Yargı krizi, askerler ve kameralar

  • GİRİŞ10.01.2011 09:02
  • GÜNCELLEME10.01.2011 09:02

2005’te yasası çıkmış AB destekli İstinaf mahkemeleri  uygulaması, bu süre içinde derin Adalet Bakanı Sayın Hikmet Sami Türk bakan olsaydı engellenecek miydi?  Maalesef cevap hayır. Çoktan mahkemeler kurulmuştu.

Yargının bu derece  tartışılması kaçınılmaz bir sonuçtu.

Bir kurulu düzeninin çürümüşlüğünün göstergesi yargının çürümüşlüğüdür. Toplum bilimcilere göre yoksulluk, yolsuzluk ve adaletsizlik yaygınlaşırsa çöküş ve dağılma her düzenin mukadder akıbetidir.

Yargı adalet tevzi etme yerine  resmi ideolojiyi koruma işlevini icra ediyor mu?

Yargı adaleti adil biçimde dağıtmak yerine yandaşlarının işini hızla tamamlıyor mu?

Yargı bir siyasi lobi gibi açıklamada bulunuyor mu?

Yukarıda adı geçen uygunsuzluklar yargıda olmaması gereken büyük uygunsuzluklardır. Bu uygunsuzluklara sıklıkla rastlanılıyor mu?

Toplumun önemli bir çoğunluğu “Avukat tutma hakim tut” diyor mu?

Hakimler arasında “Vicdanla cüzdan arasında sıkıştık” ön kabulü yaygın mı?

Bu sorulara cevap evet ise o sistem çürümüştür ve o sistemin sonu gelmiştir.

2005’te yasası çıkmış AB destekli İstinaf Mahkemeleri uygulaması derin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk bakan olsaydı engellenecek miydi? Maalesef c evap hayır.

Danıştay’ın 40 yıllık uygulamayı göz ardı ederek yargı sınavı mülakatlarında kamera şartı getirmesi çifte standart olarak dikkati çekiyor. Bu uygulama önerisi Adalet Bakanlığı bürokrasisine güvenmeme anlamına gelir.

Ancak yine de Adalet Bakanlığı’nın dört defa ısrarı bence gereksizdi.

Mülakat yapılırken sorular ve görüşmeler kameraya  kaydedilecek. Taraflı olmayan bir sınav ekibi bundan rahatsız olmamalı.

1980’li yıllarda İhsan Doğramacı YÖK’te Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) u merkezi sınava aldığında üniversite hocaları “Bizim yanımızda çalışanı bizim onayımız olmadan nasıl ihtisasa alırsınız?” diye ayağa kalkmışlardı. Çünkü üniversitelere  hep yakınlarını alıyorlardı. TUS Anadolu çocuklarının önünü açtı. Şimdi herkes memnun çünkü daha adil olduğu kesin.

1997 dönemi  askeri okullara öğrenci alırken sorular keşke kameraya kaydedilseydi.Bizim birinci ağızdan duyduklarımız tüyler ürperticiydi. Annesinin iç çamaşırını, okuduğu gazeteyi, iş yaptığı bankayı  soran mülakatçıları unutmadık.

Kamera mülakatlarda serbest olmalı ama bu sistem sadece yargıda değil askeri okula öğrenci alınımında da geçerli olmalı.

Açıklık ve şeffaflık  güven oluşturur.

Cumhuriyetimiz kurulduğundan beri korku cumhuriyeti idi. Önceleri sistemin mağduru Kürt kökenliler, Aleviler ve dindarlar çok tokat yediler.

Şimdi  korkuyu kurulu düzenden sınıfsal çıkarı olan kendilerini beyaz Türk veya endişeli modern olarak tanımlayan gruplar korku Cumhuriyetinden söz ediyorlar.

Kendine güvenen ne kameradan korkar  ne telekulaktan.

Açık toplum Türkiye’yi daha yaşanılır yapar.

Yargıdaki çürümüşlüğü gidermek için mümkünse bütün duruşmalara kamera konulabilse.

Sistemdeki kokuşmuşluğu gidermek için mümkünse her seçim sandığı oy tasnifinde kameraya kaydededilebilse.

İstatistikler emniyetin MOBESE elektronik kayıt sisteminden sonra suçların yüzde 35 azaldığını söylüyor.

Türkiye’de sistemin % 35 düzelmesini sağlayacak her şey yatırıma değer.

Adil yargı yoksa huzur da yok. Huzur ve güven varsa toplum dinamizmi ve refahı en üst düzeye çıkar.

Huzur ve güven rejim paranoyası taşıyanların korkusunun ilacı değil mi?

Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber 7
ntarhan@gmail.com

Yorumlar17

  • Mehmet Bodur 13 yıl önce Şikayet Et
    YARGIYA, ASKERE VS. ALIMLAR İDEOLOJİDEN KURTULMALI.... Bunun için kamera ise kamera, başka bir şey ise başka bir şey....fikrine, yaptığı işe güvenen kamera karşısında da çatır çatır uygulamasını yapar. Yok yapmıyorsa demek ki iş tutuyor....Kamera karşısında demokrat, kapalı kapılar ardında militarist çok kişi tanıdım ben...
    Cevapla
  • mehmet sağlam 13 yıl önce Şikayet Et
    evet. evet çıktıda ne oldu.10 senelik davalar mı bitti?değişen ne?4tllik benzin hayır oylarından mı kaynaklı.yoksa işsizlik oranlarının görünmeyen yüksekliği?bırakın bu işleri 8 senedir ne değişti.coplu ilerleyen gazla demokrasi olarak anaılan ilginç durum mu?lafla 3 senedir milleti uyutmaya devam.ama bu millete müstehak.üreteni destekliyor ama sadece laf üreteni...
    Cevapla
  • Ejder Ejderha 13 yıl önce Şikayet Et
    Polis de olmasa. Bu çürümüş sistemde polis de kokuşmuş kalsaydı, ne iktidar kalırdı ne demokrasi. Şimdilerde bakınca, polis yakalıyor, mahkeme salıveriyor. Adalette sökülecek çivi kalmamış. Adalet olmayan yerde de rejimden, sistemden bahsedilemez. Yabancı bize niye yatırım yapmıyor. Ekonomi güçlü ama hukuku yok. Onlar bacağa kurşun sıkma hukukuna yabancılar da o yüzden yatırımdan korkuyorlar.
    Cevapla
  • baybars can 13 yıl önce Şikayet Et
    hoca doğu söylemiş.... sol her zaman endosfer olmuştur,halkın haklarına gelince hep ekzos ver olmasını,kendini değil,solu beslemesini sağlamıştır,sol,küresel ısınma misali kendi içinde iice ısınmış bu yüzdenden ne fikir,ne zikir üretemiyecek hale gelmiştir,solun son dopudaki kaleside artık bizans hastalığı ile köhnemiş kokuşmuş ve zaten kendi içinde çökmüş,yalanlarla kendini doğrultmaya çalışmakta,sol fransız dinsizliği ile doğuya yayılmıştı,solun artık pili bitti,yavaşladı ve gerisin geri dönüyor geldiği yere.
    Cevapla
  • Romeo 13 yıl önce Şikayet Et
    Adamlara 4 Bir koldan Yüklenirseniz. Tabiki açıklama yaparlar. Adamlar hükümetten korkuyorlar. Bizi nasıl paketleyecekler diye endişeleniyorlar. Herkes korkuyor.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat