Linç kültürünün olduğu yerde demokrasi olmaz

  • GİRİŞ03.06.2025 08:53
  • GÜNCELLEME04.06.2025 09:53

CHP’nin 14-28 Mayıs 2023 parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimlerini kaybetmesi ve Mart 2024’deki yerel seçimlerde başarılı olması CHP’de iç dengeleri alt üst etti.

Türk siyasetinde tartışmalı kurultaylarla ve hiziplerle anılan CHP, 2023 seçimlerinden sonra kendi içinde girdiği açık örtülü çatışmalarla yeni bir faza geçti.

CHP’nin son iki kurultayı CHP’liler tarafından mahkemeye taşındı.

CHP Yönetimi hem mahkemelik kurultaylarla hem de yolsuzluk, rüşvet ve irtikap… gibi suçlarla mahkemeye taşınan belediyeleriyle uğraşıyor.

Parti içi rekabet öyle bir hal aldı ki dünyada ve bölgede olanlar gündemlerinde hiç yer almıyor. Ukrayna-Rusya savaşıyormuş, Türkiye’nin güneyinde yapısal değişiklikler oluyormuş, Atlantik İttifakı tartışılır hale gelmiş, PKK silah bırakıyor ve kendini feshediyormuş gibi konular CHP’yi hiç ilgilendirmiyor.

Onların tek derdi var;

CHP’yi kim yönetecek, CHP hangi ekibin elinde olacak?

2023 yılında yapılan tartışmalı ve mahkemeye taşınan kurultayda CHP’de yönetimi ele geçiren grupla yönetimi kaybeden grup arasında var olan tartışma tehditlere kadar varmış durumda.

Söz konusu gruplar arasında var olan gerginliğin/çatışmanın geldiği nokta CHP kültüründe ve onu destekleyen yazar, çizer, aydın, sanatçı, trol vs. gibi gruplar arasında var olan “Linç Kültürü”nü açığa çıkardı.

Bakmayın siz bunları ağızlarından demokrasi, demokrat, hak, hukuk, adalet, insan hakları, sosyal demokrasi gibi kavramları sık sık kullandıklarına.

Bu demokrasi pıtırcıkları ağızlarından düşürmedikleri mezkur kavramlar işlerine gelmediklerinde hamurdan yapılmış putlar gibi yemesini iyi bilirler.

Farklı bir sesin çıkmasına tahammülleri yoktur. Bırakın karşı taraftan farklı bir sesin çıkmasına ve yeni bir düşüncenin dile getirilmesine, kendi içlerinde bile farklı bir sese ve duruşa asla tahammül göstermezler.

Bu seküler katı cemaatin baskısı kendi mensupları üzerinde Demokles’in kılıcı gibi sallanır. Zaman zaman geçmişte söz konusu baskı “Mahalle Baskısı” kavramıyla açıklanmaya çalışılmışdı. Fakat tahammülsüzlükte gelinen aşamayı anlatmak için “Mahalle Baskısı” kavramı yetmez duruma geldi. CHP ve çevresinde var olan “Linç Kültürü”nün aldığı boyut demokrasiyi tehdit eder boyutlara ulaştı.

Gözleri hiçbir şeyi görmüyor.

Kurultay şaibeliymiş, paralarla delegeler satın alınmış, pavyonlarda delege bağlanmış, imza veren delegelerin imzaları rüşvetlerle değiştirilmiş, belediyelerde rüşvet, yolsuzluk, irtikap almış başını gitmiş bunların umurunda değil.

Daha da ötesi, dönen dolaplara karşı çıkan, mahkemeye başvuran, hakkını arayan, itirafçı olan hiç zaman kaybetmeden hedefe konuluyor.

Geçmişte bulunduğu makama, ilişki düzeyine, partiye hizmetine, dostluğuna, azıcık dahi haklı olma ihtimali olup olmadığına bakılmadan hedefe konup “hain, dönek, işbirlikçi, karşı tarafa çalışan kişi” olarak damgalanıyor.

Söz konusu seküler sıkı cemaatin içinde “Linç Kültürü”nün geldiği hali görmesine rağmen cesaret gösterip farklı davrananlara yönelik tehdit seansları devreye sokuluyor.

Kendileriyle hareket edildiğinde konjonktürel de olsa el üstünde tutulanlar, farklı ses verdiklerinde veya davrandıklarında yemedikleri hakaret kalmıyor. Sevmedikleri ama konjonktürel olarak sustukları geçmişleri hemen masaya yatırılıyor ve linç başlıyor.

Meral Akşener ve Sinan Oğan’a yapılanlara bakın ne demek istediğimi anlarsınız.

Bunu da geçelim,

CHP etrafında kümelenmiş veya nemalanan seküler sıkı cemaat sadece geçici işbirliği yaptıklarını değil, yıllarca peşinden koştukları, oy verdikleri, zaman zaman kutsadıkları ve lider olarak gördükleri kişileri bile zamanla hedefe koymaktan geri durmazlar.

Bakın Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun başına gelenlere.

Bakmayın dillerinden düşürmedikleri cafcaflı kavramlara.

Bunlarda ilke falan aramayın, çıkarlarına dokunulduğunda bir anda aslan kesilirler.

Demokrasi ve adalet bunların gerçek gündemini oluşturmaz, sadece retorik olarak kullanırlar.

Ellerindeki en etkili silah “Linç Kültürü”dür.

İçlerinden dahi gelseniz farklı ses verdiğinizde veya davrandığınızda “Link Kültürü” devreye sokulur.

Linç kültürünün olduğu yerde ise demokrasi olmaz.

Buna başvuranlardan da demokrat olmaz.

Prof. Dr. Mehmet Şahin - Haber7

Yorumlar38

  • melis 1 gün önce Şikayet Et
    “Hamurdan yapılmış putlar” benzetmesi, söylem ile davranış arasındaki ikiyüzlülüğü tokat gibi yüzlere çarpıyor.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • bilge 1 gün önce Şikayet Et
    Seküler otoritenin görünmeyen kırbacını bu kadar berrak gösteren az yazı okudum. Kaleminiz, içeriye dönük linç mekanizmasını röntgen ışığı gibi ortaya koymuş
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • uyarı 1 gün önce Şikayet Et
    Yazının son cümlesi, yalnızca bir yargı değil, aynı zamanda bir uyarı: "Linç kültürünün olduğu yerde demokrasi olmaz.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ayşe 1 gün önce Şikayet Et
    Linç kültürünün, seküler mahalledeki “kutsanmış suskunluk”la nasıl beslendiğini çarpıcı biçimde deşifre etmişsiniz
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • sinan 1 gün önce Şikayet Et
    Demokrasi maskesi altındaki tahakküm düzenini bu denli cesurca anlatmak, hakiki entelektüel tavırdır.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat