Tunus, Mısır ve bizim darbeciler...

  • GİRİŞ31.01.2011 07:27
  • GÜNCELLEME31.01.2011 07:27

2004’lü yıllarda Balyoz planlarının uygulanamamasının  gerekçeleri şimdi daha iyi ortaya çıkıyor “Erat  faktörü”.

Dünya sosyolojik değişimin sonuçlarını görüyor. 1910’lu yıllarda dünyanın gelişen yapısında özgürlük ve refah talebine “özgürlük ve modernlik” cevabını veren ittihat ve terakki kadroları cevap verdi Cumhuriyeti kurdu.

1980’li yıllarda Turgut Özal’ın serbest piyasa ekonomisi ile model Türkiye’yi ortaya çıkarması demirperde ülkelerinde özgürlük, onurlu yaşama ve refah taleplerinin çıtasını yükseltti.  Glasnost ve Perestroika hareketleri ile açıklık yolu ile yeniden yapılanma başladı.

2010’lu yıllarda Ortadoğu coğrafyasında özgürlük, onurlu yaşama ve refah talepleri yükselmişti. Türkiye gibi bir model vardı. Demokrasinin en iyi yönetim yöntemi olduğu darbelere rağmen halkın rızasına dayalı yönetimlerin başarılı olabileceği İslam dünyasınca görüldü.

Fakat Ortadoğu ülkelerinde Türkiye’deki gibi “Aktif Sabır ve Yüksek Bilgelik” tavsiye eden, şiddeti reddeden kanaat önderleri yoktu.

Bu nedenle patlama noktasına gelen direnişler oluyor diktalar sertleşiyordu. Ancak toplumsal basınç artık dikta dinlemedi. Tunus’ta 23 gün süren direniş sonu çok güvendiği Fransa’nın yüz çevirmesi sonucu Bin Ali dönemi bitti. Mübarek direniyor henüz beşinci gündeyiz. ABD şimdiden sattı bile.

Halkın gücüne değil dış odakların gücüne ve siyasi hilelere güvenerek iktidarların süremeyeceğini görmek aşikar oldu. Libya’da Kaddafi daha milli ve halkını tok tutan bir lider o bile korku içinde.

Makyavelli  “Bir iktidar ancak halkın sevgi ve güvenini alırsa iktidarı devam ettirir” demekteydi.

Tunus ve Mısır güvenlik devletleri idi. Çok güçlü polis ve asker yapısı diktatörlerin emrindeydi.

Her iki ülkede de asker  ve polis silahsız halka ateş açmakta isteksiz davrandı. Gençler tanklar üzerinde poz verdiler.

İşte burda bizim darbecilerin elini kolunu bağlayan durum ortaya çıktı. Bilindiği gibi 1997’de EMASYA çerçevesinde Refah partisinin kapatılma kararı ilan edileceği günün gecesi EMASYA birlikleri hazır kıta durumuna geçtiler. Maltepe Zırhlı Tugay Komutanı Silahçıoğlu bütün birliğe” Sultanbeyli’de  yürüyüş yapan bütün sakallılara ateş edilecek” emri veriyor, bir er itiraz ediyor “önce sana ateş ederim komutanım” ve sessizlik…

Balyoz planları işte bunun için uygulanamadı “Erat faktörü”.

JİTEM kurucusu E. Albay Arif Doğan’ın Mehmet Ali Birand’la röportajını izledik. Açıkça faili meçhuller dahil “JİTEM uygulamalarının Genelkurmay’ın bilgisi dahilinde olduğunu ve halen JİTEM’in var olduğunu donmuş durumda beklediğini “ söylüyor.

BBP Başkanı Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmeden önce  F-16’larca taciz edildiği Bilirkişi raporlarında belirtildi.

2003’te rektörlerin “Ordu Göreve”  yürüyüşlerinde Hava Kuvvetlerinin uçaklarının uçuş yaptığı unutulmadı.

2007’de Cumhuriyet mitinglerinde askeri birliklerden servislerle insan taşındığını hepimiz biliyoruz.

Halen yargıda olan Balyoz darbe oyunu iddianamesi incelendiğinde senaryonun şöyle olduğu görülüyor . “İzmit ve Adapazarı’nda 50-60 kişinin öleceği irticai iki kalkışma başlayacak. Bu kalkışmadan hareketle bütün Türkiye’de operasyon yapmak gerekmektedir. Askerin halkın muhtemel tepkisinin bastırabilmesi ve mukavemetin oluşmaması için eşzamanlı Yunanistan’a savaş ilan edilecek. Gerekçe olarak da Ege hava sahası uçuşlarında Türk jetinin düşürülmesi gösterilecek. Böylece halka karşı ateş açmak zorunda kalacak erler itiraz edemeyecekler. Türk-Yunan savaşı gibi bir gerekçe herşeyi yaptırabilir.”

O tarihlerde İstanbul Üniversitesi rektörü Kemal Alemdaroğlu’nu durup duruken “Yunanistanla savaşalım 100 bin kişi feda olsun” sözünü söylemesini  hatırlayalım.

Allah bu millete ”Erat faktörü” nedeniyle  yardım etmiş ki kirli senaryolar uygulamaya geçememişti. Türk toplumunun sağduyusu da darbe planın başlatacak zemini oluşturmamıştı.

Bugün Ortadoğu halkı ve aydınları Gandi gibi  hareket etmeliler.

Bin Ali ve Hüsnü Mübarek’in elinde İhvanı Müslimin hareketine yönelik senaryolar mutlaka vardı, fakat direniş dini gerekçelerle başlamadığı için senaryolar işlemedi. Sivil ve şiddetsiz direnişlerle günümüzde diktatörlükler yıkabilirler bu anlayış unutmamalı.

Bu olaylar bir şey daha öğretti, İran ile 1979’da başlayan irtica paranoyası temelsizmiş. Direnişlerin arka planında “Özgürlük, refah ve onurlu yaşama talebi”  varmış.

Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber 7
ntarhan@gmail.com

Yorumlar43

  • hakan 13 yıl önce Şikayet Et
    demokrasi nedir. kendine demokrasiyi demokrasi başkasının haklarına gelince temel ilkelerimiz vs. zırvalarıyla haklarının olmayacağı tavrı ve uygulamaları insanların yığın halinde tepkisine yol açar baş örtüsünü hak olarak görmeyenler namaz kılmayı suç sayanlar içkiye gelince müthiş demokratlar oluyor hatta bazıları öyle demokratlarki inancı için kapanana örümcek kafalı diye hakaretini pervasızca savuruyor,neyse ben bu gibilerden 2,3 adedini gördüm bizle beraber cumaya gelmeye başladılar
    Cevapla
  • şükrü ertaç 13 yıl önce Şikayet Et
    Darbe meraklısı muhteremlere ithaf olunur,. 80 darbesinden sonra sevinmiştim aman akan kan artık duracak kardeş kardeşi vurmayacak diye darbe ertesi tezgah açtığım eminönü meydanına bir inzibat albayı geldi eli silahında haydi bakalım burayı boşaltın dedi evdeki çocuklarınız otmu yiyecek demeden ordan kovdu birkaçgün sonra birgün bir asker silahını böğrüme dayayıp yat ulan yere dedi çamurun içine yattık ya ben senden yanayım seni ben davet etmiştim diyemedim o günlerden sonra yokluk günleri başladı ülke 50 yıl geri gitti hazımlı olun iradeye saygı dy
    Cevapla
  • Kamil 13 yıl önce Şikayet Et
    romeo. sadece atıyorsun,hem de her konuda,önce ismini sonra diğerlerini öğren gel güzelce tartışalım,ha illa ben atarım dersen onu senin yerine ben bulurum kemal zaten yapıyor,sadece namaz kılıyor diye bir adam vatan emanet edilmezse içki içene mi emanet edelim ne dersin,ya nerenden dokunsak dökülüyorsun,bence sen git chp li medya ya orada senin gibi boş atıp tutan dolu
    Cevapla
  • Abdullah Öz 13 yıl önce Şikayet Et
    Elitist oligarşik askeri dikta kurmak isteyenlere.... itirazımız tabi ki olacak...Onurumuz,hürriyetimiz,çocuklarımızın geleceği çok önemli...Ekmekten ve sudan daha önemli...
    Cevapla
  • baybars can 13 yıl önce Şikayet Et
    2002 devrimine yeni uyanan müslümanlar.... 202 yılında bahçeli erken seçim kararı almıştı,herkes şaşırmıştı,işte şaşıranlar şimdi anlıyordur o zamnki durumun vahametini,evet 2002 yılında yarım yapılmış türkiyedeki devrim hala devame tmekte ve hala tam anlamıyla bitmiş değil,2002 yılına daha yeni geldi müslüman ülkeler,onlarda devrimlerini yapacaklar,izmihlal müslümanlara yakışmıyor,müslümanlar zincirlerini kırmalı ve dahi müslüman olmayanlar bile kırmalıdır zincirlerini.
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat