Faiz koridoru ve dolara etkisi

  • GİRİŞ26.02.2012 10:06
  • GÜNCELLEME26.02.2012 10:06

Neyse ki, Türkiye gerekli tedbirleri zamanında almak suretiyle, bu olumsuzluklardan en az etkilenen (ve etkilenecek) ülkelerin başında geliyor.

Bunda hükümetin "proaktif" tavrının yanı sıra, Merkez Bankası'nın uyguladığı sağlıklı para politikalarının da rolü var.

MB uyguladığı para politikaları ile Türkiye ekonomisinin "global" mahiyet arz eden ekonomik krizden mümkün olduğunca az etkilenmesini sağlamayı hedefliyor.

Türkiye son derece dikkatli ve bununla birlikte büyüme rakamları da oldukça tatminkâr.

Avrupa'daki büyüme rakamları ile Türkiye'ninkini karşılaştırdığınızda, ortadaki başarıyı net bir şekilde görüyorsunuz.

Bu karşılaştırmaları önceki yazılarımızda ayrıntısıyla vermiştik.

Bugün ise olumlu etkilerini gördüğümüz "faiz koridoru" yaklaşımı üzerinde durmak isteriz.

Evet...

Merkez Bankası Başkanı Sayın Erdem Başçı'nın "Türk icadı" olarak nitelendirdiği "faiz koridoru" yaklaşımının para ve döviz piyasaları üzerinde olumlu etkilerde bulunduğunu görüyoruz.

MB, ağırlıklı olarak kurdaki gidişatın önüne geçmek amacıyla, faiz koridoru yaklaşımını Ağustos 2001'den bu yana uygulamaya başladı.

Öncesinde yüzde 5.75 oranla piyasayı fonlayan MB bir "faiz koridoru" oluşturarak haftalık repo yoluyla yüzde 5.75 ile 12.5 bandını kullanma yoluna gitti.

Oluşturulan "faiz koridoru" ile dövize fazla talep olunca yüzde 12'li, TL'ye çok talep olunca ise yüzde 5'li oranlar kullanılıyordu.

Geçtiğimiz hafta da Merkez Bankası'nın açıklamasıyla, "faiz koridoru" alt sınırı olan yüzde 5.75 oranının aynı kaldığını fakat üst sınır olan yüzde 12.5 oranının yüzde 11.5'e düşürüldüğünü öğrendik.

"Faiz koridoru" daraltılmış oldu, kısacası.

Peki "faiz koridoru" daraltılınca ne olur?..

"Faiz koridoru"nun mahiyetinden ve hedefinden başlayarak cevap verelim:

"Faiz koridoru" yaklaşımı ile öncelikle, ekonomideki belirsizliklerin bertaraf edilmesi amaçlanıyor.

Bu yaklaşımla, faiz oranları için bir alt bir de üst sınır belirleniyor.

Bu alt üst sınır arasında kalan faiz oranları para ve döviz talebindeki değişkenliğe veya küresel piyasalarda yaşanacak şoklar doğrultusunda ortaya çıkabilecek durumlara karşı esneklik sağlıyor.

Böylece MB piyasaya likidite sağlarken hem sürekli değişen şartlar doğrultusunda algılamalardaki farklılığa hızlı bir şekilde tepki verme hem de uygulayacağı faiz oranı anlamında esnek davranabilme avantajına sahip oluyor.

Yukarıda dikkatlerinize sunduk:

Merkez Bankası, "faiz koridoru"nun üst sınırı olan yüzde 12.5 oranını, yüzde 11.5 seviyesine çekti.

Bu kararın anlamı ne?..

Memnuniyetle ifade edelim ki, 2012 yılındaki finansman koşulları Türkiye açısından beklenenden de iyi olacak gibi.

Borçlanma maliyetlerinin düşmesi ile son dönemde yaşanan dalgalanmalar sonucu yapılan yüksek faiz oranlı borçlanmaların zararı da böylece telafi edilmiş oluyor.

Yazının devamını okumak için bu linki kullanabilirsiniz

Prof. Dr. Ünsal Ban - Bugün

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat