Cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde neler yaşanacak?

  • GİRİŞ06.07.2014 11:22
  • GÜNCELLEME06.07.2014 11:22

Sayın Erdoğan, aziz milletimizin kendisini Cumhurbaşkanı olarak görevlendirmesi halinde 'vesayetin biteceğini' vurguluyor.

*

Sayın Başbakan'ın kast ettiği vesayet odaklarının 'dış güdümlü' olduklarını hepimiz biliyoruz.

Siyaset alanına müdahalelerin hiçbiri 'milli' ya da 'ulusal' değildir; hepsi dış güdümlüdür.

*

Sayın Erdoğan'ın liderliğinde geçirdiğimiz 12 yıl boyunca birçok 'dış güdümlü' müdahale söz konusu oldu.

Şükür, bunların hiçbirinde 'Onların çocukları başaramadı.'

Şükür, hep 'biz' kazandık.

*

Cumhurbaşkanlığı seçimi, öyle umuyoruz ki milletimizin yeni bir zaferi olarak tarihe geçecektir.

Bunun böyle olacağını umut ve tahmin ediyoruz.

Ne var ki, bu kısa gibi görünen süreç kolay geçmeyecek.

Gelişmelerin daha ziyade 'ekonomik boyutlarına' işaret eden bir kardeşiniz olarak bu alanda neler yaşayacağımıza ilişkin tahminlerimi dile getireyim:

Öncelikle hisse senetleri piyasası, Dolar/TL kuru ve faiz oranları hedef alınacak.

Hisse senetleri piyasasında suni düşüşler meydana getirilecek, şirketlerin piyasa değeri ile birlikte borsada değerlendirilen birikimler de eriyormuş görünümü oluşturulacak.

Dahası, yabancı para birimleri karşısında Türk Lirası'nın değeri düşürülecek.

Böylece birikimlerini hisse senetleri piyasasında ya da Türk Lirası olarak tutanların kayba uğraması sağlanacak.

Aynı şekilde, faiz oranları yükseltilerek bütçe denge bozulmaya çalışılacak.

Mevcut faiz oranlarından memnun olmayan faiz lobisinin ayakları, bağlı oldukları küresel güç odakları ile ortak hareket ederek faiz oranlarını yükseltmeye çalışacak.

Faiz oranlarının yükselişine enflasyonun yükselişi eşlik edecek, hane halkı harcamaları artacak.

(Burada hemen hatırlatalım; Hazine Müsteşarlığı, 2014 yılı Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarını kapsayan önümüzdeki 3 aylık dönemde toplam 40,2 milyar liralık iç borç servisine karşılık 30,5 milyar liralık iç borçlanma gerçekleştirmeyi planlıyor. Hazine'nin Nisan ayı itibariyle ortalama %10,4 maliyet ile borçlandığını dikkate aldığımızda, önümüzdeki üç ay içerisinde gidilecek borçlanma tutarları açısından borçlanma maliyetlerindeki her %1'lik artışın ise bütçeye 930 milyon liralık ek yük getireceğini görüyoruz.)

Finansal piyasalar aracılığıyla suni bir ekonomik kriz ortamı meydana getirilmek istenecek.

*

Bütün bunlar yapılacak.

Bugüne kadar gerçekleştirilmiş olan çalışmalar (Fergusson, 2008; Frot ve Santiso, 2008; Santa-Clara ve Valkanov, 2003) seçimlerin finansal piyasalar üzerinde doğrudan etki meydana getirdiğini gösteriyor. Gelişmekte olan ülkelerin dikkate alındığı çalışmalarda, seçim süreçlerinde seçmenleri manipüle etmek adına finansal piyasalarda suni düşüşler yaşandığı ortaya konuluyor.

Şili ve Venezüella gibi küresel güç odaklarının hedefinde olan ülkelerde bunları gördük.

Türkiye'de de büyük ihtimalle göreceğiz.

Peki bunlar sonuç verecek mi?..

Ekonomi güçlü, sistem sağlam, sonuç vermesi beklenmez.

Sonuç vermesini temin için, bir takım 'toplumsal olaylar' gerçekleştirmeleri kuvvetle muhtemeldir.

Sokakları hareketlendirmek bir yoldur.

Taksim işi bayatladı, şimdilerde özellikle Güneydoğu'ya dikkat etmek gerekiyor.

Cumhurbaşkanlığı seçiminin 'kilit' alanı Güneydoğu.

CHP, MHP ve toplam oy oranları yüzde biri bulmayan 'diğer partilerin' ortak adayı Ekmel Bey'in Cumhurbaşkanı olması 'normal koşullarda' mümkün görünmüyor.

'Vesayet'in devam etmesi için Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olamaması yani Ekmel Bey'in kazanması lazım.

Bunu sağlamak için 'yapabilecekleri her şeyi' yapacaklardır.

Bugüne kadar kurdukları bütün tezgâhlar başlarına geçti.

'IMF vesayeti'ni bitiren Recep Tayyip Erdoğan yönetimi, diğer vesayet odaklarını da hayli zayıflattı.

Belirlediği hedeflere büyük ölçüde ulaştı.

Bunun böyle olması, bundan sonrasının da böyle olacağını düşündürüyor.

Yazının tamamı için tıklayınız

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat