Hesap Şehri

  • GİRİŞ11.05.2021 09:31
  • GÜNCELLEME14.05.2021 08:46

Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu yaptı yine yapacağını.

“Kırk Şehir” adında ve Italo Calvino tadında bir kitap çıkardı.

Kırk farklı kalem, hayalindeki veya hafızasındaki şehri anlattı; ümitle, özlemle.

Bu sıra dışı kitap projesini hayata geçirdiği için samimi bir teşekkür sunmak nezaketin de ötesinde âdeta vacip oldu.

Tevfik Göksu ve ekibine kırk şehirden kırk bir kere Maşallah.

Benim de “Hesap Şehri” başlıklı bir yazıma yer verildi kırk şehir arasında.

Bakalım Hesap Şehri hangi şehirmiş, nasıl bir yermiş:

Hesabını bilmeyenler Hesap Şehrinde yaşayamaz. Bu şehirde alırken hesaplarsın, satarken hesaplarsın. Gülerken hesaplarsın, ağlarken hesaplarsın. Sevinirken hesaplarsın, kızarken hesaplarsın. Yatarken hesaplarsın, kalkarken hesaplarsın. Hâsılı, hesabını veremeyeceğin hiçbir işe girişmezsin.

Hesap Şehri Anatolya’nın orta yerinde yükselir. Bütün yollar orada kesişir. Hesabını bilenler yerleşir, bilmeyenler kapısında bekleşir.

Arazisi düz fakat kıraç, iklimi serttir. Sebze yetişse meyve yetişmez. Tahıl yetişse de hasadı geç olur. Kar erken düşer, geç kalkar. Rakımı yüksek, havası yazın yakar, kışın yakar. Suyu soğuk ve lezizdir. Yanı başındaki Arsuyes dağından gürül gürül gelir.

Evleri taştan ve genellikle iki katlıdır. Sokaklar ise granitle kaplıdır.

Leylak âdeta ora ile özdeşleşmiştir. Leylaksız bir bahçe bulunmaz. Leylağın kendine has kokusu rayihalar halinde yayılır.

Hesap Şehri’ini en iyi tasvir eden çiçek belki de güldür. Gülün en güzeli yetiştir bahçelerde. Sokaktan bahçeye leylaklar arasından geçilirken, bahçeden eve güller arasından girilir. Bahçeye girerken hissedilen leylak kokusu, yerini eve girerken gül kokusuna bırakır.

Hesap Şehrinde tarım para etmediği için halkın temel meşgalesi ticarettir. Ticaretlerinin temeli cesaret, usulü nezaket, kazancı berekettir. İçi helâl, dışı haramdır.

Şehir halkı aldıkları nefesin bile hesabını nasıl vereceklerini düşünür. Bu nedenle haram için nefes tüketmez. Kimsenin hâline gülmez, Allah’tan gelene ağlamaz. Bir nimete vasıl olunca şükreder, kibirlenip gururlanmaz. Sevincine de öfkesine de yenilmez.

Elleri para sayarken, zihinleri nimetleri sayar. Dilleri müşteriye teşekkür ederken, kalpleri Allah’a şükreder. Gönülleri insan sevgisiyle, ruhları Allah sevgisiyle dolup taşar.

Akşamları az yer, yatağa erken gider, fakat az uyurlar. Gecenin bir vakti kalkar geride bıraktıkları günün muhasebesini yapar, hesabını verip veremediklerini düşünürler. Kısa yaz gecelerinde bile güneş hiçbirinin üstüne doğmaz. Her gün bir öncekinden daha iyi işler yapmanın derdine düşerler. İki günü birbirine eşit olanın ziyanda olduğunu düşünürler. Komşusunun işleri kesatken, ona müşteri göndermenin gayretini güderler.

Yanlarında mutlaka çırak yetiştirir, çırağın uyanığını tercih ederler. Kurnaz çocukları küçük yaşta ticarete çekerler. Diğer çocuklar ise mektep-medresenin yolunu tutar. Onlar da muallim, müderris, mühendis olur.

Hesabı çok iyi bilmelerine rağmen, hesabını veremeyecekleri bir günün gelip çatmasından korkarlar. “Beşer nisyanla malûldür” deyip, kendileri yazmayı unutsalar bile meleklerin yazdığını bilirler.

Maddî bilanço daima artı verse de manevî bilançoyu doldurmanın derdine düşerler. Bu nedenle kazançlarını paylaşır, hayır hasenatta yarışırlar. Hesap Şehrine giden herkes, şehrin hayır eserleriyle dolu olduğunu gıptayla fark eder.

Kendi lokmalarını sayarak yerken, misafire ikramın âlâsını yapar, ziyafete dönüştürürler. Evde rahat ettiremezlerse Arsuyes dağındaki bağ evinde ağırlarlar. Yaz güneşi şehri kavururken, Hesaplılar bağ evlerinde serin yayla havasının keyfini sürer. Hesap Şehrinin gündelik hayatına hâkim olan akl-ı selim, bağlarda zevk-i selimle buluşur.

Hesap Şehrinin insanı çalışkandır, zamanın nasıl geçtiğini bilmez. Bu yüzden ömür âdeta rüzgâr gibi geçip gider, sayılı nefesler hızla tükenir. Hak vâki olduğunda, emanet mülkün asıl sahibine teslim edilir. Cenaze namazını kılanlar, asıl olanın ilahî hesap olduğunu düşünürken, imam efendi de hesapların en hayırlısının Allah’ın hesabı olduğunu hatırlatır. Herkes dünyevî hesapları kapatarak hakkını helâl eder. Hesapla başlayan hayatlar kitapla sona erer. Hesabını, kitabını bilen, Hakk’ın rahmetine erer.

Kalın sağlıcakla.

 

Not: Mescid-i Aksa’daki İsrail terörünü ve zorbalığını lanetliyor, Filistin halkını tüm İslâm Âlemi adına yürüttüğü haklı mücadelesinde yürekten destekliyorum. 

Yorumlar3

  • Cevat 2 yıl önce Şikayet Et
    Allah hesapsız verendir
    Cevapla
  • ohannes 2 yıl önce Şikayet Et
    Kayseri ermeni mallarina ne oldu?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • ilhan 2 yıl önce Şikayet Et
    kayseri
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat