Varoluşta asıl olan, gençliktir

  • GİRİŞ30.05.2013 08:48
  • GÜNCELLEME30.05.2013 08:48

Hem ömrü boyunca onca işin üstesinden gelmiş biri olarak tecrübe ve bilgisinden dolayı övülmek, hem de genç kabul edilmek! İnsanın hoşuna giden, ama çelişkiler içeren bir durum değil mi bu?

Öyle. En azından, zahiren öyle olduğunu ifade edebiliriz. Ne var ki, ileri yaşlarda birine ne kadar genç olduğunun söylenilmesi bu kişiye bir iltifat olarak algılanıyorsa, burada sadece çelişkiden söz etmek yeterli olmaz. İnsanın ömrü boyunca sürüp giden bir çelişkiyi nasıl açıklayabiliriz? Hele de bu, insanlık tarihinde tecrübeyle sabit bir gerçeklik olarak zihinlerde yer etmiş ise...  İşte o zaman başka bir noktadan yaklaşmalıyız konuya.

Önce şunu sormak geliyor insanın içinden: Her yaşta bu gençlik vurgusunun hikmeti ne ola ki? Daha çocuk yaşta biri için 'genç adam' ya da 'delikanlı',  ileri yaşlardaki bir adam için ise 'ihtiyar delikanlı' ifadelerinin kullanılması, ilgili kişilere yönelik olarak, gençlik odaklı bir övgü ve iltifat anlamına gelir.  Genç olmakla ilişkili bir yüceltici değerlendirme söz konusudur burada.

Bütün bunların hikmeti nedir? Nereden kaynaklanıyor bu?  Nasıl bir gerçekliğe dayanıyor?

Demek ki, insanın varoluşunda asıl olan, gençliktir. Çocukluk ve ihtiyarlık geçicidir.  Gerçi insanın en verimli çağı olan gençliğin muhafaza edilmesi, bir bakıma dondurulması için gösterilen tüm çabalara rağmen,  onu öylece tutmak mümkün olmuyor. Ama gene de gençlik her zaman gündemindedir insanın. Çocukluk çağı, insanın irade ve sorumluluktan muaf olduğu dönemdir. İhtiyarlık ise herkesin ulaşamadığı, herkese nasip olmayan bir ömür evresidir.

Dünyadan geçen insan, sonsuz bir hayata doğru ilerliyor. Orada ihtiyarlamak yoktur, genç kalmak esastır. Gençlik, insanın geçici bir delikanlılık hâli olarak görülmeyecektir. Sürekli olarak genç ve dinç bir gelecek bekliyor insanı. Bir ihtiyarlık değil. O olsa bile, geçici bir haldir, ihtiyarlık insan fıtratının yani yaratılış düzeninin tersine çevrildiği bir ara dönem demektir. Fazla sürmez bu dönem. Ufukta gençlik vardır.

Gençlik ve varoluş sürekliliği

İnsanın gençliğe tutkuyla bağlanması, onun yaratılış sırrının bir gereğidir. Ama bu bağlılık şekil yönüyle değil,  varoluş hikmetinin idrak edilmesi ve ondaki sürekliliğe hazır olma anlamında düşünülmelidir. Yoksa tavır ve davranış ya da kılık kıyafet iğretiliğinde değil.

Ebedî hayatta hep genç olacaktır insan. Bunu düşünerek, içindeki diri inancı zayıflatmamalı, geçici dünyanın akıl çeliciliğine tutulmamalıdır. Bu bakımdan önemli olan, dimağın dinç ve canlı kalmasıdır. Gençlik, hadiseler karşısında duyarlı olup eylemde bulunmayı gerektirir. Hayatın akışı içerisinde acıyı, hazzı, sevinci, üzüntüyü, haksızlığa direnci ve temiz kalpli duruşu gençlikte tecrübe eder insan. Hiçbir kişisel çıkar hesabı yapmaksızın, kalbinin sesine kulak vererek, doğru ve haklı bildiği yolda yürür. Bunu gençlikte ya da genç yani dinç duygu ve düşünce dünyasında yaşadığı takdirde, gerçekleştirir insan.

Yol hâli

İnsanın çocukluk ve ihtiyarlığı, dünyadan geçerken, evet sadece bu aşamada söz konusudur. Ama bu bir yol hâli olarak görülebilir. Yol boyunca konar-göçer bir halde olan insanın asıl hayat tarzı, gerçek yurdunda onu bekleyen sürekli gençlikte şekillenecektir.

Gençlik, bu anlamda, insanın ruhundadır. Aceleyle bu gençliğe doğru koşar insan. Kendi gençliğine. İnsanın sonsuzluğa erdiğinde karşılaşacağı kendi gençliğinin genetik kodları ise dünyadan geçerken yaşadığı gençliğinde gizlidir. Çocukluk ve ihtiyarlıkta bu canlı ve belirleyici kodları görmek pek mümkün değildir.

Çocuk ve ihtiyar... Özellikle de ihtiyar... Güçlü gençlik dönemini geride bırakmış ihtiyar... Düşünmez misin ey ihtiyar? Düşünmez misin başına gelenleri? Yaratılış düzeninde tersine döndüğünü her şeyin... Çocuk gibi olduğunu tekrar... Bunları düşünmez misin? Nereye doğru gitmekte olduğunu? Bu durumdan alınacak dersler vardır.

Her insan senin gibi şanslı olmayabilir, ey ihtiyar. Genç iken yanılgıyla, aceleyle yaşayarak, birdenbire ecelin kapanına yakalanan insanla karşılaştırıldığında, sen, zamanın öğreticiliğinden yararlanabilecek konumdasın. En önemlisi de, Güç ve Kudret Sahibi'nin merhamet ve affına mazhar olacak bir fıtrattasın.

Sonsuzluk ufkunda Süreyya yıldızı

Sen, yarının genci, ey ihtiyar, gençlerden bir adım öndesin. Öyle olsan da, varoluşta asıl olan, gençliktir. Çağrımız sana değildir, ihtiyar! Gençliğedir. Ama eğer sen de talip olursan istikbalde gençliğe, o zaman sana da yönelir çağrımız.

Gelecekteki gençliğe talip olan ihtiyarlar, bugünün gençleri için sonsuzluk ufkunda birer Süreyya yıldızı olabilir. Onların varlığı yeterlidir. Lisan-ı hâl ile anlatırlar her şeyi. Kulak duyar, göz görür, kalp hisseder gerçeği.

Aceleden, aceleyle geçer insan gençliğe. İhtiyar da olsa, genç de olsa, izleyeceği yol budur. İnsanın varacağı son durak, sonsuz mekân, ilk söze sadakatle istikamet doğru tayin edilmiş ise, güzelliklerle rızanın ve hoşnutluğun yaşanılacağı ebedî gençlik olacaktır.

İnsanın varoluşunda asıl olan, işte bu nihaî gençlik konumudur. Gençliğin çekiciliği, En Yüce İrade'nin takdiri ile olmaktadır. Gençliğinin kıymetini bilmeyen insan, nihaî gençlik konumuna ulaştığında, rıza ve hoşnutluktan yoksun bir durumda kalabilir. Bu duruma düşmemek için, sonsuzluk ufkundaki Süreyya yıldızlarını ibretle gözlemlemelidir.

icanbol@hotmail.com

twitter/icanbol

Yorumlar4

  • Mehmet Ciranoğlu 12 yıl önce Şikayet Et
    Genç olmak ve genç kalmak... Heyecanı genç olmalı insanın ya da gençlerin heyecanına ortak olmalı her daim, onları önemsemeli ve her şeyden önce heyecanlarına ortak olurken tecrübelerim(n)ize de ortak edilmeli gençler.. Durumu değil geleceği kurtarmak için..
    Cevapla
  • İsmetlim 12 yıl önce Şikayet Et
    Gençliğinin idraki içinde ihtiyarlığını yakalayabilenlere ne mutlu... Dünyanın gel-geç güzellikleri arasında insanın serüveni,çocukluk-gençlik ve ihtiyarlık dönemleri çok güzel bir şekilde tasvir edilmiş yazıda;esas ahiret yurdunda yeniden yaratılanların nihayetsiz hayatlarını gençlik üzere geçireceklerinin altı çizilerek.Dünyadaki gençlik döneminin cazibesinin de,bu noktaya atfen önemini çok daha iyi anlıyoruz.Yunus Emre : Vücûd bir bina durur / Sırr-ı hikmet içinde.İnsan vücudu bir binadır;esas sır,hikmet insan onun içindedir diyor.İşte hikmetine binaen gençlik te insan vücudunun bir evresini teşkil ediyor.Burada bir evre,ama sonsuz ebedi hayatta sürekli yaşanılacak hal.İnsan hikmetini ve sırrını çözerse ve gereğini yaparsa,o "hal" ne güzel "hal" olur.Okuyucuyu murakabeye sevkeden ,hayatının analizini yaptıran faydalı ve uyarıcı bir yazı.
    Cevapla Toplam 8 beğeni
  • siyahnûr 12 yıl önce Şikayet Et
    ebedi gençlik isteyen Rabbine muti kul olmalı.. Muaz b. Cebel, Hz. Peygamber’den şu hadisi rivayet etmektedir: Allah, ‘Ey gençliğini benim için harcayan, şehvetini benim için terk eden genç! Sen yanımda bazı meleklerim gibisin.’ demektedir.” (Ebû Nuaym, Hilyetu’l-Evliya, V, 237) Gençliği bozulmuş tefessuh etmiş bir milletin bekası çok mümkün değildir. Avrupa'da 30-40 sene sonraki halini gördüğünden müslümanlara bu derece şiddetli davranıyor. Zira kendi genç nüfusları sürekli azalılırken müslüman gençlerin nüfusu sürekli yükseliyor. VE en önemlisi dini mübin gençlerin sırtında yükselir.
    Cevapla Toplam 6 beğeni
  • ertan korkmaz 12 yıl önce Şikayet Et
    fidanlarınızı getirdim.sularmısınız?. ''kıyamet kopuyor olsa da elinizdeki fidanı dikiniz.''deki fidan gençlerdir demişti bir hocaefendi.sohbetler ise suyu.çok sevdiği dostuda efendim onların üzerinden bir yaz geçmeli kök tutması için ,biz ise yıllardır kökleri topraktayız birazda bize baksanız diyerek latife ettiklerini anlatırdı.gençlik üzerinde durulması gerekilen ne kadar önemli şeymiş demiştik doğruydu da.bizlerde de çok güzel deyimler vardır ''gençlik elden gitmeden''''elden ayaktan kesilmeden''gibi.insan ın erişeceği noktaya ilerleyeceği yerdir gençliksahib çıkılacak omuz verilecek yerdir.en önemlisi ise sonsuzluk alemindeki haldir gençlik.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat