Boşanma Gerçeği-I: Diziler Boşanmayı Nasıl “Normalleştiriyor”?

  • GİRİŞ01.11.2025 09:19
  • GÜNCELLEME02.11.2025 09:55

Türkiye’de boşanma son yirmi yılda istikrarlı bir artış gösteriyor. TÜİK verilerine göre 2001 yılında 91.994 olan boşanma sayısı, 2024’te 187.343’e yükseldi. Kaba boşanma hızı da aynı dönemde binde 1,4’ten binde 2,19’a çıkmış durumda. 

Evliliğin ilk yıllarında (ilk 10 yıl) boşanmalar daha fazla olsa da artık uzun yıllardır evli olanlarda da (50 yaş üstü) boşanmalar artıyor.

Yani maalesef artık Türkiye’nin boşanma gerçeği var! İstesek de istemesek de “Allah’ın sevmediği helal olan boşanma” gerçeği ile karşı karşıyayız. 

Elbette bu artışta tek sebep yok; ekonomik, kültürel, bireysel pek çok etken var. Ancak bir faktör özellikle gözden kaçı(rı)lıyor: Medya ve özelde televizyon dizileri.

RTÜK verilerine göre diziler, Türkiye’de en çok izlenen ikinci program türü. “Ben hiç izlemem” diyene “sen istisnasın” denebilir!

Bu dizilerin içeriğine baktığımızda ise “aile dizisi” kılıfıyla sunulan yapımların popüler kültürün (aslında kültürsüzlüğün) etkisi altında şekillendiğini görüyoruz. Baba, baba değil; anne anne değil! 

Şiddet, ihanet sarmalı, yasak aşk (aslında şehvet), tüketim çılgınlığı ve entrika gibi temalar artık neredeyse her yapımın temel unsuru ve baştacı. Şahsi çıkar, maddiyat ve hırs ön plana konulmuş durumda. Sevgi, saygı, sadakat ve fedakârlık hak getire. 

Dizilerdeki ideal eş profilleri ise meseleyi daha da zorlaştıran cinsten: Erkek için kadının güzelliği (aslında bedeni ve çıplaklığı), kadın için erkeğin zenginliği ve kariyeri ön planda. Böylece diziler, “iyi bir evlilik”in sevgiyle ve saygıyla değil, güzellik ve statüyle kurulabileceği mesajını bilinçaltımıza işliyor. Bu diziler sadece izleyiciye güya “hoş vakit” sunmuyor; aynı zamanda değerler sistemimizi alt üst ediyor; dinamitliyor!

İzleyiciler de aslında bu durumun farkında. Araştırmalar, izleyicilerin % 62’sinin dizilerin çocuk ve gençlere olumsuz örnek oluşturduğunu, % 46,3’ünün ise aile yapısına zarar verdiğini düşünüyor. 

Bu, tesadüf değil. Çünkü (Dallas’la başlayan furyayla) diziler, Türk kültüründe “ayıp” veya “mahrem” sayılan konuları “teşhirci” biçimde sunarak toplumsal hadleri/sınırları yıkma eğiliminde. Utanmamız gereken her ne varsa, övündürme vazifesi icra ediyor diziler. Ar damarlarını çatlatıyor!

Ortada bir nevi “dramatik cazibe” var; bal görünümlü zehir! Bu nedenle, ekranlarda “normalleşen sadakatsizlik”, gerçek hayatta da aile ilişkilerindeki sabır ve fedakârlık anlayışını zayıflatıyor hatta yok ediyor. “Sana mı katlanacağım” vesveseleri kaplıyor eşleri böylece. 

Bugün televizyon dizileri bir yandan “eğlence” üretirken, diğer yandan da toplumsal norm üretme mekanizması haline geldi. Bu yapımlar, aileyi merkeze alıyor “gibi görünse de” aslında aileyi çözülmenin eşiğine getiren bir “model” sunuyor. Boşanma normalleşiyor yani. 

İşte boşanmanın bu kadar artmasının nedeni sadece ekonomik sıkıntılar ya da bireyselleşme değil; ekranlarda her gün yeniden kurgulanan “aşk (şehvet) ve ihanet” hikâyeleri de bu süreci meşrulaştırıyor; eşeğin aklına karpuz kabuğu düşürülüyor!
Sonuçta diziler, sadece izlenmiyor; içselleştiriliyor. Ve her gün milyonlarca izleyicinin evine giren bu şerli hikâyeler/diziler, boşanmayı “son çare” değil, “doğal bir seçenek” haline getiriyor. Üstüne, dizilerde boşanmış bir kadın veya erkek “bağlarından kurtulmuş” güçlü ve saygın bir figür olarak sunulunca, geri dönüşü de zor oluyor. Gerçek hayatta da aklıselim insanların yerine “boşan da kurtul” vesvesesini telkin edenler çok olunca, boşanma kaçınılmaz oluyor.

Ne mi yapılmalı?

Çok basit (ama bir o kadar da nefse zor gelen): Aileye (doğrudan veya dolaylı/sinsice) saldıran dizileri, bu dizileri yayına alan kanalları, hatta bu dizilerde oynayan oyuncuları boykot!

“Lekum dînukum veliye dîn”.

Prof. Dr. Faruk TAŞCI / Haber7

Yorumlar16

  • Mgl 1 gün önce Şikayet Et
    Evlilik bir ibadet,bir imtihan vesilesi,eşinle imtihan,çocuklarınla imtihan,akrabanla imtihan,eşinin akrabasıyla imtihal...herkes bir şekilde amel defterini dolduruyor...kim kendi için ne dolduruyor amel defterine..kim bunun hesabını düşünüyor,kim karşı tarafın kendinden alacaklı olabilecegini düşünüyor..Allah'a cc karşı kendi sorumluğunu düşünüyor...bu evliliği Allah cc neden emretmiş..
    Cevapla
  • Adalet 5 gün önce Şikayet Et
    İngiliz ve yahudinin işbirliği ile bütün islam alemi büyük bir ahlaki çöküşün içine girdi ... Allah bu iki aşağılık sürüsünü kahretsin inşallah
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • İhtiyaç ve istek 5 gün önce Şikayet Et
    İhtiyaç ve isteklerimiz arasındaki farkı bilemiyoruz, Allah biz müslümanlara iman Kur'an ibadet sağlık sıhhat afiyet nasip etsin,ne yazık ki filmler ve reklamlar dahi hep daha çok istemek için kışkırtıcı nefsi azgın hale getirmek için yani daha çok satış için?yasal düzenlemeler gerekir?
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Maho 6 gün önce Şikayet Et
    Devletin buna el atması lazım. Rusya'da bile,Türk dizileri Rus ailelerini ahlaksızlığa ittigi için boykot yapıldı. Özellikle, kadın, yemek programı, yarışma Müge Anlı, Yetiş bacım vb.adı altında ahlaksızlık reklamı yapılıyor. Her ne kadar bu tür programlarda, suçlu bulunsa da, şeytanın aklına gelmeyen şeyler öğretilip Reklam ediliyor.Normalleştiriliyor.Reklamın iyisi kötüsü yoktur.
    Cevapla Toplam 7 beğeni
  • Tnç 6 gün önce Şikayet Et
    Dizilerde insanların şirketleri var, villaları var, hizmetçileri şoförleri var, son model lüks arabaları var bolluk içinde rahatça yaşam var. Kolay para kazanma var. Fakat hiç bir dizide o paranın nasıl kazanıldığı gösterilmez. Eğer gösteriliyorsa uyuşturucudan, kaçakçılıktan, kumardan kazanılan gösteriliyor. Oysa gerçekte iş insanları evinde yatamıyor bile. Ömrü otel odalarında geçiyor.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat