Hedef, Sudan gibi, 'ayrılalım' dedirtmek mi?

  • GİRİŞ18.07.2011 07:41
  • GÜNCELLEME18.07.2011 07:41

Kürt ırkçıları şiddet yoluyla ayrılmak istiyor, Türk ırkçıları oyuna geliyor ve reflektif bir reaksiyonla Kürt toplumu ile Türkiye Cumhuriyeti’nin nikahını bozmaya çalışıyorlar.

PKK’nın Sudan’ı örnek aldığını düşünüyorum. Bildiğimiz gibi geçtiğimiz günlerde Kuzey ve Güney Sudan halkoylaması ile ayrıldılar. Sudan yönetimi sosyal krizi yönetemedi. Sonuç bölünmek oldu.

Evliliklerde çift terapisi uygulanırken iyi niyetli olmayan, eşini aldatan ve gerçekte boşanmak isteyen taraf şu sözü karşıya söyletmek ister “Birlikte yapamıyoruz o halde ayrılalım”.

Bu söylemin toplum psikolojisinde de karşılığı var.

“Bölünme veya ayrılma isteyen taraf tam barış ve uzlaşma olacağı zaman ihtilaf çıkaracak bir konu bulur, karşı tarafı öfkelendirir. Karşı taraf eğer olgun değilse ilkel ve reflektif tepki verirse ayrılma gerçekleşir.”

Benzer şeyleri yaşıyoruz.

Tam çok kültürlülüğü anlamada toplumsal kanaat oluşmuşken ve bu kanaat TBMM’ye yansımışken terörün tırmanması tesadüfi değildir.

Tam barışa bu kadar yaklaşmışken şiddetin artması tesadüfi değildir.

Tam Anayasa değişimi ile kültürel değerler çağa uygun biçimde Anayasa’ya yazılacakken sosyal krizlerin ortaya çıkması tesadüfi değildir.

Devletin milliyetçi refleksini harekete geçirip köprüleri atmak istiyorlar.

Bir istihbarata göre Kuzey Irak’tan 35. 000 silah güneydoğuya giriş yapmış. Güvenlik duvarlarımızı geçmiş ve dağlara yerleştirilmişse bunu tartışmalıyız.

Milliyetçi refleksin son örneği “İstanbul Caz Festivalinde” yaşandı. Sanatçı Aynur Doğan Kürtçe şarkı söylemeye başlayınca salondan büyük bir grup protesto etti, pet şişe ve sandalye fırlatıldı. Sanatçı sahneden inmek zorunda kaldı. Gerekçe 13 askerimizin şehit olmasıydı.

Olaylar karıştırılmıştı. Kürt kökenli ayrılıkçı PKK’nın yaptığı eylemle Kürt kökenli yasalara uygun yaşayan vatandaşın yaptığı eylem karıştırıldı. Bu müzik heyecanı içindeki kişilerde belki fazla ciddiye alınmayabilir ama siyasetçilerde ve aydınlarda benzer tepki varsa çok tehlikelidir.

Toplumda karşılığı olan bu eğilimin en büyük nedeni Milli Eğitim sistemimizdeki şovenist ırkçı öğretilerdir. Bu öğretiler oldukça Türk ve Kürt ırkçılarının varlığı da doğaldır.

13 askerimizin şehit olduğu olaydan sonra Orduevlerimizde müzik yayını durduruldu ve törenler müziksiz yapıldı. Fakat caz festivaline gidip 13 askerimiz adına protesto yapanlar bu ironinin farkında bile değillerdi.

Ancak konunun güzel sonuçları da oldu. Ahmet Kaya’nın başına gelenler Aynur Doğan’ın başına gelmedi. Daha sonra Kürtçe şarkıyı söyleyebildi ve ertesi gün “Vay şerefsiz” manşetleri atılmadı.

Kürt ırkçıları şiddet yoluyla ayrılmak istiyor, saf Türk ırkçıları oyuna geliyor ve reflektif reaksiyonla Kürt toplumu ile Türkiye Cumhuriyetinin nikahını bozmaya çalışıyorlar.

2009 yılında yayınlanan Murat Yetkinin bir yazısını hatırlayalım. 1993 tarihinde barışı sabote eden olayı ve Korgeneral Necati Özgen’in kasıtlı gibi ihmalini hatırlatan bu  “33 er olayının Ergenekon ilgisi” yazısını, 17.7.2011 günlü Yeni Şafak’tan Abdullah Muradoğlundan okumakta yarar var.13 er ve 33 er olguları çok benzerlik taşıyor.

Yapılacak şey basit, fitne çıkaranları etkisiz hale getirmek aynı zamanda fitne gerekçelerini tek tek çözmek.

Terörist ancak otoriteden anlar, onu ezerken Kürt topluluğunun çağa uygun bütün haklarını vermek gerekir. O halde, demokratik açılımı kavgacıların tahriklerini göz önüne alarak onları etkisiz hale getirerek kararlı, tutarlı ve net duruşla devam ettirmek tek geçerli yol. Aksi takdirde “Birlikte yapamıyoruz ayrılalım” kanısı toplumda yaygınlaşır.

Zaten Güneydoğu’da genç kuşaklar Kürt kültürünün geleneksel birleştirici dini değerlerinden uzak durumdalar hem de resmi ideolojinin kavramları ve uygulamaları nedeniyle ırkçı oluyorlar. Böyle giderse 10 sene sonra Güneydoğu’da ayrılıkçılar çoğunluğu ele geçirecekler diyebiliriz.

Kürt toplumu şunu anlayabilse Osmanlı döneminde İngilizlerin Ermenilerde başardığı Kürtlerde başaramadığı fitne olan “Irk ideolojili kardeş katliamını” şu an PKK yapıyor.

Siyasetin bu gerçeklerin farkında olması, ileri demokrasiyi sabote edenleri gören bir yolda olması çok sevindirici…

Prof. Dr. Nevzat Tarhan - Haber 7
ntarhan@gmail.com

Yorumlar24

  • Ahmet Kır 12 yıl önce Şikayet Et
    Kürtlere yapılanlar, muhtelif zamanlarda kısmen Alevilere de ve..... ...özellikle ve sürekli olarak Dindar Müslümanlara yapıldı. Eğer MÜSLÜMANLAR da eline silâh alsaydı, Devlet erkinin tutumu, KÜRTLERE VE PKK'ya yapılandan çok daha şiddetli olurdu. Bunun bir çok nedeni var. Esas mühim olan, MÜSLÜMANLAR buna neden tevessül etmedi ve Kürtlerin adına ortaya çıkanlar neden tevessül etti. Oysa, yakın tarihimize bakarsanız, MÜSLÜMANLAR ÜZERİNDEN de pek çok sistematik isyan ettirici sürekli provakasyonlar yapılmış, ardı arkası kesilmemiştir. PKK, ASALA'dan sonra ortaya çıkmış, ABD, İsrail ve bazı Batılıların bir de devlet içindeki İsrail ve ABD güdümündeki derin devletin desteğinde eylemler yapmış, zorda kalmadıkça bir adım gerilememiştir. TIPKI İSRAİL GİBİ! Dindar müslümanlar ve alevilerin ekserisi bu oyunlara gelmemiştir. Dindarlar, sistemli zulümlere rağmen, önderlerinin ve inançlarının emir ve tavsiyelerine uymakla birlikte, kendi askerinin ve vatanının SAHİBİ HİZMETKÂRI olduğu duygusuyla, her şeyi sabırla SİNEYE ÇEKMİŞTİR.
    Cevapla
  • Ahmet Kır 12 yıl önce Şikayet Et
    Sn. Tarhan, tespitlerinizi hissediyor ve gönülden katılıyorum. Ancak, hükümet hakkında(başbakan desek daha doğru olur)şüphelerim vardı... Bu akşam Sn. Ergünün bir açıklamasını habervaktimde okuyunca, bu şüphem, kanaat şekline döndü. Hakikaten yıllardır vatan savunması için davul-zurna ve halaylarla askere gönderdiğimiz çocuklarımızı kalleşçe şehid eden ve ettiren dağdaki ve kışladaki vatan hainleri serbest kalacak ve hesap sorulmayacaksa, bu güne kadar haklı olarak "ALÇAK, KAHPE, KATİL ve HAİN" dediğimiz ve bildiklerimize, bundan sonra "Sn." dedirtileceksek, anlaşmalı olarak katledilen çocuklarımızın acısını "KİM ve NASIL"dindirecek? Özellikle "sağcı" dediğimiz bir kısım yazarın arkasından Sn BAKANIN sözleri "KALKINMA" olsa bile "ADALETİN" OLMADIĞINI, bize kurşun atanların çok daha yakınımızda olduğunu, daha önce düşman bildiklerimize kullandığımız kötü "NİTELEMELERİ" de kullanmamamız gerektiğini, ALLAHIMIZIN ADALETİNİN TECELLİSİNİN gerçekleşmesini beklemekten başka çaremizin olmadığını içimize sindirmemiz gerektiğini anlıyoruz.
    Cevapla
  • furkan 12 yıl önce Şikayet Et
    hak. allahın insanlara doğuştan verdikleri haklarını verin bölünme olmasın.yani zülmü ortadan kaldırın.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Hasan Seyre 12 yıl önce Şikayet Et
    O da bir şeymi.... Kürt bölünmesi bizi bekleyen en küçük tehlikedir..O bahane edilip..Bu ülkede ikinci en büyük bölünmeyi gerçekleştirmenin alt yapısı kurulmaya başlandı bile..Beyaz Türkler gün sayıyor sadece..Beyaz Türkler dindarlarla birlikte yaşamak istemedikleri beyan edip İslamcı ve Laik diye iki bağımsız devlete bölünecekler..Tam batısal rejime geçerek..güçlerini ve enerjilerini İslamcılarla mücadeleye harcayacakları yerde Teknolojik olarak almanyayı yakalamnın hesaplarını yapacaklar..Ortadoğunun İnsanı yok eden ve beyinleri erozyana uğratan bataklığından bıkmış durumdalar..Dimyata bulgura giderken Pirinçten olma ihtimali ağır basmaya başladı..Kürt bölünmesiile ülkeye Batılılar karıştığı gün bu plan işletilmeye sokulur..İslamcısı, laikçisi ve Kürtü..herkes kendi yoluna gidecek..Türkiye bölünecek ve ebediyen barış gelecek..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • HEKIMOGLU 12 yıl önce Şikayet Et
    REJiMiN KURUCULARI. Evet onlar daha başlangıta oynamaya başlamıştı bu senaryoyu. Çünkü perde gerisindeki el bunu böyle istemişti. Mesle işi bu noktaya getirmekti. Ve getirdiler. Şükürler olsun ki, satılmamış bir yönetim var şu an milletin başında. Senaryo çöpe atıldı artık çöpe.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat