Evliya Çelebi ünlü Seyahatnamesinde Malatya için “mâmur ve şen belde” yazmış.

Ne zaman Malatya’ya yolum düşse bu sözleri hatırlarım.

Bugünün Malatya’sı, Evliya Çelebi’nin 350 sene önce yaptığı bu nitelemenin hakkını fazlasıyla vermekte.

Fırat Nehrinin suladığı bereketli topraklarda kurulan bu şehir, Hitit öncesinden bu yana varlığını devam ettiren ender yerleşim birimlerinden.

Malatya Anadolu’da binlerce yıldır orijinal adını koruyan birkaç şehirden biridir.

Hititçede “bal” anlamına gelen bu kelimenin hafızalarda bıraktığı lezzet, sanki binlerce yıldır anlamını hiç kaybetmemişçesine şehrin ünlü Şire Pazarındaki enfes tatlılarda, yemişlerde, çerezlerde, pekmez, bal ve pestillerde yaşamakta.

Arslantepe’de binlerce yıl önce başlayan medeniyet yolculuğu Battalgazi’de zirveye ulaşmış ve bugün Eski Malatya olarak adlandırılan tarihî miras ortaya çıkmış.

Sırtını Bey Dağlarına yaslayan, yüzünü verimli ovalara dönen bu şehir, Anadolu Selçuklu Devleti’nin de gözbebeğiydi.

Kayseri, Sivas, Diyarbakır ve Gaziantep üzerinden gelen ticaret yolları Malatya’da birleşir ve Anadolu’nun dört bir yanına dağılırdı.

Malatya, Konya’dan sonra Selçuklu han ve kervansaraylarının en fazla olduğu şehirdi.

Akdeniz’den Fırat Havzasına kadar sokulan ılıman ve nispeten yağışlı iklimin etkisinde olan Malatya Ovasında kayısıdan duta, cevizden kiraza kadar envaiçeşit meyve yetişmekteyse de bu şehrin adı kayısı ile özdeşleşmiş, kayısı Malatya’da anlamını bulmuş, tadına tat katmıştır.

Malatya’da tahılın her türü yetişmekte ve tahıla dayalı yemeklerin en güzelleri bu şehirde yapılmakta.

Ama Malatya’yı farklı kılan ise yenilebilecek her türlü yapraktan yapılan leziz sarmalardır.

Bugünün Malatya’sı uluslararası bir gastronomi şehri olabilmek için büyük bir hazırlık içinde.

Yakında UNESCO Yaratıcı Şehirler Ağı’nın çiçeği burnunda üyesi olarak binlerce yıllık tatları tüm dünyaya servis ederek “lezzet şehri” olduğunu resmen tescilleyecek.

Malatya geçmişten yüklendiği kültürel ve medenî birikimi geleceğe taşıyacak altyapıyı hızla inşa etmekte.

Modern bir şehrin ihtiyacı olan geniş bulvarlar, bakımlı parklar, modern konutlar, kaliteli eğitim ve sağlık kuruluşları, müzeler, kültür tesisleri, iyi işleyen kentsel ulaşım sistemi, üçüncüsü kurulmakta olan organize sanayi bölgesi, şehri çevre illere bağlayan yüksek standartlı yollar, İstanbul, Ankara ve İzmir’e aktarmasız uçuş sağlayan havalimanı ile bugünün Malatya’sı geleceğe güvenle bakmakta.

Yolum Malatya’ya ne zaman düşse, benim de bu şehre olan güvenim pekişmekte, sevgim artmakta.

Doğu Anadolu’nun bu en büyük şehri, Türkiye’nin batısındaki şehirlerin çoğundan daha gelişmiş, temiz ve düzenli.

Emek veren herkesten Allah razı olsun.

Malatyalılar şehirleriyle ne kadar gurur duysa azdır.

Kalın sağlıcakla.