Zeytinburnu’nu nasıl bilirdiniz?

İstanbul’un tarihî surlarına bitişik bu ilçe bir zamanlar İstanbul’a ne kadar uzaktı.

Doğusundaki Fatih neredeyse iki bin yıldır ihtişamla yükselirken, Zeytinburnu gecekondular, kaçak yapılar, tabakhaneler ve sağlıksız imalathanelerle dolu kaçak bir şehir görünümdeydi.

Batısındaki Bakırköy ışıklar içinde yanarken, Zeytinburnu karanlıklara gömülür, âdeta yas tutardı.

İstanbul’da bir bina yıkılsa akla Zeytinburnu gelirdi.

Bir imalathanede patlama olsa “yine mi Zeytinburnu” denirdi.

Çoğu insan “Zeytinburnu’nda oturuyorum” demek yerine “Bakırköy sahil yolunda oturuyorum”, “Merter’de oturuyorum” veya “Yedikule’de oturuyorum” demeyi tercih ederdi.

Onların Bakırköy sahil yolu dedikleri yer Zeytinburnu’ndaki Hatboyu Caddesi, Merter dedikleri yer Çırpıcı Mahallesi, Yedikule dedikleri yer ise Kazlıçeşme idi.

Oysa bir zamanlar zeytin ağaçları ile kaplı güzel bir burun olan bu eşsiz mevki, sadece Anadolu’dan değil neredeyse bütün Türk dünyasından gelen insanlar için bir umut kapısı olmuştu.

Mardin, Kastamonu, Giresun ve Tokat başta olmak üzere Anadolu’nun her yanından gelen insanlar için mütevazı ama sıcak bir yuvaya dönüştü.

Kazakistan, Özbekistan ve Doğu Türkistan’dan gelen sayısız insan için sadece bir ekmek kapısı olmadı, aynı zamanda benliğini, kimliğini ve kültürünü doyasıya yaşadığı özürlüğün ta kendisi oldu.

Zeytinburnu’nun sıcak ama düzensiz ortamı yalnızca İstanbul’da değil, neredeyse ülke genelinde gecekondulaşmanın ve çarpık yapılaşmanın sembolü haline geldi.

Seksenleri bu şekilde geçiren bu küçük ama değerli ilçe, doksanların ikinci yarısından itibaren hızlı bir dönüşüm geçirdi.

Kazlıçeşme’deki deri tabakhaneleri Tuzla Deri Organize Sanayi Bölgesi’ne taşındı.

Sahilde çevre ve estetik kirliliğe neden olan birçok tesis kapatıldı.

Türkiye’nin en başarılı sokak sağlıklılaştırma projesi hayata geçirilerek ilçenin bütün sokakları daha temiz, düzenli, yaya dostu ve daha yeşil hale getirildi.

Kentsel aydınlatma sistemi tamamen yenilenerek bir zamanların karanlıklara gömülen cadde ve sokakları ışıl ışıl parlamaya başladı.

Her yıl sayısız gecekondu ve kaçak binayı kapsayan dönüşüm projeleri başlatıldı.

Türkiye’de muhtemelen bir örneği daha olmayan istimlak çalışması ile üç büyük imar adası tamamen temizlenerek halkın nefes aldığı cazip bir artere dönüştürüldü.

Sahil yolundaki büyük çevre düzenlemelerinin yanı sıra başta Tıbbî Bitkiler Bahçesi, Topkapı Şehir Parkı ve Dr. Ziya Gün Parkı olmak üzere olmak üzere sayısız park ve yeşil alan düzenlemesi gerçekleştirildi.

Merkez Efendi Camii, Yenikapı Mevlevihanesi, Merkez Efendi konakları ve tarihî mezarlıklar başta olmak üzere tarihî eserler restore edildi.

Meydanı olmayan ilçeye İstanbul’un en güzel meydanlarından biri kazandırıldı.

Kamu binalarının tamamı yenilendi.

Okulların deprem güçlendirme çalışmaları yapıldı.

Panorama 1453 Tarih Müzesi, Mozaik Müzesi, kültür-sanat merkezleri, bilgi evleri ve spor tesisleri başta olmak üzere birçok tesis halkın hizmetine sunuldu.

İlçenin her tarafında kapsamlı kentsel dönüşüm ve kentsel yenileme projeleri hayata geçirildi.

Dünün Zeytinburnu’su umudun çaresizlikle karıştığı bir sorunlar yumağı idi.

Bugünün Zeytinburnu’su ise hastaneleri, üniversiteleri, alışveriş merkezleri, parkları, dönüşen konut dokusu, kültür ve sanat merkezleri ile Topkapı sırtlarından Marmara sahillerine doğru iftiharla uzanmakta.

İstanbul’u tüketen değil, değer katan.

İstanbul’a yük olan değil, yük alan.

Zeytinburnu’nun dönüşümünü anlatırken bu ilçeye yirmi yıl emek veren Murat Aydın’a değinmemek açık bir haksızlık olur.

Zeytinburnu belediye başkanlığını 2019’da bırakan Murat Aydın, kendi halinde, mütevazı ve belediyeciliğe tutkuyla bağlanmış bir insan.

O sessiz ve sakin duruşun arkasında bir ilçenin çehresini değiştiren güçlü bir vizyon var.

Zeytinburnu’nda edindiği muazzam tecrübeyi Beykoz’a taşıyan Murat Aydın, iki yıldır yoğun bir çaba içinde.

Yine reklâmdan uzak, yine kadirşinasça, yine ilk günkü Murat Aydın olarak.

Zeytinburnu ise kamuda önemli görevler üstlenen Ömer Arısoy’un liderliğinde iki yıldır bayrağı daha ileriye taşıma çabası içinde. Aynı tevazu ve gayretle.

Allah yardımcıları olsun.

Kalın sağlıcakla.