Kültürel sembolümüz Mozart olsun!

  • GİRİŞ27.11.2008 11:47
  • GÜNCELLEME27.11.2008 11:47
Napolyon Bonapart’a atfedilen bir söz vardır. ‘Eğer dünya tek devlet olsaydı başkenti İstanbul olurdu’ şeklinde.
 
Kader bize böyle tarihi bir değer vermiş. ‘İstanbul’ gibi bir değer sadece siyasi değer değil aynı zamanda kültürel bir değerdir.
 
2010 yılının İstanbul Kültür Başkenti yılı olmasında emeği geçenlere teşekkür borçluyuz.
 
Fakat tanıtım için yapılan çalışmalara, kısa filmlere ve tanıtım toplantılarına baktığımızda tam bir islamofobisi olan biçimsel modernist tarzı veya doğuya kibirle bakan oryantalist yaklaşımı görüyoruz.
 
İstanbul’un tanıtımı turizmcilere emanet edilmiş gözüküyor. Turizmciler arasında ‘kusura bakmasınlar’ parayı kutsallaştırmış, işini iyi yapma rolü ile malı götüren firmalar çok fazla var.
 
Ayrıca Kültür Bakanlığı’nın turizmin gölgesinde kalmasının rolü büyük... Kültür turizmi diyoruz sembollerimizi batıdan seçiyoruz.
 
İslamofobisi olan Türkiye Psikiyatri Derneği yönetiminin geçen yıllarda İstanbul’da yaptığı bir travma toplantısı vardı. Tanıtım kitapçıklarında bir tane Osmanlıyı hatırlatan resim yoktu.
 
Cami görünce Yunan tapınağı niyeti ile bakan bu zihniyet Anıtkabiri de Yunan Pagan Kültürünün sembolü Akropol’e benzetmediler mi?
 
Kültür oryantalist megalomanlara emanet edilemeyecek kadar kıymetli bir psikolojik savaş materyalidir. ABD Kola-Hamburger kültürü ile dünya tüketimine hükmetmeye çalışıyor.
 
Özgüveni eksik baba kompleksi olan modernist Cumhuriyet aydınına bıraktığımız kültürel tanıtım hata yaptırtır.
 
Geçmisi ile kavga eden bir insan sağlıklı olmadığı gibi geçmişi ile kavga eden bir toplumda sağlıklı açılımlar yapamaz. Çocuklarımıza ve gençlere yanlış örnek olduğumuzu bilelim.
 
Çalışkan ve halkın değerleri ile barışık aynı zamanda ileriyi görebilen bir kültür bakanımız var. Bu konuda lobileri dinlerken, onlara tanıtım stratejisi verirken kültüründen utanan tipleri ayırt etmesini bekliyoruz.
 
Zaten hükümetimiz bir işe iyi başlıyor daha sonra lobilerin etkisi ile çok şeyi berbat ediyor. 16 defa ihale yasası çıkarıyor bir defa YÖK yasası çıkarmıyor. İstanbul’u kültür başkenti yapıyor sonrada kültürümüzü Batı kültürüne emanet ediyor.
 
AKP’li dostlarımız ve vekillerimize hitap ediyorum bu konuda susma hakkınızı kullanmamalısınız. Birkaç Meclis araştırma komisyonu raporu ile işimi yaptım tenbelliğine düşmemelisiniz. En önem verilen ‘Kültürel Kimliğimizi Koruyarak Modernleşmek’ ilkesinden vazgeçmeyelim.
 
Viyana ‘yı ziyaret edenler bilirler. Çikolatalarda bile Mozart sembolleri vardır. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’yı ve Osmanlıyı değersizleştiren tobloları restoranların duvarlarında bol miktarda görebiliriz. Avusturyalılar Viyana kuşatmasını anlatırken ustaca kendi propagandalarını yapıyorlardı.
 
Biz ne yapıyoruz? İstanbul’u tanıtırken kültürel sembollerimizi silikleştiriyoruz, pagan kültürün ve hıristiyan kültürün sembollerini ön plana çıkarıyoruz.
 
Fatih’in İstanbul’u fethetmesinden utanıyor gibi kısa tanıtım filmleri ve tanıtım materyali hazırlıyoruz.
 
TBMM üyeleri anayasayı değiştirmeyi başaramıyorlar, kültürümüzü korumayı da mı başaramayacaklar diye endişeliyiz.
 
Özgüveni olan Cumhuriyet aydını anne ve babasından ve kendi kültüründen utanmaz. Batı karşısında eksiklik kompleksi taşıyan Tanzimat aydını gibi davranmaz.
 
Modernleşmeyi betonlaşma olarak gören, modernleşmeyi geçmişini inkar ederek ve Osmanlıya nefret olarak yaşayan aydın stereotipi iflas etti.
 
Kendi modernimizi oluşturamazsak gelecek kuşaklar “Yazıklar olsun 23’ncü dönem vekillerimiz, yazıklar olsun Tanzimat aydını zihniyetinden kurtulamamış babalarımız ” diyecekler.
Prof. Nevzat Tarhan - Haber 7
ntarhan@gmail.com

Yorumlar22

  • Ali Erdoğan 16 yıl önce Şikayet Et
    Yani şapka gavur icadı di mi? :). Mehmet Mustafa Efendi, tabiki gavur icadı. Nereden? Şuradan: Bediüzzaman Hazretleri diyorlar ki, ''"Şapka başa gele­cek, secdeye gitme diyecek. Fakat baştaki iman o şapkayı da secdeye getirecek, inşâallah müslüman edecek." Evet şapkayı ters çevirir ve namazını kılarsın. Peki Bediüzzamanın derdi nedir? Artık şu ayrımı yapın 21.yy'da yaşıyorsunuz. İslam dinini nasıl yaşıyacaksınız? Faşistçe bir şekilcilik içersinde mi? Hacıların hocaların ağızlarından mı? Yoksa Kuran'ın kendisini Türkçe'sinden okuyarak mı?
    Cevapla
  • Mehmed Mustafa 16 yıl önce Şikayet Et
    İslâm kültürü. Evet Ali Erdoğan Efendi, kültürümüzü İslam olarak görüyoruz, çünkü gerçek bu. Biz İslam kültürünün Hristiyan ve pagan kültürlerle çatışması ve İslam kültürünün galip gelmesi ile kurulmuş ve bu mücadelede İslam tarafında bulunmuş bir kültürüz. Bizim içimiz dışımız, kültürümüz, medeniyetimiz İslâm'dan ibarettir. Ve evet bu dünya görüşünü Tanzimat ve sonrası dönemin aydınları anlasalardı, millete zorla gavur şapkası giydirmek gibi hezeyanlara (saçma davranışlara) düşmezlerdi. İyi akşamlar.
    Cevapla
  • nurettin gül 16 yıl önce Şikayet Et
    Çok Harikasınız..!!. Gerçekten yazdıklarınıza hayranım..İlmi noktada her konuyu iyi okumanız farklı bir feraset.Ayrıca kimseye gebe kalmadan, sadece hak ve hakikatin tecelisi olan ilim ile açılımlarınız ,gecede yürüyene bir projöktür misali...SaygılaR
    Cevapla
  • Ali Erdoğan 16 yıl önce Şikayet Et
    He he... Kültürümüzü ne olarak görüyolar. İslam. Bakın hala Osmanlı'nın son 2 yy.'da girdiği paradoks içerisindeler. Yani diyolarki 'modernleşelim ama a milletinin b milletinin pis, kirli kültürünü almayalım'. Bakın bu zihniyet bize şapka taktırtmazdı. İyi düşünün. Bu zihniyet bize devrim yaptırtmazdı. Bu zihniyet bize batılı giyimi bile getiremezdi. Neden? Çünkü kültürü DİN olarak algılıyolar. Kültürümüzü koruyalım derken din bazlı bir ayrıma giriyolar. Önce bu ayrımı iyi yapmalıyız bence.
    Cevapla
  • NİYAZİ KARACA 16 yıl önce Şikayet Et
    HADİ KÜLTÜRÜMÜZDEN UTANANLARIN SOYUNU ARAŞTIRALIM.. İsterseniz hiç araştırmayalım, kendilerinden sonra bizi de çok rahatsız edecek bir sonuç çıkabilir.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat