Dosta güven düşmana Gazap…

  • GİRİŞ25.08.2025 09:05
  • GÜNCELLEME25.08.2025 09:05

Türkiye, 21. yüzyılın ilk çeyreğinde savunma sanayiinde dikkat çekici bir dönüşüm sürecine girdi. Bir zamanlar dışa bağımlılığın yüksek, kritik silah ve teknolojilerde ithalatın belirleyici olduğu bir yapıdan, bugün kara, hava, deniz ve siber savunma alanlarında kendi ürünlerini geliştirebilen, ihraç edebilen ve küresel rekabet sahasına çıkabilen bir aktöre dönüştü. Bu dönüşüm, askeri kabiliyetlerin güçlenmesi ile birlikte; teknoloji ekosisteminin, nitelikli insan kaynağının ve stratejik bağımsızlığın artması da yol açtı.

Bilinen bir hadisedir, savunma sanayi serüvenimiz, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrası uygulanan ambargo ile yeniden başladı. ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN gibi kurumlar, uzun yıllar düşük üretim kapasitesi ve sınırlı teknoloji ile yol aldı. Ancak 2000’li yılların başından itibaren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öngörüsü ve AK Parti hükümetlerinin kararlı ve istikrarlı duruşu ile atılan stratejik adımlar, yerlileştirme ve millileştirme hedefini merkeze aldı. Savunma Sanayii Başkanlığı’nın (eski adıyla Müsteşarlık) yeniden yapılandırılması, özel sektörün bu alana çekilmesi, üniversite-sanayi iş birliğinin teşvik edilmesi, ekosistemin gelişmesinde kritik rol oynadı.

Bugün Türkiye; insansız hava araçlarıyla dünyada ilk 5 içinde anılıyor, milli savaş gemilerini inşa edebiliyor, kara ve hava platformlarında özgün üretim kabiliyeti kazanmış durumda… kendi ürettiği hava savunma sistemleri ile dışa bağımlılığı azaltıyor, Uydu teknolojilerinde Türksat 6A ile kendi haberleşme uydusunu üretme aşamasına gelmiş bulunuyor. Bu durum, savunma alanındaki kabiliyetlerinde de, mühendislik, malzeme bilimi, yapay zekâ ve yazılım teknolojilerinde de bir üst lige çıkıldığını gösteriyor.

Savunma sanayiindeki yerlilik oranı 2002’de %20 civarındayken bugün %80’leri aşmış durumda. İhracat, 2024 yılında rekor seviye olan 7,15 milyar dolara ulaştı ve 2025’te bu rakamın 8 milyar doları rahatlıkla aşacağı öngörülüyor. Bu vaziyet, yalnızca gelir değil; Türkiye’nin diplomasi araç setine eklenen yeni bir unsur anlamına geliyor. Savunma ürünleri, uluslararası iş birliklerini pekiştirirken, stratejik pazarlarda Türkiye’nin görünürlüğünü artırıyor.

Artan savunma sanayii kapasitesi, Türkiye’ye iki önemli avantaj sağlıyor: Kendi güvenlik ihtiyaçlarını karşılayabilme yeteneği — kriz anlarında dışa bağımlılığı minimize ederek caydırıcılığı artırmak, Yumuşak güç ile sert gücün dengeli kullanımı — dost ülkelere teknoloji transferi, ortak üretim ve eğitim programlarıyla uzun vadeli stratejik ortaklıklar kurmak.

Türkiye şimdi bir adım daha öteye geçti, GAZAP’ı geliştirdi. Görünen o ki GAZAP derdi, pek ülkeye derin bir elem, ıstırap ve azap verdi… Amerika’dan, Almanya’dan, İsrail’den üstüste açıklamalar, yorumlar yapılıyor… Peki neden GAZAP derdi bunları böyle gerdi? 

Askeri ve teknik çevrelerin verdiği bilgiler ışığında sırayla inceleyelim:

Teknolojik Atılım ve Stratejik Bağımsızlık: GAZAP’ın geliştirilmesi, Türkiye’nin savunma sanayiinde ulaştığı teknik yetkinliğin hem mühendislik başarısı hem de stratejik özerklik göstergesi olduğunu ortaya koymaktadır. Muadillerinden üç kat daha etkili bir konvansiyonel mühimmatın yerli olarak üretilmesi; dışa bağımlılığı azaltmakla kalmayıp, olası ambargo veya tedarik kısıtlamalarına karşı ulusal güvenlik kapasitesini güçlendirmektedir. Burada kritik olan, üretim sürecinde kullanılan malzemelerin, patlayıcı dolgu teknolojisinin ve parçacık dağılım mekanizmasının tamamen yerli Ar-Ge süreçleriyle geliştirilmiş olmasıdır. Bu durum, Türkiye’yi savunma teknolojilerinde “kullanıcı” konumundan “tasarımcı ve üretici” konumuna taşıyan dönüşümün göstergesidir.

Caydırıcılık ve Asimetrik Denge: GAZAP’ın teknik özellikleri, bölgesel caydırıcılık mimarisinde yeni bir boyut açmaktadır. Bir kilometrelik yarıçapta etkili olabilen parçacıklı yapısı ve yüksek basınç dalgası üretme kabiliyeti, sahadaki taktik üstünlüğü ve stratejik psikolojik etkiyi de artırmaktadır. Bu tür bir kapasite, Türkiye’nin askeri planlama doktrininde hem konvansiyonel çatışma senaryolarında hem de kritik hedeflere yönelik nokta operasyonlarında avantaj sağlamaktadır. Ancak caydırıcılığın sürdürülebilirliği, bu teknolojinin sadece sergilenmesiyle değil, doğru doktrin, eğitim ve entegrasyon süreçleriyle güvence altına alınmasıyla mümkündür.

İttifak İlişkileri ve Çifte Standartlar: GAZAP’a yönelik özellikle Almanya ve bazı NATO üyelerinden gelen “kısıtlama” çağrıları, aslında iki katmanlı bir politik duruma işaret ediyor. Birincisi, bu tür silahların yayılımı konusunda NATO içi standartların yeniden tartışmaya açılmasıdır. İkincisi ise, yıllardır pek çok yıkıcı sistemler geliştiren ülkelerin, Türkiye’nin konvansiyonel alandaki sıçramasına karşı gösterdiği tepkidir. Bu durum, uluslararası sistemde güç dağılımındaki değişimlerin genellikle “güvenlik” söylemi üzerinden kontrol altına alınmaya çalışıldığını göstermektedir.

Medya Yansımaları ve Algı Savaşları: Alman, Amerikan ve İsrail basınında yer alan haberlerde teknik detayların yanı sıra “endişe”, “kısıtlama” ve “denklemi değiştirme” gibi vurgular öne çıkmaktadır. Bu, modern savunma teknolojilerinde bilgi savaşının en az silahın kendisi kadar önemli olduğunu ortaya koyuyor. GAZAP’ın teknik kabiliyetlerinin öne çıkarılması, hem iç kamuoyunda teknolojik özgüven yaratıyor hem de dış kamuoyunda psikolojik caydırıcılık etkisi oluşturuyor. Ancak, bu algı yönetimi sürecinin diplomatik iletişimle dengelenmesi gerekir; aksi takdirde teknoloji kazanımı, politik gerilimi tırmandırma potansiyeline sahiptir.

Jeopolitik Yansımalar ve Bölgesel Güç Dengesi: GAZAP, elbette çok etkili bir mühimmat tır. Ancak çok daha önemlisi Türkiye’nin “bölgesel güç” konumunu pekiştiren bir gösterge niteliğindedir. ABD basınında “NATO’nun en güçlüsü” ifadesi, askeri kapasitenin ittifak içinde nasıl algılandığını ortaya koymaktadır. Bu kapasite, Türkiye’ye bölgesel krizlerde daha aktif bir müdahale imkânı sağlamakta; aynı zamanda uluslararası pazarda savunma sanayii ihracatı için yeni kapılar açmaktadır.

Bu perspektifle bakıldığında, GAZAP, Türkiye’nin savunma sanayii kapasitesini, stratejik bağımsızlığını ve jeopolitik etkinliğini bir arada simgeleyen çok katmanlı bir güç çarpanıdır. 

Savunma sanayiindeki gelişmeler, askeri alanda olduğu gibi; ekonomiden eğitime, teknolojiden diplomasiye uzanan geniş bir etki alanı oluşturuyor. Yetişen mühendisler, açılan Ar-Ge merkezleri, ortaya çıkan yan sanayi kümelenmeleri; Türkiye’nin uzun vadeli kalkınma stratejisine doğrudan katkı sağlıyacaktır. 

Keza savunma sanayiinde yakalanan bu başarılar ile ülke güvenliğinin yanısıra bölgesel ve küresel barışa katkı sağlayabilecek stratejik bir oyuncu olma iddiamız da sürecektir.

Prof. Dr. Zakir AVŞAR / Haber7

Yorumlar29

  • Bozkurt 2 saat önce Şikayet Et
    Kaç gazap İsrail’e yeter o hesaplanmalı
    Cevapla
  • adem 1 saat önce Şikayet Et
    22 bin km2 gazzeyi batı şeriyayı düş 15 bin km2. km2 ye 1 tane atsak 15 bin bomya yeterde artar. hem necasette temizlenir sıfırdan yeniden yaparız. çok diyenler deprem bölgesinde yapılan 450000 konuta baksın hemde dayalı döşeli. sadede bi 15-20yıl o kadar
  • Tevazu 4 saat önce Şikayet Et
    Daha dün gece bundan bahsetmiştim karşıt görüşlü birisine bu bomba bizi savaşlarda üst duruma geçireceğinden(inşallah). Hem hendek kazanlara hemde İsrail gibi her yere saldıran ülkelere korku verecek bir bomba. Siha ve uçaklar,kara gücü,deniz gücü hepsi dünya standartlarının üzerinde. Gerçek ülkelere ABD desteği almadan saldıramayan İsrail korksun.
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • İnsan 4 saat önce Şikayet Et
    Şu aşağılık İTraille gönderin artık yaaa biraz yüreğimiz soğusun
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • Silke 5 saat önce Şikayet Et
    Niye bu tü haber Yapiyor CHP,yi ve müttefiklerini üzüyor Kahr ediyorsunuz.. bu füze inşallah, Bismillah, tır. Devam.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Hmd 5 saat önce Şikayet Et
    Yarıçapı 1 kilometre ise çapı 2 kilometre yapar, bu durumda Gazap bombası neredeyse atom bombası gibi etkili ve üretilmesi de yasaklanmış değil, israil keferesi korksun bizden
    Cevapla Toplam 6 beğeni
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat