Hukuk tatilden döndü mü? Kime suikast düzenlenecekti?

Türkiye’yi sanki aşiretler yönetiyorlar ve hukuk dinlemiyorlardı. ‘İttihatçı aşiret’ ve ‘Boğazdaki aşiret’ gibi.

‘İttihatçı aşiret’ önce askeri darbe sonra yargı darbesi için bütün psikolojik savaş yöntemlerini kullandı. Ne kadar rol çalsalar da toplum gerçekleri görmeye başladı.

Son Ergenekon operasyonunda hukuki delilleri gördükçe hayretten hayrete düşmeye devam edeceğiz. Neler atlattığımızı anlayacağız.

‘İttihatçı aşiretin’ son temsilcileri ”Ergenekon davasından bir şey çıkmaz” diyerek abartılı bir özgüven içindeydiler. Bunun için hata yapmaya devam ettiler. Zamanın ruhunu okuyamadılar. Zamanın ruhu; özgürlük, çoğulculuk, katılımcılık, açık toplum, açık devlet diyordu. Zamanın ruhu mevsimler gibidir onu değiştiremezsiniz.

‘Boğazdaki aşiret’te zamanın ruhunu okuyabilecek mi? İstanbul dükalığı veya büyük sermaye denilen boğazdaki aşiret üyeleri akıllıdır. Duruşunu kamu vicdanından yana yapar. Eğer milli iradeye ve toplumun değerlerine saygı duyarsa onuncu Ergenekon dalgası hafif geçer.

Neoconların çok şaşırdıklarını görmek mümkün. Çünkü onlar kötülük planlamasını savunan fikirleri ile dünyaya yön vermek isteyen Napolyon’un, Hitler’in, Stalin’in yeni versiyonlarıdır.

Yalnızca paranoyakların ayakta kalacağına inanırlar. “Merhametsiz olunuz! Merhamet zayıfların çakılıp kaldığı bir çarmıhtır.”diyen Nietzsche felsefesine inanırlar. Yahut “Din kralın iktidarını güçlendiriyorsa desteklenmeli ve dindarlar korunmalı eğer güçlendirmiyorsa yasaklanmalı ve dindarlar ezilmelidir” diyen Makyavel tezine inanırlar. “Yahudi halkını yönetecek olsam Süleymanın tapınağını yeniden yapardım” diyen Napolyon’u çok severler.

Ergenekon Oprerasyonunda Neocon bağlantısı iyi araştırılmalıdır. Halk yığınlarını harekete geçirmek, 7 Temmuz 2008’de yasa dışı mitingler yapmak ‘AYM Üyesi Sayın  Osman Paksüt’ gibi isimlere suikastlar düzenleyip “Kahrolsun Şeriat” yürüyüşleri yaptırmak isteyenleri iyi görelim.

Hukuk size de lazımmış!

Hukukun üstünlüğü toplumun kendi kaderi üzerinde egemen olmasını gerektirir. Hukukun yüceltilmediği devletler kötülük imparatorluklarıdır.

“Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” sözüne inanmayanlar şöyle düşünürler, “Millet egemenliğin ne anlama geldiğini bilmeyen ve egemenliğin bilincinde olmayan topluluktur” görüşünü savunurlar. Onlar adına konuşurlar ve “siz cahilsiniz biz daha iyi biliriz” derler. Kuralları çıkarlarına göre değiştirirler. Güçlülerin hukukunu savunan bu çağdışı bakış etnik ayrımcılığı, toplumsal paranoyayı besler ve sosyal barışın en büyük düşmanıdır.

Milli devlet refleksine dikkat!

Türkiyede huzur istemeyenler özellikle ABD’li Neoconlar milliyetçilerin milliyetçiliğini, dindarların inançlarını kullanarak kavga başlatmak isteyeceklerdir. Milli Devlet Refleksi 27 Mayıs’ta Orgeneral Rüştü Erdelhun’u, Orgeneral Nuri Yamut’u ve Orgeneral Tekin Arıburun’u hapislerde süründürdüler ve işkenceye maruz bıraktılar. Yapılanların yanlış olduğunu şimdi subayların büyük çoğunluğu kabul ediyor. O halde kışlalara bu komutanların ismini vermeye, itibarlarını iade etmeye ihtiyacımız var.

Toplumun bir kesimini diğer kesimi ile çatıştırıp devleti yönetmeye çalışan onursuz zihniyetin ve ilkel, primitif anlayışın değiştiğini görmek istiyoruz.

Toplumu geri zekalı, kültürsüz, velayete muhtaç görenlere, boğaza ve adalara doğru viskisini içip ilerici tutuculuk yapan kibirli elitistlere ve “Türk toplumunun DNA’sında sürü geni var” diye dalga geçenlere en iyi cevap demokratik tepkilerin devam etmesidir.

Hukuklu günler dileğiyle.

ntarhan@gmail.com