Bir belediye başkanı düşünün, seçimi kazanır kazanmaz, kapağı tatil beldelerine atsın.

Bir belediye başkanı düşünün, deprem bölgesine göstermelik bir ziyaret yapıp soluğu kayak merkezinde alsın.

Bir belediye başkanı düşünün, “bu şehrin kaynağı da var, parası da var” deyip, İstanbul tarihinin en hızlı borçlanmasını gerçekleştirsin.

Bir belediye başkanı düşünün, bu şehirde su fiyatı çok yüksek deyip önce göstermelik bir indirim yapsın, ardından şehir tarihinin en büyük su zammı için kıvranıp dursun.

Bir belediye başkanı düşünün, hayvan hakları savunucusu gibi görünüp Adalar’daki atları, Sarıyer’deki köpekleri meçhul akıbetlere sürüklesin.

Bir belediye başkanı düşünün, şehrin metro yatırımlarının yarıdan fazlası başka bir kurum tarafından yapılıyorken, sanki kendisi inşa ettiriyormuş gibi çarşaf çarşaf reklâm yapsın.

Bir belediye başkanı düşünün, her yıl binlerce konut inşa eden belediye şirketini iki yılda felç edip sadece 157 konutluk bir projenin temelini, o da yeşil alan olması gereken bir arsaya ancak atabilsin.

Bir belediye başkanı düşünün, göstermelik bir tenis kortunu hizmete açıp, çürümeye terk etsin.

Bir belediye başkanı düşünün, belediyenin en kârlı birimlerinden biri olan otopark işletim şirketini konkordato ilân edecek perişanlığa sürüklesin.

Bir belediye başkanı düşünün, şehre vaat ettiği yeşil alanların yarısını bile yapmaktan aciz olsun.

Bir belediye başkanı düşünün, Fatih Sultan Mehmet’in kabrine asgarî saygıyı göstermesin, ama kürsüden Fatih’e benzetilme hadsizliği karşısında ağzı kulaklarına varsın. Üstüne bir de alkışlasın. Kürsüye çıkıp “estağfurullah” deme erdemini ve nedametini bile göstermesin.

Bir belediye başkanı düşünün, seçim öncesinde elinde Kur’an mihraba kurulsun, seçim geçtikten sonra Fatih’in aziz emaneti Ayasofya’ya adımını bile atmasın.

Bir belediye başkanı düşünün, Fatih Sultan Mehmet gemileri karadan yürütürken, o otobüsleri bile karadan yürütemesin.

Bir belediye başkanı düşünün ulaşım sorununu çözeceğim deyip, şehir tarihinin en büyük trafik çilesini yaşatsın.

Bir belediye başkanı düşünün, daha adam akıllı bir tane bir hizmet sunmadan gözünü mevki-makam hırsı bürüsün.

Sırtını terör örgütüne yaslayanlarla, mevki ve makam için can ciğer kuzu sarması olsun.

Bir belediye başkanı düşünün, iki buçuk yılını algı operasyonları ile geçirsin.

Bir belediye başkanı düşünün, kamuoyu araştırmalarında sürekli puan kaybetsin, geçen her gün aleyhine işlesin.

Sonra İstanbul’u düşünün.

İstanbul’u dinleyin gözleriniz kapalı.

Boğaz’ın serin rüzgârını,

Yavaş yavaş sallanan yaprakları,

Güvercin dolu avluları,

İstanbullunun umutla çarpan yüreğini.

Fatih Sultan Mehmet’i ve onun aziz emanetini.

Geleceğe güvenle bakın.

2053 vizyonu çok yakın.

Kalın sağlıcakla.