Sıfır Atık Hareketi: 8. Yılında Türkiye’nin Küresel Çevre Liderliği

  • GİRİŞ29.09.2025 09:19
  • GÜNCELLEME29.09.2025 09:47

Dünya, iklim krizi ve kaynak kıtlığıyla mücadelenin en kritik eşiğinde duruyor. Bu süreçte, Türkiye’nin Cumhurbaşkanımızın saygıdeğer eşi Emine Erdoğan öncülüğünde 2017’de başlattığı Sıfır Atık Hareketi, yalnızca ulusal ölçekte bir dönüşüm projesi değil, küresel bir çevre vizyonunun somutlaşmış hali olarak öne çıkıyor.

Emine Erdoğan Hanımefendi’nin vizyoner liderliği ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum’un teknik-stratejik uygulama kapasitesi, Türkiye’yi çevre politikalarında örnek ülke konumuna taşımış durumda. Sekiz yılın sonunda ortaya çıkan tablo, Türkiye’nin hem toplumsal hem de ekonomik alanda güçlü bir dönüşüm sürecini başarıyla yönettiğini gösteriyor.

Sıfır Atık Hareketi, Türkiye’nin uluslararası arenada yumuşak gücünü en görünür şekilde ortaya koyduğu projelerden biri oldu. BM Genel Kurulu’nda 105 ülkenin ortak sunuculuğu ile 30 Mart’ın “Uluslararası Sıfır Atık Günü” ilan edilmesi, çok taraflı diplomasi açısından tarihi bir başarıdır.

Emine Erdoğan’ın BM Genel Kurulu’na hitabı ve ardından BM Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu’na başkanlık etmesi, Türkiye’nin çevre diplomasisinde lider ülke konumunu pekiştirmiştir.

Bu diplomatik kazanımlar, yalnızca sembolik değil; Türkiye’nin Paris Anlaşması kapsamındaki iklim hedefleriyle, Avrupa Yeşil Mutabakatı’na uyum politikalarıyla ve COP süreçlerindeki müzakere pozisyonuyla doğrudan ilişkili. Türkiye, bu platformlarda sıfır atık modelini iyi uygulama örneği olarak sunarak, gelişmekte olan ülkeler için bir ilham kaynağı olma potansiyeline sahip.

Sıfır Atık, yalnızca çevre politikası değil; aynı zamanda bir ekonomi politikasıdır. 256 milyar TL’lik ekonomik katkı, 227,3 milyar kWh enerji tasarrufu, 1,71 trilyon litre su kazanımı, Türkiye’nin kaynak verimliliği politikasında geldiği noktayı gösteriyor. Bu kazanımlar, Türkiye’nin karbon emisyon azaltım hedeflerine doğrudan katkı sunarken, sanayide enerji ve hammadde maliyetlerini düşürerek rekabetçiliği artırıyor.

Depozito Yönetim Sistemi’nin tüm Türkiye’ye yaygınlaştırılmasıyla yılda 25 milyar şişenin toplanması, 520 milyon avro civarında ekonomik kazanç ve ithalat bağımlılığında ciddi azalma sağlayacak. Böylelikle Türkiye, döngüsel ekonomi uygulamalarıyla hem çevresel hem de ekonomik anlamda dirençli bir üretim-tüketim modeli geliştirmiş olacak.

Sıfır Atık Hareketi’nin başarısının ardında, toplumun geniş kesimlerini içine alan bir seferberlik yatıyor. 25 milyonu aşkın kişiye verilen eğitimler, çevre bilincini bireysel bir alışkanlıktan çıkarıp ulusal bir refleks haline getirdi. Bu durum, yeni nesillerin sürdürülebilirlik kültürünü içselleştirmesine zemin hazırlıyor.

Bu toplumsal sahiplenme, yerel yönetimlerle kurulan güçlü koordinasyon ve özel sektörün sürece dahil edilmesiyle daha da pekişti. Böylece sıfır atık, bir devlet projesi olmaktan çıkıp, tüm paydaşların ortaklaştığı bir “toplumsal sözleşme”ye dönüştü. Hatta “8. Yılında 8 Milyar İnsan İçin” küresel bir iyilik hareketine evrildi…

Türkiye’nin bu başarı hikâyesini daha ileri taşımak ve küresel liderlik rolünü güçlendirmek için aşağıdaki stratejik adımlar önerilebilir:

Yeşil finansman ve karbon piyasaları kurulması önemlidir. Ulusal düzeyde yeşil tahvil, sürdürülebilirlik sukuku gibi finansal araçlarının yaygınlaştırılması lazımdır.Gönüllü karbon piyasaları ve karbon fiyatlandırma mekanizmalarının geliştirilmesi, böylece geri dönüşüm ve atık yönetimi yatırımlarının özel sektör için cazip hale getirilmesi bu çerçevede mühimdir.

Sanayiye yönelik teşvikler işi kolay kılacaktır. Geri dönüştürülmüş hammadde kullanımını artıran üreticilere vergi indirimi ve enerji teşviki sağlanması çok olumlu neticeler doğuracaktır. Atık yönetiminde dijital takip sistemlerinin yaygınlaştırılması, yapay zeka ve blokzincir tabanlı izleme çözümlerinin geliştirilmesi de bu aşamada elzemdir.

Yeşil dış politika ve bölgesel liderlik bize yakışandır. Türk Devletleri Teşkilatı, İslam İşbirliği Teşkilatı ve Afrika Birliği gibi platformlarda sıfır atık tecrübesinin paylaşılması, ortak projeler geliştirilmesi mümkündür. Türkiye’nin sıfır atık modelini “yeşil diplomasi”nin merkezine koyarak COP zirvelerinde görünürlüğünün artırılması çok büyük kazanımlar sağlayacaktır.

Kentleşme ve iklim adaptasyonu entegrasyonu konusunda faaliyetler sürdürülmelidir. Yeni imar planlarında sıfır atık altyapısı zorunlu hale getirilmelidir. Atık ısı geri kazanımı, yağmur suyu hasadı, biyokompozit üretimi gibi entegre çözümlerle şehirlerin iklim krizine dayanıklılığının artırılması şarttır.

Eğitim ve kültürel dönüşümün derinleştirilmesi gereklidir. Müfredatta sürdürülebilirlik ve döngüsel ekonomi derslerinin yaygınlaştırılması, medya ve kültür endüstrisi aracılığıyla sıfır atık bilincini güçlendirecek kampanyaların devam ettirilmesi fevkalade önemlidir.

Türkiye, 2035’e kadar %60 geri kazanım hedefini yakalayarak Avrupa standartlarına ulaşmayı planlıyor. Bu hedefin ötesinde, 2053 net sıfır vizyonu doğrultusunda sıfır atık yaklaşımının yeşil hidrojen, yenilenebilir enerji ve akıllı şehirler politikalarıyla entegre edilmesi gerekiyor. Böylece Türkiye, yalnızca atık yönetiminde değil, yeşil kalkınmanın tüm bileşenlerinde örnek bir ülke olabilir.

Sıfır Atık Hareketi, Türkiye’nin küresel çevre yönetiminde yalnızca takip eden değil, yön veren bir aktör haline geldiğini kanıtladı.

Emine Erdoğan Hanımefendi’nin üstün çabaları, küresel vizyonu ve arı gibi çalışkan Bakan Murat Kurum’un üstlendiği konulardaki ısrarlı ve kararlı takibi, uygulama gücü, bu dönüşümün iki temel direği oldu. Önümüzdeki dönemde bu vizyonun derinleştirilmesi; yeşil diplomasi, yeşil finansman ve sanayi politikalarının entegre edilmesiyle mümkün olacak.

Türkiye, bu süreci başarıyla yürütürse, sadece kendi coğrafyasında değil, küresel düzeyde yeşil dönüşümün öncülerinden biri olarak anılacak ve 21. yüzyılın sürdürülebilir kalkınma paradigmasında belirleyici bir ülke haline gelecektir.

Prof. Dr. Zakir AVŞAR / Haber7

 

Yorumlar21

  • Selami 27 dakika önce Şikayet Et
    CHP li belediyeler hiç desteklemiyor, sırf Erdoğan başlattı diye sigarayı bırakma kampanyasına destek vermeyip gatta sigaraya başlayan CHP liler gibi . İzmirde ćöpler alınmıyormuş, sanki Bursa da tertemiz gibi, yahu yaz günü butün çöp bidonları tepeleme doldu taştı Nilüferde
    Cevapla
  • Mehmet çınar 30 dakika önce Şikayet Et
    Almanya,yı gezmenizi tavsiye ederim her markette makineler var plastik olsun metal atıyorsun fil veriyor kasaya geliyorsun ister nakit al ister yaptığın alışveriş,ten düşsünler
    Cevapla
  • Guaidoglu 30 dakika önce Şikayet Et
    Poşet dediler oy vermediler. Türkiye de deli çok. Yarın bahçeleri sulamayın dersin giderler başka partiye oy verirler. Deli çok. Sonra cikip bak İsviçre ne kadar temiz öve öve bitirimezler.
    Cevapla
  • Ermiş 42 dakika önce Şikayet Et
    belediye artık gelmiyor apartmanlardan çevresel atık toplama işini bıraktı 7-8 aydır dönüştürülebilir atık toplamıyor yer istanbul kadıköy
    Cevapla
  • ŞENOL 51 dakika önce Şikayet Et
    Evde ayrıştırıyoruz, dışardaki tek olan çöp bidonuna atıyoruz hepsini...
    Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat