Yiğit

.

  • GİRİŞ26.05.2020 09:11
  • GÜNCELLEME27.05.2020 09:08

Birkaç sene öncesine kadar hiç tanımadığım, adını dahi bilmediğim o yüzü internette ilk gördüğümde “ne kadar temiz yüzlü bir insan, yüreğindeki temizlik yüzüne yansımış olmalı” dedim.

 

 

Haberi okuyunca adının Selçuk Bayraktar olduğunu ve insansız hava araçları üreten bir firmada teknik müdür olarak çalıştığını öğrendim.

Türkiye’nin İsrail yapımı Heronlara mahkûm olduğu yıllardı.

 

 

İsrail’den satın alınan Heronlar sürekli arızalanıyor, motorlarında ve görüntüleme sistemlerinde sorunlar çıkıyor, Heronlarla tespit edilen görüntüler terörle mücadelede hiçbir işe yaramıyordu.

O yıllarda bir toplantı için Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’ne gitmiştim.

Dönüşte uçakta yanıma iki kişi oturdu.

Bir müddet sonra sohbet etmeye başladık.

Sohbet döndü dolaştı terörle mücadeleye geldi.

Hakkârili olan bu kişiler bana “Türkiye’nin terörle mücadele konusunda yaptığı operasyonların çoğu sonuç vermiyor, başka bir devlet olsa çoktan batıp giderdi, Türkiye yine iyi dayanıyor.” dediler.

Ben de örnek vererek mevzuyu açmalarını istedim.

Heronları örnek gösterdiler. Heronların yanlış koordinatlar verdiğini, F-16’ların dağı, taşı, boş arazileri bombaladığını, PKK’lıların da uzaktan keyifle seyrettiklerini söylediler.

F-16’lar Hakkâri’nin üzerinden uçup giderken, her seferinde “yazık bu ülkenin kaynaklarına diye üzülüyoruz.” dediler.

Olan biten her şeyin İsrail, ABD ve bunların yerli işbirlikçileri tarafından bilindiğini eklemeyi de unutmadılar.

Bu işbirlikçilerin kimler olduğu hendek operasyonlarında ve 15 Temmuz’da açıkça ortaya çıktı.

Hakkârili iki vatandaşın söylediği şeyler aslında malûmun ilâmından başka bir şey değildi.

Neticede Heronlar Türkiye’den daha çok hasımların işine yaradı.

ABD de o zaman “predator” adlı İHA’ları vermeyince iş başı düştü ve Türkiye kendi İHA’sını üretmeye karar verdi.

İlk sevindirici haber Anka adlı İHA’nın testlerde başarılı olmasıyla geldi.

Özel sektörden de güzel haberler gelmeye başladı.

Bilhassa bir tanesi dikkatimi çekti.

Yürekli bir adamcağız, gencecik mühendislerden oluşturduğu girişken bir ekiple, yaşını aşan bir vakar ve tevazu içinde Türkiye’nin ihtiyacı olan İHA’yı üretmiş olmanın mutluluğunu yaşıyordu.

Anadolu’nun her yanından gelen bu gençlerin gözlerinde okyanusları aşan fırtınaların koptuğunu hisseder gibi oldum.

İşlerine öylesine bir tutkuyla bağlanmışlardı ki en küçük bir ilerleme sevince, büyük başarılar ise gözyaşlarına neden oluyordu.

Çocukluğumda Japonya’nın nasıl geliştiğine dair sayısız hikâye dinledim.

Avrupa’ya, Amerika’ya okumak için gönderilen Japon gençlerin kendilerini en iyi şekilde yetiştirdikten sonra ülkelerine dönüp tam bir vatanseverlik içinde canla başla çalıştıkları anlatılırdı.

Selçuk Bayraktar’ı ve etrafındaki gençleri görünce aklıma ister istemez bu hikâyeler geldi.

Japon gençlerin nasıl bir medeniyet iddiası vardı bilemem, ama Selçuk Bayraktar’ın temsilcisi olduğu bu büyük medeniyete, üstüne düşen en iyi katkıyı yaptığını bu ülkede aklı başında olan herkes görüyor ve hakkını teslim ediyor.

Dünyanın en iyi üniversitelerinde eğitim almış bu yürekli insan, Amerika’nın veya İsrail’in drone firmalarının Türkiye mümessilliğini alarak hiçbir risk üstlenmeden, hiçbir külfete katlanmadan Boğaz’da bir yalıda keyif sürmeyi de bilebilirdi.

Tıpkı bir Yahudi sözünde “yap sat karnın doysun, al sat keyfin yerinde olsun” dendiği gibi.

Tıpkı on yıllar boyunca ülkeyi tenekeden bozma arabalara, kaputunu ineklerin, keçilerin kemirdiği araba görünümlü saman balyalarına mahkûm edenlerin büyük bir kibirle yaptığı gibi.

Türkiye bugün terörle mücadelede muazzam başarılara imza atmışsa, Suriye’de Rusların meşhur Pantsir hava savunma sistemlerini perişan etmişse, Libya’da Hafter’in milisleri ardına bakmadan cepheden kaçıyorsa bunda Selçuk Bayraktar’ın ve ekibinin olağanüstü payı var.

Kurucusu olduğu Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3), ülkemizde gençlerin bilim ve teknoloji ile hiç olmadığı kadar ilgilenmesine fırsat sağladı.

Bu sene Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Fatma Şahin’in ev sahipliğinde Gaziantep Havalimanı’nda düzenlenecek olan Teknofest, millî teknolojileri geliştirmeyi hedefleyen en kapsamlı ulusal etkinlik haline geldi.

Gençleri Ar-Ge’ye, inovasyona, girişimciliğe ve bilimin sınırlarını zorlamaya davet eden bu etkinlik, ancak Selçuk Bayraktar gibi adanmış bir insanın elinden çıkabilirdi ve öyle de oldu.

Türkiye bugün İHA ve SİHA ihraç edebilen bir ülke haline gelmişse, kendi TİHA’sını üretebilecek know-how’a sahip olmuş ve üretmişse, hava savunma konseptine yeni bir anlam getiren “Akıncı” yakında hizmete girerek Türkiye’ye âdeta sınıf atlatacaksa bütün bunlarda Selçuk Bayraktar’ın özel bir yeri ve emeği var.

Selçuk Bayraktar, Türkiye’de çok az insana nasip olan güçlü siyasî bağlantılara ve sosyal ilişkilere sahip olmasına rağmen, bölücüler, bölücü sempatizanları ve bir oy için her türlü

bölücü akımla işbirliği yapmaya hazır “sözel demokratlar” haricinde herkesin saygısını ve takdirini kazanmış mütevazı, samimi ve gayretli bir insan portresi ortaya koydu.

Türkiye, sahip olduğu siyasî bağlantıları ve sosyal ilişkileri suiistimal eden ne eşler, ne oğullar, ne kardeşler, ne damatlar, ne enişteler gördü.

Aynı Türkiye, daha öncekilerin sahip olamadığı kadar güçlü siyasî bağlantılara ve sosyal konuma sahip olup da böylesine adanmış bir insan gördü mü sanmıyorum.

Türkiye, mütevazı bir hayatı tercih eden eşler, oğullar, kardeşler, damatlar, enişteler de gördü.

Ama Türkiye, böylesine bir tevazu içinde ülkesinin millî savunmasına, bilimsel ve teknolojik gelişimine bu kadar katkı sağlayan kaç tane siyasetçi yakını gördü?

Cumhurbaşkanının, Başbakanın veya parti genel başkanının oğlu, kızı, damadı veya gelini olup bir köşede mütevazı bir hayat yaşamak elbette güzel bir şeydir.

Ve bunu Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca becerebilen birçok kişi de oldu.

Ama çok daha güzeli; kimsenin başaramadığı kadar büyük projeleri tevazu içinde hayata geçirebilmektir.

Hem de ülkenizin en çok ihtiyaç duyduğu bir dönemde.

Selçuk Bayraktar işte bunu başardı.

Allah yolunu açık etsin.

Kalın sağlıcakla.

 

**Bütün İslâm âleminin mübarek Ramazan Bayramını tebrik eder, hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ederim.**

Yorumlar5

  • Abdullah KAYA 3 yıl önce Şikayet Et
    Hocam Allah razı olsun güzel bir yazı olmuş.Necmettin ERBAKAN hocam gibi vatan sevdalısı bir insan Selçuk BAYRAKTAR.
    Cevapla
  • efe 3 yıl önce Şikayet Et
    Yüreğine ve kalemine sağlık hocam, hepimiz bu milletin neferiyiz ve herkes işini doğru yaparsa bizim önümüzde kimse duramaz. Bizim kimseye ihtiyacımız yok Allahtan başka.
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Mustafa Taşkın 3 yıl önce Şikayet Et
    Sevgili hocam ağzına ve gönşüne sağlık. Güzel bir yazı ile milyonlarca insanın gönlünfrn geçenleri kaleme almışsınız. Selam ve muhabbetle başarılarının devamını dilerim.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
  • Rayd 3 yıl önce Şikayet Et
    Allah ondan ve ekibinden razı olsun.
    Cevapla Toplam 9 beğeni
  • Mehmet Aksoy 3 yıl önce Şikayet Et
    Dilinize ve kaleminize sağlık.Size,bu haklı açıklamalarınızdan dolayı binlerce kez teşekkür ederken,bahse konu sn. SELÇUK BAYRAKTAR a kişiliğinden ve ülkemize verdiği bu hayati hizmetlerden dolayı ölünceye kadar minnet ve şükran duygularımı ifade etmek istiyorum.Allah doğruları KORUSUN derken,yalancıları da KAHRETSİN diyorum.
    Cevapla Toplam 17 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat