Heykel sevdası ve Erdoğan'ın kıyafeti

  • GİRİŞ10.03.2020 09:14
  • GÜNCELLEME11.03.2020 08:55

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya lideri Putin ile 5 Mart’ta Moskova’da gerçekleştirdiği zirve sonrasında imzalanan İdlip Mutabakatı, müzmin muhalif kesimlerce “başarısızlık” olarak yansıtılmaya çalışıldı.

 

 

Tek meşgaleleri Erdoğan’ı karalamak olan bu insanlar, kamuoyunda kendilerine destek bulabilmek için Erdoğan-Putin görüşmesinin yapıldığı salondaki heykellerden medet ummaya başladılar.

Her biri birer sanat tarihçisi kesilen bu kişilerin heykel tutkusu aslında pek de yeni değil.

 

 

Neredeyse yüz yıldır çalışmak ve üretmek yerine memleketin köylerine bile heykel dikme sevdasına kapılan malûm zevatın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çabalarına karşı yine heykele sarılmasına şaşmamak lazım.

Ufukları İstanbul Boğazı’nın karşı sahilinden öteye geçemeyen kıymetli (!) entelektüellerimiz, eski Sovyet yöneticileri zamanından beri Kremlin’deki kabul salonunda duran II. Katerina heykeline ve şöminenin üzerindeki heykelciğe, şimdi olmadık anlamlar yükleyerek, söz konusu zirveye kendilerince gölge düşürme yarışına giriştiler.

Bunların aklına uysalar; Rus liderlerin, aynı salonda defalarca ağırladıkları ve II. Katerina’nın 1795’te yıkarak tarihin çöp sepetine attığı Polonya’nın Cumhurbaşkanlarının Moskova’ya adım atmamaları gerekir.

Salonda Rusların “Büyük” bizim ise “Deli” diye adlandırdığımız Petro’nun heykeli var diye, İsveç Başbakanlarının Rusya’ya uğramamaları gerekir.

Ne de olsa Deli Petro 1709’daki Poltava Savaşında İsveç Kralı Demirbaş Şarl’ı ağır bir yenilgiye uğratmıştı.

Bugün canciğer kuzu sarması oldukları İran’ın Cumhurbaşkanlarının da Çar I. Aleksander’ın bronz heykelinden dolayı, Rusya’ya “büyük şeytan” demesi gerekir.

Neticede Çar I. Aleksander 1813 yılında İran’ı perişan etmiş ve şartları çok ağır alan Gülistan Anlaşmasını imzalatmıştı.

Bununla yetinmeyen Çar I. Nikolay ise 1828 yılında şartları çok daha ağır olan Türkmençay Anlaşmasını İranlılara imzalatmıştı.

Putin’in, İranlılarla yaptığı her kritik görüşmede bu iki çarın heykelini salonun başköşesine taşıtması ne kadar mantıklı ise, bizim entelektüellerimizin II. Katerina’nın heykelinden çıkardığı esrarengiz anlamlar da o kadar mantıklı.

Kerameti kendinden menkul entelektüellerimizin Soğuk Savaş bitene kadar âdeta aşkla bağlandıkları Kremlin’den bu kadar hızlı soğumaları ve bu kutsal (!) mekândaki heykelleri dillerine dolamaları elbette anlık ve siyasî hesap gereği.

Çünkü daha düne kadar Putin’e her fırsatta övgüler yağdıran, uçak düşürme hadisesi sonrasında ise ondan el-aman dileyen de bizzat kendileriydi.

Nitekim aynı entelektüel zevat her Moskova ziyaretinde Kızıl Meydan’daki St. Basil Katedrali’nin önünde fotoğraf çektirmekten pek hoşlanır, Korkunç İvan tarafından yaptırılan katedralin harcının Tatar Türklerinin gözyaşları ile karıldığını umursamadan.

Neyse, iflah olmaz heykel sevdalılarını kendi dar dünyalarına bırakmak belki de en iyisi.

ERDOĞAN’IN KIYAFETİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan çok şık giyinen bir lider. Takım elbise, gömlek ve kravat uyumunda olağanüstü başarılı.

Gömlek rengi olarak genellikle beyazı tercih ederken, kravat rengi ya günün anlam ve önemine ya da giydiği takım elbisenin rengine göre değişmekte.

Hafta sonları veya tatil zamanlarında katıldığı programlarda da şık spor kıyafetleri tercih etmekte.

Çünkü dış görünüm liderlik tarzının ayrılmaz unsurlarındandır.

İnsanlar, liderlerinin daima şık, sağlıklı ve bakımlı görünmesini ister.

Liderler de bunu bilir ve gerekli özeni gösterir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle önemli müzakerelerin yapılacağı toplantılara katılırken seçtiği kıyafetler hususunda küçük, ama önemli bir ayrıntı dikkatimi çekti.

Erdoğan’ın, gömlek rengi olarak daha çok mavinin tonlarını tercih ettiği, beyaz renkli gömlekleri daha az giydiği, kravat rengi olarak ise soğuk renkleri seçtiğini fark ettim.

Örneğin 22 Kasım 2017’te Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile katıldığı Soçi zirvesinde mavi renkli gömlek üzerine erguvanı andıran parlak mor renkli kravat taktı.

17 Eylül 2018’de Soçi’de Putin ile yaptığı görüşmede açık mavi renkli gömlek üzerine lacivert-açık mavi desenli kravat taktı.

22 Ekim 2019 tarihinde yine Soçi’de Putin ile yaptığı görüşmede açık mavi gömlek üzerine gri tonlarda bir kravat taktı.

“Kıyafet” deyip geçmemek lazım.

Müzakere teknikleri adı verilen bir olgu vardır.

Aslında müzakere etmek bir iletişim ve ikna becerisidir, hatta bazılarına göre bir sanattır.

İnsanları ikna etme ve onlara “evet” dedirebilme üzerine hem ulusal hem de uluslararası literatürde yayınlanmış sayısız kitap vardır.

Bu konunun uzmanları yetişmiştir ve bu kişiler birçok önemli müzakere ve görüşme sürecine katılarak önemli katkılar sağlamaktadır.

Müzakere teknikleri ve ikna yöntemleri üzerine yüzlerce, belki binlerce seminer ve konferans düzenlenmiştir.

Müzakere tekniklerinin olmazsa olmaz unsurlarından biri de müzakere ortamının havasına uygun kıyafet tercihidir.

Devletler arası müzakerelerde koyu renkli takım elbise ve buna uygun gömlek ve kravat tercih edilir.

Açık renkli kıyafetler, ortamın havasına uygun olmayacağı gibi, imaj açısından da zayıflatıcı etki yapar.

Gömlek rengi ise beyaz ve mavinin tonları etrafında yoğunlaşır.

Ancak, daha ciddi ve kararlı bir imaj uyandırılmak istenirse, daha çok mavinin tonları tercih edilir ve kravat da bunu tamamlayıcı olarak genellikle soğuk ve koyu renlerden seçilir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özellikle Putin ve Ruhani ile yaptığı görüşmelerde zaman zaman bu tarzda giyinmesi, kıyafetlerini seçerken bu konuyu önemsediğini göstermektedir.

Erdoğan’ın, sahip olduğu karizmatik liderlik vasıflarını kıyafetleri ile tamamlaması dikkate değer bir örnektir ve başkalarınca da örnek alınması gereken bir hassasiyettir.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar6

  • marmara 3 yıl önce Şikayet Et
    Kasaba akademisyeni
    Cevapla
  • Nadir 3 yıl önce Şikayet Et
    Sen de ortaya bir çıkıp bir yazı kaleme al da dünya bir akademisyen görsün!
  • Kerim 4 yıl önce Şikayet Et
    Belirli bir kesimin eliyle yürütülen politik adımların sosyal medyada anında kötü açıdan gündem yaratmasının sebebi tam da bu, eleştirmek için eleştirmek. Gereken neyse yapılmaya çalışılıyor, bizlere düşen ise uluslararası düzeyde kaydedilen ilerlemelere bu tarz eylemlerle gölge düşürmemektir. Yazınız için teşekkürler.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Halil YÖRÜKOĞLU 4 yıl önce Şikayet Et
    Sayın Cumhurbaşkanımızın müzakerelere her zaman tam hazırlıklı olarak katıldığını gözlemliyorduk.Ancak kıyafet konusunda bu kadar detaylı hareket ettiğini yazınızı okuyunca ben de fark ettim.Yazınıza tam olarak katılıyorum.Elinize sağlık.
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Bozoklu Turan 4 yıl önce Şikayet Et
    '' Ufukları İstanbul Boğazı’nın karşı sahilinden öteye geçemeyen kıymetli (!) entelektüellerimiz '' SEVERİM BÖYLE SÖZLERİ , AĞZINA SAĞLIK HOCAM...
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • ylç 4 yıl önce Şikayet Et
    Yazınız çok değerlidir. Allah sizden razı olsun.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat