BOP’a karşı AK Proje

  • GİRİŞ20.09.2025 13:57
  • GÜNCELLEME20.09.2025 14:09

Tıpkı Orta Doğu’daki kumların gece gündüz yer değiştirmeleri gibi ülkeler de artık yer değiştirmektedir. Çünkü son iki asırlık Batı hegemonyasındaki küresel sistem çekirdeğinden kabuğuna kadar çatırdamakta ve Çin gibi yeni güçler doğmaktadır. Güneş, iki asırdan sonra yeniden Asya’dan doğmaktadır. 

Ruslar tarafından bir zamanlar dünyanın en büyük gemisi olarak inşa edilse de tamamlanamadan motorsuz olarak İstanbul Boğazı’ndan Çin’e kadar çekilen ve şimdi Çin tarafından uçak gemisine dönüştürülen Varyag gibi, aklı ve kalbi Asya’da ama Batı’ya, motoru sökülerek sürüklenen Türkiye’nin de artık Varyag gibi 59 İslam ve onlarca mazlum ülkenin el uzattığı bir güce dönüştüğü görülmektedir. 

Sayın Devlet Bahçeli’nin dün arz ettiği fikrini biz yıllar önce Bölünmüş Ortadoğu Projesi’ne (BOP) karşı Anadolu Kalkanı Projesi (AKP) olarak yazmıştık. Tekraren arz ediyorum.

Soğuk Savaş’ın (1945-1990) bitmesinden sonra zaferini ikinci kez ilan eden ABD’nin, iç ve dış sebeplerle tahtı sarsılmasına rağmen, 21.yüzyılda da küresel hâkimiyetini sürdürmek için Büyük Ortadoğu Projesi (BOP)’ni, uyguladığı görülmektedir. 

Bu strateji doğrultusunda, 45 yıllık soğuk savaştan sonra tam huzura kavuştuk derken,  savaş davullarına kalemini, “Medeniyetler Çatışması” için tokmak yapan S. Huntington’u ve Yahudi  Bernard Lewis’in BOP için, CIA Ortadoğu şeflerinden G. Fuller’e malzeme hazırladığı ve söz konusu kişilerin, tezlerinde, “Dünya üzerindeki Doğu-Batı fay hatlarını ve Batı Dünyası’nın kontrolüne geçirilmesi gereken yer olarak belirlenen, petrol merkezi, stratejik geçiş merkezleri ve tarihi düşman bildikleri İslam Dünyası’nda” kanlı cetvellerle çizilen yeni sınırlar uyguladıkları görülmektedir. 

Bu strateji doğrultusunda 2000’lerin hemen başında ABD liderliğinde, Osmanlıdan sonra kurul üç şehirlik ulus-devletlerde de, il il Bölünmüş bir Proje uygulamaya konulduğu ve 11 Eylül 2001’de de fitilinin ateşlendiği görülmektedir. Hedef olarak tarihte de görüldüğü gibi, her an bir Tarık, bir Selahaddin veya bir Fatih çıkarma potansiyeli olan 22 ülke, 1 milyar nüfus (İslam Dünyası’nın Kalbgahı: Cebeli Tarık ve Malakka Boğazı Hattı) ve 12 milyon kilometrekarelik İslam Dünyası’nda, yeni bir Syks-Pico’nun uygulanması görülüyor. Ayrıca burada destek amacıyla Rusya’nın ve sürpriz bir şekilde Çin’in de sahaya sürüldüğü görülüyor. Oysa Çin ve Rusya’nın çıkarı BOP değil, Anadolu ile birlikte olmaktan geçiyor. Bu, Rusya’nın Sıcak Sulara inme ve Çin’in Tek Kuşak ve Tek Yol stratejisine de uygundur.

Gezi olayları ve Kanlı Prag gibi Tunus’ta bir başlatılan, “Arap Baharı” sonrasında Libya, Irak, Afganistan ve Yemen gibi ülkeler, doğrudan saldırılara maruz kalırken; Suriye ve Mısır gibi ülkelerde, rejimlere ya destek verilmiş ya da 40 yıllık diktatörlerden daha kötüsü gelmiştir.

ABD’nin İsrail’den sonra DAİŞ ve PKK diğer terör örgütlerini, pervasızca silahlandırıp desteklemesi ve Siyonist hahamların iki bin yıllık kerametlerine yorumlanan Babil’de dalgalanan bayraklar, durumun vahametini göstermektedir.

BOP’a karşı Anadolu Kalkanı Projesi (AKP)

Azametli, bahtsız, şanlı ama talihsiz muhteşem Asya Kıtası, yaklaşık üç asırdır, bulutların sabah güneşinin önünde geri çekildiği gibi ‘küçük çıkıntısı’ Avrupa yarımadasının ve O’nun zalim veledi ABD’nin önünde geri çekilmektedir. Ayağa kalkmak için giriştiği bir hamlesi başka bir felaketine sebep olmakta ve çırpındıkça da batmaktadır. 
Bu helaket ve felaketten kurtulmak, eski azametli günlerine tekrar kavuşmak için giriştiği Tanzimat, Islahat, Reform, İhtilal ve ne idüğü belirsiz yenilik adı altındaki tüm gayretlerine rağmen bu zillet döneminden bir türlü kurtulamamıştır. Muazzam Asya Kıtası, Batı’nın Çin’deki afyon savaşlarına, İslam Dünyasındaki büyük-küçük ve böl-parçala-yut politikalarına, diktatör-cahil-gaddar uşaklarının Saddamvari tek perdelik tiyatrolarına sahne olmaktadır. 

Bir zamanlar Batı tarafından “Allah’ın Kırbacı” olarak nitelendirilen Doğu, zamanla Batıyla yer değiştirmiş, Batı’nın kendisinden çaldığı keşif ve icatlarını aynı vasıflarla tavsif edecek kadar cahilleştirilmiştir. Öyle ki; nerdeyse bin yıl önceki bilgi seviyesinin altına inmiştir. 

Avrupa, cihangir Asya ordularının atlarını otlattığı Macar ovalarıydı. Yunan’da Persi, Viyana’da Türkü, Kudüs’te Kürdü, Amuriyye’de Arabı, Moğolu, teknolojide Japon’u ve Çin’i için de böyleydi. Her Asyalı kavim, Avrupa’ya tek başına aslanlar gibi saldırmıştır. Lakin Avrupa, Haçlı ve daha sonraki tüm seferlerinde ancak “İttifak” adı altında ancak çakal sürüleri gibi Asya’ya saldırmıştır. 

Avrupa, 500 yıl öncesine kadar (Piri Reis’in Güney Amerika Kıtasının kıyılarını bile en ince ayrıntısına kadar çizdiği 1513 tarihli  haritasına rağmen) Kuzeyinde ateş, Batısında canavarların yaşadığına inandıkları Dünya’ya; arkada Asya orduları önde okyanus korkusuyla denizlere açıldıkları daha ilk gün, "bin bir tat, her türlü et ve baharat, altın, gümüş ve taş" nakaratlarıyla koşuşan sefil kopuklar olarak, okyanusları aşıp Amerika  yollarına dökülmüştü. 

 Avrupalılar, daha ilk seferlerde o kadar açgözlü ve iğrençtiler ki; dünyayı ikiye böldükleri (1494- Tordesillas Ant.) Asya Kıtası’nda veya yeryüzünün herhangi bir yerinde, gözlerine kestirdikleri bir yeri, ‘En ziyade müsaadeye mahzar millet’ diye Uluslararası Hukuk adı altındaki, uydurmalarıyla oraya doluşurdu.  Kapitülasyon, üs, liman, asker derken bir casusla orada huzursuzluk çıkartıp, sonra da ‘Barış ve Dünya’nın Güvenliği’ için orayı işgale girişir ve geberinceye kadar da oradan çıkmazdı.  Kan ve İnsanlık dışı bir güç üzerine kurulan Batı’nın İmparatorluğu (AB+ABD+İsrail) Dünyaya hâkim olduğu günden beri Dünya yalancı gülümsemelerden başka huzur yüzü görmemiştir. 


 
(7 Haziran 1494 tarihli Tordesillas Antlaşması)

Haçlı ve Sömürge seferleri, 100 yıl, 30 yıl, 7 yıl, I. ve II. Dünya Savaşlarının, Soğuk Savaşın ve Dehşet Dengesinin, Ortadoğu facialarının müsebbibi ve felaket tellalı hep Batı olmuştur. İlk defa kimyasal, nükleer ve biyolojik silahları kullanan Batı olmuştur. 
Bugün Batı’nın ürünü olan İsrail’in 714 gündür Gazze ve İslam Dünyası’da yaptıklarında görüldüğü gibi Batı,  bir daha insan olamayacak kadar bozulmuştur. İsrail gibi tek anladığı şey kuvvettir. Hele köksüz ABD’nin, insanlığın anası olan toprakları istilaya giriştiği bir sırada (Büyük Ortadoğu Projesi) Batı, artık iflah olmaz bir şekilde can çekişme sürecine girmiştir. 

Dünyaya binlerce yıl hükümranlık yapan Asya, Dünya’nın gerçek efendisidir. Dünyaya Pers ve Moğollar gibi bir iki hatası dışında asla kötülük yapmamıştır. İpeği, yazıyı, matbaayı, cebiri, astronomiyi, simyayı, kimyayı, sosyolojiyi ve daireyi adliyeyi… Kısaca sayısal ve sosyal tüm bilimlerin ana unsurlarını Asya ve İslam Dünyası bulmuş ve kitabını yazarak Batı’ya vermiştir. 

Daha Ortaçağda yani Avrupa’nın karanlıklarda boğulduğu, vebadan kırıldığı kısa bir zaman önce, Avrupalı bir hastasını Asya’nın eczanesine gönderdiğinde o ülke tavus kuşu gibi tüm maharetini sergileyerek kapılarını ardına kadar açar ve bir daha yorulmasın diye yöntemini de öğretirdi. Hatta Haçlı işgalinde ona kılıç sallayan ele, cerrahiyatı öğretmiş kitabını vermiş (İbn-i Sina/Kanun-u fi-tıb) ve 600 yıl da okutmuştu. İstanbul, Taç Mahal, Selimiye, Şam-Bağdat-İsfahan-Türkistan Medreseleri ilmin olgunluk temellerinin atıldığı yerlerdir. Bu nedenle yüzyıllarca Asya Kıtası, Avrupa için ulaşılması imkânsız bir Kızıl Elma, Kaşıkçı Elması, Çin İpeği, Hint Kumaşıydı.

Bugün dahi Avrupa, bir Asyalıyı ancak bir hayvan gibi ilaçlarını ve silahlarını denemek için ancak kobay olarak görmektedir. Bunu öğrenen biri çıkarsa da onu teröristlikle suçlayıp ittifaklarla hareket ederek sürüler halinde ona saldırmaktadır. Osmanlı, Hindistan, Çin, Japonya, Rusya… I. ve II. Dünya savaşının gerçek sebebi Almanya olmasına rağmen ve Japonya da teslim olduğu halde ona karşı atom bombası kullandı. Japonlar, ellerinde biyolojik silah olduğu halde, İmparatoru, “ahlaksızca bu savaşı kazanacağıma, kaybetmeyi tercih ederim”, diyerek kullanmadı ama ABD, dört ay sonra atom bombası kullandı. Açıkçası bunun bir tek nedeni vardır: Asya dirilmesin diye.  Japonlar, İngilizlerin kumpasıyla Rusya, Filipinler ve Çin’e eziyet ettilerse de hiçbiri İngilizlerin eline su dökemedi henüz.

Dünya’nın Anası Asya’dır. Merkez Kıta olan Asya, Dünya Anakarasına sırtını dayamış bir pehlivan gibi, Dünyanın en önemli stratejik su ve kara geçitlerin de sahibidir.


 
Batı’ya karşı çözüm: Anadolu üzerinde kurulabilecek olan bir ittifakın Güney Kuşağı(Fas-Endonezya) boyunca Müslümanlar, Kuzeyinde Ruslar; Doğusunda ise Çin, Japonya ve Hindistan… Yani Asya’nın Trilaterealı (üçlü)… Tıpkı ABD, İsrail ve Avrupa İttifakı gibi… Peki neden neden Anadolu?

Birincisi: Anadolu, eskiden beri Batının durdurulduğu yerdir. Eğer İskender burada durdurulabilseydi, Hindistan’a kadar gidip Afganistan’da Buda’ya şal giydiremezdi. Avrupa burada durdurulamadığı için bugün Ortadoğu, Ukrayna, Rusya ve Dünya bu haldedir. Rusya bile 100 yıl geriye gitmiş, Asya’nın hafıza kartı Çin, Kültür Devrimiyle Batı tarafından köleleştirilmiştir. Rusya ve Çin ancak son yarım asırda uyandılar. İslam Dünyası ise ilk kez top yekûn son çeyrek asırda İsrail’in füzeleriyle uyanmaktadır.
Bu yüzden Asya Kıtası, savunma kalkanı olarak Akdeniz, Orta Doğu ve Kafkasların öncelikli güvenliği için Anadolu’yu savunma hattına dönüştürerek, Asya kıtasına kalkan yapmalıdır. Ve en önemlisi Asya’nın en büyük karşı ihtilalini ilk kez 15 Temmuz 2016’da yapan iri, diri ve bir olan Anadolu Basireti ve Ruhu’dur. Bunun öncüllerinden olan Batı odaklı Çin ve Rus devrimlerini o halklar hala tersine çeviremedi.

İkincisi: Doğu Akdeniz, Balkanlar, Ortadoğu, Kafkaslar, Çanakkale ve İstanbul, Basra ve Kızıldeniz Boğazları Dünyanın belli başlı en stratejik noktalarıdır. Buralar da ancak Anadolu üzerinden kontrol edilebilir. Keşmir konusunda Hindistan ve Pakistan rahatlıkla anlaşabilir.  Bir Avrupa fitnesi olan Keşmir’de bu ülkelerin toprak bütünlüğü çerçevesinde büyük Asya Kıtasının ittifaklarıyla çözülmelidir. Çünkü Batı birlikler kurarken Doğu’nun hala bölünüp, toplamını Batılıların aldıkları çarpışmalardan kurtulmalıdır. 

Çin, Hindistan ve Rusya; Filistin, Suriye, Irak ve Afganistan sorununda Müslümanlardan yana tavır koymalıdır.  ABD’nin bu bölgeye daha fazla yerleşmesini önlemek için Orta Asya’da imzalanan Şanghay İttifakına Türkiye, Afganistan, Mısır, Hindistan, Endonezya da dâhil edilmelidir. Karadeniz Ekonomik İşbirliği Antlaşmasına ciddi işlerlik kazandırılmalıdır. 

Bölgesel ittifaklara ilave olarak, yeni bir Filistin’e veya İsrail’e dönüşmek üzere olan Kürtler; İran, Suriye, Irak ve Türkiye arasında oluşturulacak ‘Üçlü’ bir ittifakın ‘Diz Kapağı’ olabilir. İslam ümmetinin bu yetim milletinin huzurunu esas alan çözümler çok kolaylıkla bulunabilir. Tarih, buna en büyük şahittir. Türk, Arap, Kürd ve Fars, dört harfli dört millet olarak 4x4 bir sistem kursalar dörtnala giden bir at gibi Batı’yı dört yılda yakalayabilirler. Kürt’le Türk’ün farkı ne ki, sadece harflerin yeri karışmıştır. Kürt ile Arap’ın Acem’in farkı da yoktur. Kaderimiz olan bu coğrafyada herkese ekmek vardır. Eğer bu coğrafya da ‘ortak tarih, kültür, din ve ortak çıkar” prensibiyle hareket edilmezse, Orta Doğuda İsrail’den daha büyük bir felaket 3–5 yıl sonra kapımızdan içeri girecektir.

Batı, Rusların Deli’lerine teknoloji aktarıp, Osmanlıyı dövdü, Japon’u kışkırtıp Rus’u dövdü, Osmanlıyla birleşip Rus’u Kırım savaşında Karadeniz’e hapsetti ve Kıbrıs’ı gasbetti. Japonya’yı yıkıp mankurtlaştırdı, Saddam’ı okşayıp İran’ı dövdü artık son olarak kendisi, İngilizlerin 19.y.y’da Osmanlı’ya karşı işgale bizzat girişip destekleme politikasını terk etmesi gibi; BOP adı altında Bereketli Hilal’i yutmak üzeredir. Oysa burası Çin ev Rusya’nın da hayat kaynağıdır. Yani artık yarım hür olan bu kıtanın, özgürlük adı altında her türlü silah kullanılarak bizzat işgal dönemi başlamıştır.
 
Sonuç; ayıp, yasak, günah, demokrasi ve insan hakları Batı’nın defterinden silineli on yıllar olmuştur. Tek çözüm; özümüz olan muhteşem Asya kültüründe ittifaklar kurmaktır. yani ticari anlamıyla A.Ş kurmaktır.
  
Bu mümkün mü? Evet, mümkün ve başka hiçbir şansımız da yoktur. Hem de şimdi tam zamanıdır. Erdoğan, Putin ve Çin lideri 25. Şangay zirvesinde görüldüğü gibi bunu yapabilir. Batı, tüm insanlıkta nefret uyandıracak kadar kıtasından uzaklaşmıştır. İslam Dünyasının manevi ve Jeostratejik desteği, Rusların silah ve enerji, Çin ve Japonların para-teknoloji desteği birleşirse bu Dünya adası kurtulabilir. Afrika ve Güney Amerika fakirleri İskandinavlar, İrlandalılar bile buna destek verebilirler. 
 
Prof. Dr. Hüseyin ŞEYHANLIOĞLU
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi

Yorumlar6

  • HIDIR BUDUR 1 saat önce Şikayet Et
    CRİSTOF COLOM'DAN .. YENİ TÜRKİYE'YE ; 1492'de "hep BATI İSTİKAMETİNDE " giden Kristof COLOMB Amerika kıtasını keşfettikten sonra DOĞUYA gelmiştir. Bu olaydan 533 sene sonra "Hep BATI İSTİKAMETİNDE" olan Türkiye " Batılıların bir yandan "DOSTUZ" derken; diğer yandan "saman altından Türkiye'nin altını oyan tutumlarından" bıktığı için ....
    Cevapla
  • Misafir 1 saat önce Şikayet Et
    Bakın çin ve rusya ile ittifak yapılmsz . İkiside emperyalist bu ittifak türkiye ve geleceği için felaket olur.
    Cevapla
  • AYETULLAH 2 saat önce Şikayet Et
    AĞABEYİM!Fransız'ın nesi var? Fuhşu,ZİNASI bir de ilhadı;(ALLAHSIZLIĞI) Kapıştı bunları 'yirmibirinci asrın evladı!' Ya Alman'ın nesi var zevki okşayan? Birası; Unuttu ayranı, ma'tuda(SERSEME)döndü kahrolası! Heriflerin, hani dünya kadar bedayii(İCADLARI)var: Ulumu(BİLİMLERİ)var, edebiyyatı var, sanayii var. Giden birer avuç olsun getirse memlekete; Döner muhitimiz elbet muhit-i ma'rifete.
    Cevapla
  • yeni hal 2 saat önce Şikayet Et
    analiz çok mükemmel olmuş tebrik ederim
    Cevapla
  • Recep IŞIK 2 saat önce Şikayet Et
    AĞABEYİM!Fransız'ın nesi var? Fuhşu,ZİNASI bir de ilhadı;(ALLAHSIZLIĞI) Kapıştı bunları 'yirmibirinci asrın evladı!' Ya Alman'ın nesi var zevki okşayan? Birası; Unuttu ayranı, ma'tuda(SERSEME)döndü kahrolası! Heriflerin, hani dünya kadar bedayii(İCADLARI)var: Ulumu(BİLİMLERİ)var, edebiyyatı var, sanayii var. Giden birer avuç olsun getirse memlekete; Döner muhitimiz elbet muhit-i ma'rifete.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat