Dijital dünya ve çocuk

  • GİRİŞ30.10.2025 08:40
  • GÜNCELLEME30.10.2025 09:31

Geçtiğimiz günlerde Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, tüm dünya açısından bir milat olacak belgeye imza attı: Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi…

Bu sözleşmenin yakın bir zamanda uluslararası toplumun da imzasına açılacağını müjdeledi 80. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu konuşmasında.

Bizlerin de konunun üzerinde durmamız, anlamamız ve anlatmamız gerekiyor.

Düşünün ki güne şöyle bir haberle başlıyorsunuz: “Başsavcılıktan yapılan açıklamaya göre, Telegram ve Discord uygulamalarında, 18 yaşından küçük çocuklara yönelik cinsel istismar ve tehdit içerikli paylaşımları başta olmak üzere, hayvanlara işkence görüntüleri, milli ve dini değerlere hakaret paylaşımları ile deprem yangın gibi doğal afetlerde hayatını kaybedenlerin ailelerine yönelik alaycı ifadeler kullanan, bazı olaylarda mağdur aileleri hedef alan taciz ve tehdit paylaşımları, şehit aileleri ve yakınlarına yönelik hakaret içerikli paylaşımlar yapanlara yönelik soruşturma başlattı.”

Özellikle çocuklara yönelik internet ortamından yoğunlaşan baskıların, saldırıların, suçların, suiistimallerin yoğunlaştığı bir dönemde; çocuğu, aileyi, toplumu korumak için gerekli yasal, sosyal adımların atılmasının artık zorunlu olduğu bir dönemde bu gelişme harika bir gelişme…

Malum, 1989’da kabul edilen Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, çocukların yaşama, gelişme, korunma ve katılım haklarını güvence altına alan temel bir belgedir. Ancak bu sözleşme, internetin ve dijital teknolojilerin bugünkü kadar yaygın olmadığı bir dönemde hazırlanmıştı.

Kuşkusuz ki, o yıllarda, çocukların günlük yaşamlarının önemli bir bölümünü çevrim içi ortamlarda geçireceği, öğrenme, eğlenme, sosyalleşme ve kendini ifade etme pratiklerinin büyük ölçüde dijital platformlara kayacağı öngörülmemişti.

Günümüzde ise dijital dünya, çocukların gelişimi açısından hem benzersiz fırsatlar hem de çok büyük ve ciddi riskler barındırmaktadır.

İnternet erişimi, sosyal medya, çevrim içi oyunlar ve dijital öğrenme araçları çocuklara bilgiye erişim, yaratıcılık ve küresel etkileşim imkânları sunarken aynı zamanda siber zorbalık, dijital bağımlılık, yanıltıcı içerik ve mahremiyet ihlali gibi tehditleri de beraberinde getirmektedir.

Bu gelişmeler ışığında Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Komitesi, 24 Mart 2021’de yayımladığı Genel Yorum No. 25 ile çocukların dijital ortamda da korunması gerektiğini vurgulamış, devletlere yalnızca hakları tanımakla kalmayıp bu hakları etkin biçimde koruyacak hukuki, kurumsal ve toplumsal mekanizmaları hayata geçirmeleri çağrısında bulunmuştu.

Bu belge, dijital erişim hakkını çocukların gelişme ve katılım haklarının bir parçası olarak ele almakta; dijital ortamlarda şiddetten korunma, mahremiyet, veri güvenliği ve ifade özgürlüğü gibi alanlarda devletlere somut sorumluluklar yüklemekte idi.

Çocuk haklarının temel ilkeleri dijital çağda yeni anlamlar kazanmıştır. Ayrımcılığa uğramama ilkesi, internet ve dijital teknolojilere erişimde yaşanan eşitsizlikler nedeniyle daha da kritik hale gelmiştir.

Kırsal bölgelerde yaşayan veya ekonomik imkânları kısıtlı ailelerin çocukları dijital eğitim, kültür ve iletişim fırsatlarından geri kalmakta, bu durum yeni bir eşitsizlik biçimi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Yaşama ve gelişme hakkı, çevrim içi ortamlardaki zararlı içeriklerin çocukların fiziksel ve psikolojik bütünlüğünü tehdit etmesiyle daha geniş bir çerçevede değerlendirilmelidir.

Katılım hakkı, çocukların fikirlerini dijital ortamlarda özgürce ifade edebilmeleri ve demokratik süreçlere katılabilmeleri açısından önemli bir fırsat sunmaktadır; ancak bunun güvenli ve saygılı bir ortamda gerçekleşmesi gereklidir.

Üstün yarar ilkesi ise dijital politikalar ve düzenlemeler yapılırken çocukların yararının ticari veya politik çıkarların önünde tutulması gerektiğini hatırlatmaktadır.

Türkiye, dijital çağın gerektirdiği adımları atma yönünde çaba göstermektedir. Son dönemde yürürlüğe giren yasal düzenlemeler, çevrim içi ortamda çocukların korunmasını güçlendirmeyi amaçlamaktadır.

Bu çabaların önemli bir parçası olarak hazırlanan Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi, sivil toplum ve uzmanların katkısıyla oluşturulmuş çok taraflı bir metindir.

Sözleşme, çocukların dijital ortamda güvenliğini sağlamak, haklarını korumak ve desteklemek amacıyla on üç temel ilke ortaya koymaktadır.

Bu ilkeler arasında her çocuğun bilgi ve iletişim teknolojilerinden güvenli, adil ve anlamlı şekilde yararlanma hakkının korunması, çocukların fiziksel, zihinsel ve duygusal bütünlüğünü tehdit edecek içeriklerin yasaklanması, kişisel verilerin ve dijital mahremiyetin güvence altına alınması ve çocukların dijital riskler konusunda bilinçlendirilmesi yer almaktadır.

Bu metin yalnızca bir hukuki belge değil, aynı zamanda toplumsal bir çağrı niteliği taşımakta ve aileleri, eğitimcileri, teknoloji şirketlerini ve medya kuruluşlarını ortak sorumluluk almaya davet etmektedir.

Dijital ortamın sunduğu imkanlar kadar riskleri de vardır ve bu riskler çocukların gelişimini doğrudan etkileyebilir. Siber zorbalık, çocukların akranları veya yabancılar tarafından çevrim içi ortamda istismar edilmesine yol açarak psikolojik travmalara neden olabilmektedir.

Dijital bağımlılık, uzun süreli ekranda kalma sonucunda dikkat eksikliği, uyku bozuklukları ve sosyal izolasyon gibi sorunlar doğurabilir.

Yanlış bilgi ve manipülasyon, çocukların doğruluğu teyit edilmemiş içeriklere maruz kalmalarına ve bilgi kirliliği ya da radikalleşme risklerine yol açabilir.

Mahremiyet ihlalleri, kişisel verilerin izinsiz toplanması ve paylaşılması yoluyla çocukların güvenliğini tehdit ederken, ticari sömürü de hedefli reklamlar ve oyun içi satın alımlar aracılığıyla çocukları istismar edebilmektedir.

Bu nedenle Türkiye’nin dijital dünyada çocuk haklarını etkin biçimde koruyabilmesi için hukuki çerçevenin güçlendirilmesi, çevrim içi istismar ve veri ihlallerine karşı caydırıcı düzenlemelerin yapılması, platformlara içerik denetimi ve hızlı müdahale yükümlülüğü getirilmesi ve çocuk dostu şikâyet mekanizmalarının oluşturulması gereklidir.

Bunun yanı sıra çocukların ve ebeveynlerin dijital okuryazarlığını geliştirecek bilinçlendirme programları hayata geçirilmeli, aileler yalnızca denetleyici değil, rehberlik edici bir rol üstlenmelidir.

Okullarda dijital vatandaşlık eğitiminin müfredata entegre edilmesi çocukların bilinçli ve sorumlu internet kullanıcıları olmalarını destekleyecektir.

Devlet, teknoloji şirketleri, sivil toplum ve akademi arasında iş birliği tesis edilmeli, uluslararası standartlar ve iyi uygulamalar Türkiye’ye adapte edilmelidir.

Ayrıca çocukların bu süreçlere katılımı sağlanmalı, görüşlerine başvurulmalı ve kendi haklarını savunabilecek bilinç ve donanıma sahip olmaları desteklenmelidir.

Dijital dünya, çocuklar açısından hem özgürleşmenin hem de yeni bağımlılıkların alanıdır. Bu nedenle mesele yalnızca koruma değil, aynı zamanda çocukların dijital dünyada özgür, yaratıcı ve güçlü bireyler olarak var olabilmelerini sağlama meselesidir.

Türkiye, BM Çocuk Hakları Komitesi’nin çizdiği küresel çerçeveyi kendi toplumsal, kültürel ve hukuki dinamikleriyle harmanlayarak uygulamaya geçirmeli; hukuki düzenlemeleri etkili uygulama, denetim mekanizmaları ve toplumsal farkındalıkla desteklemelidir.

Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi bu vizyonun somut bir adımıdır ve tüm topluma güçlü bir çağrı niteliği taşır. Çocukların dijital dünyada güvenle büyüyebilmeleri yalnızca devletin değil, ailelerin, eğitimcilerin, teknoloji şirketlerinin ve toplumun tüm kesimlerinin ortak sorumluluğudur.

Prof. Dr. Zakir Avşar / Haber7

Yorumlar3

  • Misafir 6 saat önce Şikayet Et
    Digital beyin ve yok oluş
    Cevapla
  • Y.Gülbahar 9 saat önce Şikayet Et
    Prof. Dr. Avşar'a Dijital Dünyada Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin önemini çarpıcı örneklerle gündeme getirmiştir. Yazı dijitalleşmenin getirdiği zorluklara karşı uluslararası düzeyde bir kalkan oluşturma gerekliliğini çok iyi açıklıyor. Çocukların güvenliği mahremiyeti ve bilinçli kullanımı artık devletlerin sorumluluğu olduğunu bizlere anlatmistir. Bu çaba desteklenmelidir
    Cevapla Toplam 4 beğeni
  • jale 9 saat önce Şikayet Et
    bu olaylar en çok türkiyede olmakta öncülük edersek diğer ülkelerde aynı olur
    Cevapla Toplam 2 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat