Asıl deprem sizin kara vicdanlarınızda

  • GİRİŞ28.01.2020 09:27
  • GÜNCELLEME29.01.2020 16:57

Elazığ’daki deprem 41 kardeşimizi hayattan koparıp aldı. Ancak, asıl deprem bunca acıya rağmen yalan ve iftiraya sarılıp provokasyon peşinde koşanların kara vicdanlarını vurdu.

 

 

Deprem insanlığın yaşadığı en korku verici âfetlerden biridir.

Bir yandan nice canları hayattan koparıp, aileleri, ocakları söndürürken, diğer yandan da sevdiklerini kaybeden ve hayatları altüst olan insanları yıllarca sarsacak bir psikolojiye mahkûm eder.

 

 

Türkiye bir deprem ülkesidir.

Ülkemizde 17 Ağustos 1999’da yaşanan 7,6 büyüklüğündeki Marmara depremi ve aynı yıl 12 Kasımda meydana gelen 7,2 büyüklüğündeki Düzce depreminde 19 binden fazla evladını kara toprağa uğurlayan Türkiye, bu depremlerden büyük dersler çıkardı.

Nereden nereye!

1999’da yetersiz yol ağı dolayısıyla bütün ana yolları ulaşıma kapanan bir Türkiye’den, havaalanları, demiryolları, otoyolları ve duble yolları ile tam kapasite hizmet veren bir Türkiye ortaya çıktı.

Deprem bölgesine 3-5 gün sonra ulaşabilen köhne kurumlar mezarlığından, deprem bölgesine bütün ekipleri ve donanımı ile saatler içinde intikal eden zinde kurumlar dönemine geçildi.

Nitekim 2011 yılındaki Van depremine birkaç saat içinde müdahale edildi ve yaralar çok kısa zamanda sarıldı.

7,6’lık bir depremde dahi başbakanını uyandırmaya kıyamayan bakanlardan, 6,8’lik bir depremin hemen akabinde soluğu âfet bölgesinde alan bakanların varlığına şahit oldu Türkiye.

90 vatandaşımızı kaybettiğimiz 6,1’lik Dinar depreminin ve 145 vatandaşımızı kaybettiğimiz 6,2’lik Ceyhan depreminin acısını yüreğimizde hâlâ hissederken, bu depremlerden çok daha büyük olan Elazığ depreminde daha az can kaybı yaşamamız hem bir şükür vesilesi hem de Türkiye’nin depreme hazırlıklı olma konusunda katettiği mesafenin açık bir göstergesidir.

Vicdansızlar!

Milletimizi büyük bir hüzne boğan Elazığ depremi, yüreği merhametle dolu bu asil milleti, yine dünyaya örnek olacak bir yardımlaşma ve dayanışma seferberliğine yöneltti.

Deprem Elazığ’da ve Malatya’da can kaybına ve hasara neden olurken, asıl yıkım yüreği kaskatı olmuş, merhamet fukaralarının kara vicdanlarında oldu.

Bulaşık deterjanı reklâmı yapmaktan başka bir marifeti kalmayan biri, insanların derdine derman olacağına, vergi ve indirim hesabına kalkışarak provokasyona soyundu.

Başka fırsatçılar da, depremzedelere nasıl yardımcı olabilirim diye çırpınacağına, 1999 depreminden sonra devletin toplamaya başladığı bazı vergileri gündeme taşıyarak, kendince hesap sorma bahanesiyle siyasî rant devşirmeye kalktı.

Deprem vergileri ne oldu?

Devletin topladığı 65 milyar TL’lik verginin nerelere harcandığını kısaca özetleyelim de, akılları ererse ve vicdanları da el verirse anlasınlar:

Depremzedeler için 80.300 konut yapıldı.
1966 Varto, 1995 Dinar ve 1998 Ceyhan depremlerinden sonra söz verilen, fakat önemli bir bölümü yapılmayan kalıcı konutlar tamamlandı.
Deprem bölgelerindeki hastanelerin, okulların ve kamu binalarının neredeyse tamamı ya yeniden yapıldı ya da güçlendirildi.
1999 Marmara Depremindeki gibi kurtarma ekiplerinin âfet bölgesine ulaşamama sorunu bir daha yaşanmasın diye; binlerce kilometre bölünmüş yol, yüzlerce kilometre hızlı tren hattı ve otoyol, onlarca havaalanı, liman, iskele ve lojistik merkez inşa edildi.
Mevcut karayolu, demiryolu ve havaalanı altyapısı neredeyse bütünüyle yenilendi.
Yüzlerce köprü, tünel ve viyadük güçlendirildi.
Afet ve Acil Durum Başkanlığı (AFAD) kuruldu. Hem AFAD hem de kolluk kuvvetleri bünyesinde yüzlerce arama-kurtarma ekibi oluşturuldu.
2012 yılında Âfet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun çıkarılarak ülke genelinde kentsel dönüşüm çalışması başlatıldı. Bu kapsamda;

Âfetlere karşı dayanıksız olan yaklaşık 490 bin binanın yıkımı sağlandı ve 1 milyon 350 bin konutun dönüşümü gerçekleştirildi.
Kentsel dönüşüm için 13 milyar TL’lik harcama yapıldı.
Yaklaşık 4 milyar liralık kira yardımı yapıldı. Ayrıca, kiracılara ve mülk sahiplerine 1 milyar liranın üzerinde ek malî yardım yapıldı.
Kentsel dönüşüm kapsamında ucuz kredi imkânı sağlandı.
TOKİ, İlbank ve belediyelere yaklaşık 8 milyar liralık kaynak aktarımı yapıldı.
Yaklaşık 20 yıldır sayısız eğitim ve bilinçlendirme çalışması gerçekleştirildi.

Başta deprem olmak üzere âfetlere karşı yürütülen yüzlerce bilimsel araştırma projesine maddî destek sağlandı.
Halkın daha konforlu ve dayanıklı konutlarda yaşaması için TOKİ eliyle yüzbinlerce konut inşa edilerek hak sahiplerine dağıtıldı.

Hâsılı devlet, topladığı 65 milyar liralık vergi gelirinin iki katından fazla parayı âfet riskinin azaltılması ve müdahale yeteneğinin geliştirilmesi için harcadı.

 

 

Acının elbette dili, dini, ırkı yok …

Vicdan fukarası bazı kişiler ise internette Elazığ “Kürt mü” diye araştırmış.

İnsanlıktan ve merhametten nasibini almamış bu kişilere bir Türk olarak tavsiyem; şu deprem zamanında bile en fakir Elazığlının evini veya çadırını ziyaret edin, insanlık neymiş, merhamet neymiş öğrenin.

Bir gıdım ekmeğini bile misafirine ikram ederek kendisi yatağa aç girecek kadar onurlu olan Elazığ insanının yüreğindeki yüceliği, eğer dimağınız yeterse anlamaya çalışın.

Bu tür kendini bilmezlere tepki gösteren HDP Eş başkanı Pervin Buldan’ın “acıların dili, dini, ırkı yoktur” sözünün samimiyetine keşke inanabilsek.

Pervin Buldan, Van depremi sonrasında Türkiye’nin her tarafından yağmur gibi yağan yardımlar karşısında, “bu yardımları Türkler değil, batı illerinde yaşayan Kürtler gönderiyor” diyecek kadar kendini kaybeden bir parti yöneticisine de keşke aynı tepkiyi gösterebilseydi.

Pervin Buldan HDP Diyarbakır İl Başkanlığının önünde evlat nöbeti tutan yüreği yaralı annelerin sessiz çığlıklarına karşı da aynı duyarlılığı gösterebilseydi.

Suriye’de kendileri gibi düşünmeyen ve yaşamayan binlerce Kürt’ü hunharca öldüren, yüzbinlercesini ise başka ülkelere süren terör örgütü YPG için, Kürt milliyetçiliğinin sınırlarında dolaşan bir üslupla “YPG Fırat’ın batısına geçecek, sen de mal mal bakacaksın” diyecek kadar haddini aşan genel başkanını nezaketen de olsa uyarma cesareti gösterebilseydi.

 

Fırsat bu fırsat, saldırın Kanal İstanbul’a!

Son sözümüz ise deprem üzerinden lafı döndürüp dolaştırıp Kanal İstanbul’a getirenlere.

Siyasî ve ideolojik kaygılarınızı bir yana bırakarak İstanbul hakkında son yirmi yılda hazırlanmış jeoloji raporlarını objektif bir şekilde okuyun.

Eleştirmek elbette herkesin hakkı. Serbest tartışmanın ve hür düşüncenin olmadığı yerde elbette ilerleme ve gelişme olmaz.

Depremin yol açtığı şu kederli ortamda, bu hakkınızı birkaç günlüğüne erteleseniz, belki daha hayırlı iş yapmış olursunuz.

Yaşanan deprem felaketi dolayısıyla milletimizin başı sağolsun.

Hayatını kaybedenlere Yüce Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifa ve depremzedelere sabır ve metanet dilerim.

Depreme ilk andan itibaren müdahale eden bütün kurtarma ekiplerine, kamu görevlilerine ve duyarlı vatandaşlarımıza teşekkür ederim.

Allah hepsinden razı olsun.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar6

  • Muharrem Yılmaz 4 yıl önce Şikayet Et
    Elazığlı onurludur, Vatan millet sevdalısıdır, gururludur, delidir, delisi de velidir. Elazığlı gaggomu üzmeyin, kırmayın onu, onun üzerinden fırsat devşirip saldırmayın devletime.. Elazığ başı dik bir kaledir. Binası yıkılır ama yüreği kaya gibi sağlamdır. Elazığ vatandır, Elazığlı mazluma şefkat, zalime serttir. Selametle kalın..
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • RECEP BOZDOĞAN 4 yıl önce Şikayet Et
    Çok teşekkür ederim.
  • Elazığ 4 yıl önce Şikayet Et
    Bir Elazığlı olarak yazdıklarınız ile bizleri onurlandırdınız şahsım ve şehrim adına sizlere çok teşekkür ederim. Bizler Elazığlı'sı, Malatyalı'sı, Sivaslı'sı, Konyalı'sı, Egeli'si, Trakyalı'sı, Türk'ü, Kürt'ü, Laz'ı, Boşnak'ı, hep biriz ve beraberiz. Biz birlikte TÜRKİYE'yiz. Bunu Anadolu irfanı ile yetişmiş milletimin her bir ferdi tüm kalbiyle idrak edebilmektedir. Heyhat, mayası bu topraklardan olmayanlar bunu anlamazlar, anlayamazlar...
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • RECEP BOZDOĞAN 4 yıl önce Şikayet Et
    Çok teşekkür ederim.
  • Halil YÖRÜKOĞLU 4 yıl önce Şikayet Et
    Vicdanlara dokunan ve insanlara insan olmanın erdemi ile hareket edilmesi gereğini derinden ikaz eden güzel bir yazı yazmışsınız elinize sağlık.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • RECEP BOZDOĞAN 4 yıl önce Şikayet Et
    Çok teşekkür ederim Halil Bey.
    Toplam 1 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat