“Unutma Beni” Gazze’nin Çığlığı ve İnsanlığın Vicdanı

  • GİRİŞ06.10.2025 09:09
  • GÜNCELLEME07.10.2025 09:31

İkinci Dünya Savaşı, insanlığın hafızasına “bir daha asla” denilen felaketleri nakşetti...

Ancak tarihsel deneyim gösteriyor ki insanlık, felaketleri unuttukça onlar yeniden tekerrür ediyor.

İngiliz şair Keith Douglas, savaşı, vahşeti, kayıpları, trajedileri hafızalarda diri tutmak için unutulmaz bir şiir kaleme aldı… Bu şiir Douglas’ın en bilinen şiiri oldu, hatta O’nun bilinmesini sağlayan şiir oldu…

“Vergissmeinnicht / Unutma Beni” adlı bu şiir, savaşın mekanik yıkımının yanısıra aynı zamanda yaşanan acıların unutulmaması isteğini dile getiriyordu…

Şairin Almanca bir başlık seçmesi, hem düşmanın hem de evrensel insanlığın sesi olma niyetini gösterir.

İlginçtir ki şiirin adı aynı zamanda bir çiçeğin adıdır: “unutma beni” (myosotis). Bu çiçek, asırlardır hatırlamanın ve vefanın sembolü olarak bilinir.

Günümüzde de Gazze’de yaşananlar, hem şiiri, hem de çiçek üzerinden bu sembolü yeniden düşünmeyi zorunlu kılıyor.

Çünkü Gazze’de bütün dünyanın gözü önünde ve adeta canlı yayında her an soykırıma uğrayan çaresiz sivil ve savunmasız insanlar, bu gün hayatta olmayan sayıları belirsiz çocuklar, anneler, yaşlılar dünyaya adeta aynı mesajı iletiyor: “ey insanlık, insanlığı unutmamak / kaybetmemek için unutma bizi.”

Douglas’ın şiirinde cephede ölen bir Alman askerinin yanında bulunan sevgili fotoğrafı, savaşın kişisel ve insani boyutunu gözler önüne serer. Bu, düşmanın da bir sevgilisi olduğunu, yani “unutulmak istemeyen” bir insan olduğunu gösterir. Şiirin başlığı olan “Unutma Beni”, yalnızca sevgiliden sevgiliye değil, insandan insana yöneltilmiş bir çağrıdır.

Aynı adla bilinen unutma beni çiçeği, Batı kültüründe “vefa” ve “hatırlama” anlamı taşır. Douglas’ın bu çiçeği şiirine taşıması, savaşın yıkıcılığına rağmen insanın hatırlanma, unutulmama arzusunun baki olduğunu ortaya koyar.

Bugün Gazze’de yaşanan ölümler, tam da bu sembolizmin güncel izdüşümüdür: Toplu katliamların gölgesinde bile insanlık, bir çiçek gibi “unutma beni” demektedir.

Gazze, onlarca yıldır süren abluka, bombardıman ve zorunlu göçlerle modern çağın en uzun süren trajedisini, yaşamakta, soykırım ile ölmektedir... Gazze’de yaşananlar, uluslararası hukukta tanımlanan soykırım suçlarının hepsini ihtiva etmektedir. Çocukların hedef alınması, hastanelerin vurulması, altyapının çökertilmesi, abluka adı altında sivil ve savunmasız milyonların açlığa ve ölüme mahkum edilmesi, bir halkın var olma hakkının yok edilmeye çalışıldığını göstermektedir.

Burada en temel mesele, Gazzelilerin bu soykırıma karşı nasıl korunacağıdır. Askeri planlar, siyasi pazarlıklar ya da diplomatik süreçler, müzakereler, planlar, açıklamalar bu

soruya ne yazık ki cevap verememektedir. Uluslararası toplum, yalnızca ateşkes çağrısı değil, aynı zamanda kalıcı koruma mekanizmaları geliştirmek zorundadır. İki devletli, 1967 sınırlarını ihtiva eden çözüm olmadan anlaşılan o ki bu sorun bitmeyecektir. Mamafih İsrail, ‘unutkan’ batının ve ABD’nin arkasında her daim bulunduğu bir dünyada bunu hiçbir şekilde kabule yanaşmayacaktır…

Anlaşılan o ki, Donald Trump’ın “Gazze planı” Hamas tarafından da büyük ölçüde kabul edildi. Bu durum, Filistin tarafının çözüme yönelik çok büyük bir esneklik gösterebileceğinin kanıtı… Ancak planın uygulanabilirliği, Gazze’nin temel meselesine, yani soykırıma karşı korunma ihtiyacına cevap verecek midir? Çünkü mesele artık bir barış anlaşması imzalamak değil, Gazze halkının, Filistinlilerin yaşama hakkının güvence altına alınmasıdır.

Filistin direnişinin merkezinde yer alan “sumud” (sebat ve direniş), Gazze halkının bu felaketler karşısındaki varoluş felsefesi olmuştur. Bu, elbette onurlu bir politik duruştur, ama aynı zamanda bir var olma biçimidir, yoludur… Hayat hakkının savunusudur… En zor koşullarda bile ayakta kalma, unutulmama ve insanlığa “vicdanınızı kaybetmeyin” deme iradesidir…

Buna paralel olarak ortaya çıkan “sumud filosu” gibi sivil girişimler de, Gazze’ye ulaşmaya çalışırken aslında yalnızca yardım değil, insanlara insanlığı, vicdanı hatırlatma çabalarını da taşımaktadır… Bu hatırlatma, soykırımı unutmayın, Gazze’yi unutmayın, Filistin’i unutmayın diye başlayan bir duruşu, düşünceyi de içermektedir…

Keza, Douglas’ın şiiri ile Gazze’nin çığlığı arasındaki bağ, hatırlamanın insani ve etik sorumluluğu üzerine kurulmaktadır.

Unutmak, hukuksuzların, insanlıktan çıkanların işini kolaylaştırır; hatırlamak ise mazlumların, mağdurların, kurbanların varlığını veya bir zamanlar var oluşlarını onurlandırır. Bu bağlamda “unutma beni çiçeği” de, Gazze’de hayatını kaybedenlerin bir sembolü olarak görülmelidir, tıpkı Bosna’da, Serebrenitsa’da olduğu gibi…

Burada söylenmesi gereken bir diğer husus şudur: Filistin meselesi, alelacele kapatılması gereken siyasal bir dosya değil, insanlığın vicdanının test edildiği bir alandır.

İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Yahudi soykırımı nasıl unutulmadıysa, bugün o dönemin kurbanları olan Yahudilerin torunları tarafından Gazze’de uygulanan soykırım, ağır insanlık dışı haller de unutulmamalıdır. Unutmak, yeni felaketlerin zeminini hazırlar.

Keith Douglas’ın “Unutma Beni” şiiri, savaşın mekanik şiddeti içinde dahi insanın hatırlanma arzusunu ölümsüzleştirmiştir. Bugün Gazze’de yaşananlar, bu şiirin evrensel çağrısını yeniden yankılamaktadır.

Bilinmelidir ki, Hamas’ın başta Trump Planı olmak üzere kendilerine sunulan siyasi planları kabul etmesi ya da reddetmesi, asıl soruyu ortadan kaldırmamaktadır: Gazze halkı, yıllardır maruz kaldığı soykırıma karşı nasıl korunacaktır?

Bu nedenle Gazze’nin çığlığı, yalnızca politik bir mesele değil, bütün insanlığın ahlaki ve vicdani sorumluluğudur.

Unutma beni çiçeği, Douglas’ın şiirinden Gazze’nin sokaklarına uzanan bir sembol olarak bize şunu hatırlatıyor: “Unutmazsak yaşarız; unutursak insanlığımızı kaybederiz.”

Yorumlar3

  • Ugur 4 gün önce Şikayet Et
    Sayin hocam yazilarinizi severek okuyorum birazda turkistanda yapilan soy kirimina deginseniz ,zaten yapilanlar musluman,ve turklere olunca dunya uc maymunu oynuyor,ornement yunanistanin,ermenistanin turklere yaptiklari zulumler hep unutldu hic konusulmadi,simdi gazzede yapilan kimsenin umurunda degil
    Cevapla
  • Gültepeli Bjk 4 gün önce Şikayet Et
    Sarılarınn tramp ıı nobele aday olacakmışş gel Perşembe pazarına sana esnaf taksınn ödülünü Karaköy meydanında katill abd israitt ulan Müslüman düşmanları insanlar vericek sizlerin cezasını bakın görün devletler hiçbir halt edemiyecekler sizlere korkmayın tamammı insanlık öldürecek sizz katilllerii yılann soylarıı
    Cevapla
  • Yasemin Gülbahar 5 gün önce Şikayet Et
    Gazze'deki soykırım İsrail tarafından son kaleyi yıkma planının acı bir uygulamasıdır ve bu durum mutlaka engellenmelidir. "Unutma Beni" çığlığı bu zulmün durdurulması ve insanlığın vicdanının korunması için evrensel bir destek çağrısıdır.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat