Erol Özvar rektörleri fena terletecek

  • GİRİŞ03.08.2021 09:31
  • GÜNCELLEME04.08.2021 09:36

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar “temmuz duası” almış olmalı.

Bir Temmuz günü Marmara Üniversitesi Rektör Yardımcılığına atandı.

Bir Temmuz günü Marmara Üniversitesi Rektörlüğüne atandı.

Son olarak yine bir Temmuz günü YÖK Başkanlığına atandı.

Temmuz ayının Prof. Özvar’ın hayatında başka hangi önemli olaylara vesile olduğunu bilemem, ama yılın bu en sıcak ayı, rektörlerin bundan sonra çok daha fazla terlemesine vesile olacak.

Prof. Özvar’ın Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’ndeki performansı ve getirdiği yenilikler, bunun en büyük habercisi.

Yani, Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli.

YÖK Başkanlığı’na atanacağı bir yıl öncesinden konuşulan Sayın Özvar, rektörleri uzun soluklu bir bilimsel maratona sokacak zihnî hazırlığı çoktan yapmıştır.

Diğer bir ifade ile YÖK Başkanlığına dolu bir çanta ve yoğun bir gündemle gitmiştir.

Marmara Üniversitesi’nde her fakültenin ve okulun akademik kurul toplantısına bizzat katılarak akademik birimlerin performansını bizzat takip eden bir rektördü Prof. Özvar.

Takip etmekle de kalmayarak her birime akademik karne çıkaran, hatta akademik personelin bile performansını takip eden bir yönetim tarzı sergiledi.

Nitekim Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde son yaptığı akademik kurul toplantısında, bundan sonra toplantıları bölüm düzeyine indireceğini ve her bölümle özel akademik toplantılar yapacağını söylemişti.

Özvar muhtemelen aynı yaklaşımı YÖK’te de devam ettirecektir.

Her üniversite hakkında ulusal ve uluslararası endekslere ve veritabanlarına dayalı ayrıntılı karneler hazırlatacaktır.

Muhtemelen üniversitelerin senato toplantılarına senede bir defa da olsa katılacak veya tamamen akademik performans odaklı toplantılar organize edecektir.

Şimdi daha geniş yetkilere ve imkânlara sahip olacağı için Rektörlük sürecinde gördüğü sorunların çözüme kavuşturulmasına yönelik kapsamlı girişimler yapacaktır.

Türkiye, satın alma gücü paritesine göre dünyanın 11’inci büyük ekonomisidir.

Ancak, hiçbir üniversitemiz saygın uluslararası endekslerde ilk 100 üniversite arasına girememektedir.

Bazı üniversitelerimiz ise gösterdikleri anlık başarıları kalıcı hale getirecek performansı gösterememektedir.

Bu sorun sadece devlet üniversiteleri için değil, vakıf üniversiteleri için de geçerlidir.

Ülkemizin en zengin ailelerinin kurduğu üniversiteler bile uluslararası düzeyde kalıcı başarı gösterememektedir.

Bu ise yükseköğretim sistemimizin farklı bir paradigmaya ihtiyacı olduğunu göstermektedir.

Harvard’da üç yıl çalışmış bir akademisyen olarak Prof. Özvar’ın bu paradigmayı kazandıracağından emimin.

Allah yâr ve yardımcısı olsun.

Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığına atanan bir önceki YÖK Başkanımız Prof. Dr. Yekta Saraç’a da bir akademisyen olarak kalpten teşekkür ederim.

Kendisi yükseköğretim sisteminde sessiz bir devrim gerçekleştirdi.

Allah razı ve memnun olsun.

Kalın sağlıcakla.

Yorumlar2

  • Eyup Saritas 2 yıl önce Şikayet Et
    Çok merak ediyorum Yekta hoca hangi sessiz devrimi gerçekleştirdi acaba? Üniversiteler aynı hamam aynı tas.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • Nadir 2 yıl önce Şikayet Et
    Cevabı bekleyelim
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat