Kanal İstanbul yalanları ve gerçekler

  • GİRİŞ13.04.2021 09:24
  • GÜNCELLEME14.04.2021 08:52

Başını CHP’nin çektiği muhalefet Kanal İstanbul projesini engellemek için akla hayale gelmeyecek iddialara sarılmakta.

Bilim insanları bunlara cevap vermekten yoruldu, onlar tezviratta sınır tanımıyor.

Artık yalan rüzgârına dönen tezvirat kampanyasına yine yeniden cevap verme ihtiyacı doğdu.

Halkın zihnini bulandırmaya yönelik yalanlar ve bunlara ilişkin gerçekler şöyledir:

YALAN: Kanal İstanbul Montrö (Montreux) Sözleşmesi’nin delinmesine yol açarak Türkiye’nin millî güvenliğini tehlikeye atacak.

GERÇEK: Montrö Sözleşmesi Karadeniz’de bulunabilecek yabancı donanmalara katı sınırlamalar getirmiştir. Sadece İstanbul Boğazı değil, Kanal İstanbul, Tuna, Don-Volga Kanalı, Dinyeper ve diğer bütün suyolları üzerinden bu denize yabancı donanmaların girmesi söz konusu sınırlamalara tâbidir. Hatta Fatih Sultan Mehmet gibi gemiler karadan yürütülse bile Montrö’nün getirdiği sınırlamalara takılacaktır. Dolayısıyla, Montrö’nün delinmesi gibi bir şey mümkün değildir.

YALAN: Kanal İstanbul Tuna’nın kirli sularını Marmara Denizi’ne taşıyacak.

GERÇEK: Tuna Nehri’nin etrafındaki ülkeler Avrupa Birliği’ne girdikten sonra Birliğin çevre koruma kriterlerine uyum sağlamak için inşa edilen ileri biyolojik atık su arıtma tesisleri dolayısıyla Tuna Nehri’nde kirlenme büyük ölçüde önlenmiş olup, bu durum uluslararası bilimsel raporlarla ve uzman görüşleriyle sabittir.

YALAN: Kanal İstanbul’un inşa edilmesi halinde Trakya’nın savunulması sıkıntıya girecek.

GERÇEK: Trakya’yı savunmakla görevli Birinci Ordu’nun vurucu gücünün yaklaşık %90’ı Kanal İstanbul’un Trakya tarafında konuşludur. Dolayısıyla, Trakya’nın savunulmasında herhangi bir sorun yaşanmayacağı uzmanlarca belirtilmektedir. Ayrıca, bu iddia geçerli olsaydı Kanal İstanbul’un iki katından daha büyük olan İstanbul Boğazı ile dört katından daha büyük olan Çanakkale Boğazı Trakya’nın ve İstanbul’un savunulmasını günümüze kadar sıkıntıya sokardı. Çünkü Türk ordusunun büyük bölümü Anadolu’da konuşludur.

YALAN: Kanal İstanbul güzergâhında inşa edilecek şehir İstanbul’da nüfus patlamasına neden olacak?

GERÇEK: İstanbul’un nüfusu 2010’dan bu yana yıllık sadece 220 bin artmış olup, bu artışın %80’i şehrin doğal nüfus artışıdır. Hatta İstanbul’un nüfusu 2020 yılında 56 bin kişi azalmıştır. Ayrıca, İstanbul’da yeni kurulan Başakşehir gibi ilçelerdeki toplu konutlara şehir dışından değil büyük ölçüde şehir içinde yerleşim olmuştur. Dolayısıyla, İstanbul’un 1/30’u (otuzda biri) kadar olan bir şehrin nüfus patlamasına neden olması mümkün değildir.

YALAN: Kanal İstanbul halkın sırtına yüz milyar dolar yük bindirecek.

GERÇEK: Kanal İstanbul’un toplam maliyeti 10 milyar dolar olacak ve yap-işlet-devret modeli ile gerçekleştirilecektir. Bu nedenle, inşaat için devlet bütçesinden herhangi bir harcama yapılmayacaktır. Dolayısıyla, halkın sırtına herhangi bir yük de binmeyecektir.

YALAN: Terkos Gölü kullanılamaz hale gelecek, İstanbul susuz kalacak.

GERÇEK: Kanal İstanbul’un Terkos Gölü’ne olumsuz etkisi sadece %0,2 (yüzde sıfır virgül iki) düzeyinde olacak. Sazlıdere Barajı’na etkisi de dikkate alındığında İstanbul’un su kaynaklarına toplam olumsuz etkisi yaklaşık %3 düzeyinde olacaktır. Buna karşılık sadece Melen Projesi’nden İstanbul’a sağlanacak ilave su miktarı ise mevcut su tüketiminden bile daha fazla olacak. Dolayısıyla, İstanbul susuzluk çekmeyecek.

YALAN: Kanal İstanbul’un inşaatında kullanılacak dinamitler depremi tetikleyecek.

GERÇEK: Kanal İstanbul güzergâhından diri deprem fayı bulunmamaktadır. Ayrıca, dinamitlerin depreme neden olduğuna dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır.

YALAN: Kanal İstanbul iklimi değiştirerek İstanbul’da ısı adasının oluşmasına neden olacak?

GERÇEK: Kanal İstanbul’da inşa edilecek yeni şehrin nüfusu İstanbul’un mevcut nüfusunun 1/30’u, yani otuzda biri kadar olacak. Ayrıca, burada herhangi bir sanayi bölgesine izin verilmeyecek. Dolayısıyla, İstanbul’un batısında bir ısı adasının oluşması mümkün değildir.

YALAN: Kanal İstanbul’un inşaat süresince on binlerce hafriyat kamyonu İstanbul trafiğine karışacak ve şehir içi trafik mahvolacak.

GERÇEK: Hafriyat kamyonları kendi özel servis yollarını kullanacak ve şehir içi trafiğe girmeyecek.

YALAN: Kanal İstanbul’da çıkarılacak hafriyat, İstanbul’daki hafriyat döküm sahalarının kapasitesinin yirmi katından fazladır ve şehrin etrafında hafriyat tepeleri oluşacak.

GERÇEK: Kanal İstanbul’dan çıkarılacak hafriyatın büyük bölümü Karadeniz’deki dolgu sahalarına aktarılacağı için İstanbul’un mevcut hafriyat döküm alanları kullanılmayacak.

YALAN: Kanal İstanbul Yarımburgaz tarihî mağaralarını ve Bathonea antik şehrini yok edecek.

GERÇEK: Bathonea antik şehri ve Yarımburgaz mağaları Kanal İstanbul projesinin dışındadır.

YALAN: İstanbul’da yaşanacak bir tsunami Kanal İstanbul’u yok edecek.

GERÇEK: İstanbul’da tsunami yaşanması halinde, bundan en fazla etkilenecek yer Kanal İstanbul değil, İstanbul Boğazı ve Marmara sahilleridir.

YALAN: Kanal İstanbul mandaların popülasyonunu olumsuz etkileyecek.

GERÇEK: İstanbul’da manda popülasyonunun büyük bölümü Çatalca ilçesindedir ve bu ilçe Kanal İstanbul projesinin dışındadır.

YALAN: Kanal İstanbul kuzey ormanlarını yok edecek.

GERÇEK: Kanal İstanbul güzergâhında bulunan doğal yeşillikler büyük ölçüde orman vasfını kaybetmiş makilik-fundalıklardan oluşmaktadır. Ormanlık arazinin oranı iddia edilenin onda birinden daha azdır.

YALAN: İstanbul Boğazı’ndan ücretsiz geçmek varken Kanal İstanbul’dan kim para vererek geçecek?

GERÇEK: İstanbul Boğazı gibi çok tehlikeli bir suyolunda yüksek kaza riski ve uzun bekleme süreleri ile geçmeye çalışan büyük tonajlı gemilerin önemli bir bölümü, geçişin daha hızlı ve güvenli olacağı Kanal İstanbul’u tercih edecektir.

YALAN: Kanal İstanbul’un yapılmasını ABD istemektedir.

GERÇEK: Kanal İstanbul Montrö Sözleşmesini delemediği için Kanal İstanbul’un ABD’nin isteği ile yapıldığı iddiası inandırıcı değildir.

YALAN: Kanal İstanbul Trakya’daki doğal hayatı bitirecek.

GERÇEK: Trakya’nın %95’i Kanal İstanbul’un batısında kalacağı için burada doğal hayatın bitmesi mümkün değildir. Trakya’da doğal hayatı İstanbul şehri değil Balkan Yarımadası’ndaki ekosistemler beslemektedir.

Kanal İstanbul Türkiye’yi 2053 vizyonuna taşıyacak en büyük projedir ve bu projeden en kârlı çıkacak olan ise İstanbul’dur.

Kalın sağlıcakla. 

Yorumlar2

  • Fatih 3 yıl önce Şikayet Et
    Gerçekleri yazan Recep beye çok teşekkürler.
    Cevapla
  • orhan 3 yıl önce Şikayet Et
    Baskanlik gelecek dertler bitecek demistin hizli karar alma istikrar gelecek koalisyon bitecek tr sahlanacak buyume yatirim silikon vadisi falan demistin ne oldu?
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat