Henüz 'erken' olduğu için evlenmeyi düşünmemenin bedeli ağır olur

  • GİRİŞ30.08.2025 09:27
  • GÜNCELLEME01.09.2025 08:41

Şu anda yaşları 60 üstü olan annelerimizin döneminde evlenme yaşları 15 civarı idi, babalarımız için de ortalama 20 dolayları. O dönemin köy hayatı, geniş aile yapısı ve örfü (toplumsal zemini) buna müsaitti. Ayrıca dönemin resmi nüfus politikaları bu duruma uygundu; zira 1965’e kadar Medeni Kanunu’nda evlenme yaşında alt sınır erkeklerde 17, kadınlarda ise 15’ti.

Toplumsal Değişimle Birlikte İlk Evlilik Yaşı Arttı.

Gel zaman git zaman derken “ilk evlilik yaşı” artmaya başladı. Bu durum 2000’lerle birlikte de böyle devam etti.

2001-2024 yılları arasını kapsayan verilere göre, Türkiye’de hem erkekler hem de kadınlar için ortalama ilk evlilik yaşı düzenli olarak artış halinde. Erkeklerde bu yaş 2001’de 26 iken 2024’te 28,3’e; kadınlarda ise 22,7’den 25,8’e yükselmiş durumda. Kadınlardaki artış erkeklere kıyasla daha belirgin, böylece iki cinsiyet arasındaki evlilik yaşı farkı 3,3 yıldan 2,5 yıla gerilemiş vaziyette.

Neden mi böyle oldu?

Bu durum, genelde ama özelde kadınların eğitim süresinin uzaması ve sonrasında iş gücüne katılımlarının artması, bireysel karar alma eğilimlerinin güçlenmesi gibi etkenlerle açıklanabiliyor. Yani toplumsal değişim önemli faktör; toplum, aynı toplum değil, toplumsal normlar değişmiş durumda.

İşin ekonomik nedenleri de var. Ekonomik belirsizlikler (gelecek endişesi) ve (hem ekonomiden kaynaklı hem de ailelerin “uçuk” taleplerinin etkisi ile) evlilik maliyetlerinin artması, evlenme adımı atmada zorluklara neden oluyor.

Üstüne, boşanmaların çoğalması ve sonrasındaki “süresiz nafaka” sorununun varlığı, ayrıca büyük dert. Özellikle “süresiz nafaka” sorunu, yeniden evlenme niyeti kuran erkek kadar ilk defa evlenmek isteyen erkek için de evlilik kararında engel ve “korku” faktörü.

Bireysel faktörler de işin içinde. İnsanlar, artık ailelerinin geleneksel kurallarından daha az etkilenmekte (örneğin görücü usulüyle yapılan evlilikler azalmış durumda) ve daha çok kendi istekleri doğrultusunda kararlar alıyorlar. Bu, normal; ama bunun sonucunda, örneğin “doğru kişiyi (hayatının aşkını) bulana kadar” veya “kusursuz eş arayışı/takıntısı” nedeniyle evlilik kararı ertelenebiliyor.

Tüm bu faktörler, Türkiye’de ilk evlilik yaşının yükselmesinin sadece bireysel tercihler değil, aynı zamanda sosyoekonomik ve kültürel dönüşümlerle de yakından ilişkili olduğunu, hukukî bazı zorlukların da varlığını ortaya koyuyor.

Yakın zamanda (Mayıs 2025) KONDA tarafından yapılan araştırma da bu “nedenleri” teyit ediyor. Araştırma sorularından biri “neden evlenmeyi düşünmüyorsunuz?” şeklinde.

Birden çok cevap seçeneğine işaretleme yapılabilen sorunun cevaplarında ilk sırada “henüz erken olduğunu düşünüyorum” (% 42) var. Sonrasında “işim/okulum daha öncelikli” (% 34), “ülke ve dünyanın geleceğinden endişeliyim” (% 31), “maddi imkansızlıklar” (% 26) ve “evlenecek adayım yok” (% 21) cevapları geliyor.

İlk evlilik yaşı bu şekilde artmaya devam ederse, belli “hoş olmayan” sonuçları olacaktır.

Bir kere, doğal olarak çocuk sayısı azalmaya devam edecektir. Sosyal Panorama: Nüfus ve Aile (SETA Vakfı, 2025) adlı derleme kitapta Bilal Coşan’ın kaleme aldığı bir yazıya atıfla söylenecek olursa, Türkiye’de annelerin doğum yaptığı ortalama yaş giderek yükseliyor. 2001 yılında ortalama anne yaşı 26,7 iken, 2023 yılında 29,2 olmuş. Doğurganlık yaşındaki artış özellikle büyükşehirlerde ve batı illerinde belirginleşmiş, doğu ve güneydoğu illerinde ise görece daha genç yaşta annelik söz konusu.

Ya da ilk evlilik yaşı bu şekilde artmaya devam ederse, (başka “özel çabalar”ın da etkisi ile) “nikâhsız birliktelikler” de artarak “norm/al” hale gelecek ve gayri meşru çocuk sayısı da artacaktır. Zira yukarıda sayılan sebeplerin de tetiklemesiyle “erken erken” diye diye “nikahsız birliktelik” alanı genişleyebilir.

“Nikahsız birliktelik” alanı genişlerse ne mi olur?

Buyurun Avrupa Birliği’nde ne olduğuna:

EUROSTAT verilerine göre, 2023 yılında Avrupa Birliği’nde doğan çocukların % 41,1’i evlilik dışı gayri meşru (zina sonucu) gerçekleşmiş. Sekiz Avrupa Birliği ülkesinde ise evlilik dışı doğum oranı % 50’nin üzerine çıkmış durumda. En yüksek oranlar, Bulgaristan’da (% 59,7), Portekiz’de (% 59,5) ve Fransa’da (% 58,5). En düşük oranlar da yüksek aslında: Yunanistan (% 9,7), Macaristan (% 24,4) ve Hırvatistan (% 26,1).

Bir yandan evlilik için “daha erken” denmeye devam edilecek ve diğer yandan da “gayri meşruluk” (zina çocuğu) da olmasın isteniyorsa geriye “göçmenler ve çocukları” seçeneği kalıyor. Bu seçenek, özellikle ekonomide bazı sektörlerin (örneğin tarım ve hayvancılık) ayakta kalması ve değişen toplumsal ihtiyaçlara (örneğin bakıcılık) cevap verilebilmesi için ortada capcanlı duruyor.

Hal böyle olunca, gençleri bir an evvel evlendirip çocuk sahibi yapmanın en kestirme/kolay yollarına başvurmak icap ediyor. Evliliği kolaylaştırmak için bir yandan ailelerinin elinden geleni yapması şart, diğer yandan da devletin desteklerini/teşviklerini artırması ve evlilik önündeki (süresiz nafaka gibi) engelleri kaldırması elzem.

Aksi halde ortaya çıkabilecek her türlü kötü sonuçların vebali aile (ve yakınları) ile ilgili yöneticilerin.

Prof. Dr. Faruk Taşçı / Haber7

Yorumlar16

  • Abdullah Biri 6 gün önce Şikayet Et
    Ben emekliyim 17 bin maaş 23 bin ev kirası oglum evlenmesi için benim ve hanımın ölmesi gerekli. Ölemiyoruzda rabnim canımızı almıyor. Evlen diyoruz iki maaş iki ev kirasına yetmeyecek oglum biliyor kendini bizim için feda eddi. Hadi bakalım hocam bunada yorum yaz ALLAH İÇĞN. ekonomiyi bu hale getiren YURTİÇİ masonlara yol veren kim neden sizin etrafına göre
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Bahadır 1 hafta önce Şikayet Et
    Süresiz nafaka olduğu müddetçe asla evlenmeyi düşünmüyoruz.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Vatandaş 1 hafta önce Şikayet Et
    Yine olan olduktan sonra ele almamız gerektiğini düşündüğümüz bir konu.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • MSFR. 1 hafta önce Şikayet Et
    Zinayı yasakla , adam öldürme ve zinaya çok ağır ceza getir halen idam , herkes aklından ne geçiyorsa yapıyor , yani kadın erkeğe ulaşabiliyor , erkek kadına , aile yapısıda bitince ne gerek evlenip aile kurmaya, pahalılıkta tuzu biberi oluyor.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Yasin 1 hafta önce Şikayet Et
    Geçmiş olsun iş işten çoktan geçti.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat