avrupa Birliği’ne de % 50 ile olumsuz bakılıyor.
Birleşmiş Milletler’in “işe yaramadığını” ya da sadece siyonist işgal rejimi İsrail’in güdümünde bir yapılanma olduğunu Türk milleti az çok biliyor idi. Erbakan’dan duyar idi Birleşmiş Milletler’in ne olup olmadığını.
Demek ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “dünya beşten büyüktür” şeklindeki samimi ve ısrarlı vurgusunu da artık Türk milleti büyük oranda içselleştirmiş olmalı. Bu nedenledir ki artık (mesela İhsan Aktaş gibi) “gâvurdan adalet beklemekten bıktık” diyenlerin sesi daha gür ve etkili.
Avrupa Birliği’nin “Hıristiyan birliği” olduğu görüşünün Türk milleti için ne kadar geçerli olduğu bu araştırmada belli değil, ama belli olan bir şey var: Türk milleti, Avrupa Birliği ve Batı ile ilgili her türlü propagandaya rağmen, Avrupa Birliği’ne mesafeli ve temkinli. Çünkü Türkiye’de toplum, her türlü tatlı sosa rağmen Avrupa Birliği ve ülkelerindeki “Türk=İslam düşmanlığı”nı görüyor.
Araştırmanın en dikkat çeken sonuçlarından biri de Türk toplumunun görüşlerinin, kısmen yaş ve eğitim etkisi yanında, (lehte veya aleyhte) Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşlerine göre şekilleniyor olması.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı destekleyenler var, desteklemeyenler var. Türk toplumu düşmanını da dostunu da Cumhurbaşkanı Erdoğan’a göre belirliyor veya tersinden Türk toplumuna düşmanlık ya da dostluk Cumhurbaşkanı Erdoğan üzerinden belirleniyor.
Bu nedenle Erdoğan sadece etkili bir siyasi lider ve Cumhurbaşkanı değil. Erdoğan, Türk toplumunun geçmişi, mevcut durumu ve geleceği arasındaki şuur bağ(lantıs)ı! Bu şuur, dost ile düşman ayrımının ortaya çıkmasına yardım ediyor.
Uzun lafın kısası; her türlü ifsat hamlelerine rağmen, bu toplum neyin ne olduğunu unutmamış elhamdülillah, çünkü “kültür, unutturalamayan”dır. Ve bu toplumun (“ateistim” diyenin de dâhil) iliklerine kadar “İslam kültürü” işlemiş durumda.
Prof. Dr. Faruk TAŞCI / Haber7
Yorumlar28