Coş, ama böyle coşma!

  • GİRİŞ14.11.2013 09:40
  • GÜNCELLEME14.11.2013 09:40

O'nun, "ey oğul, âlimin yanında ve halkın içinde dilini koru, yemekte de mideni koru" şeklindeki öğüdü, sıradışı bir önleyici tıp ilkesi hükmündedir. Demek ki, hastalıkların maddî sebepleri olduğu gibi, maddî olmayan sebepleri de vardır. Belki bu ikincisi daha da belirleyici oluyor hastalığa yakalanma ya da sağlıklı kalmada.

Bu anlamda olmak üzere, Lokman Hekim, öğütlerine şunları da ekliyor: "İki şeyi unut: Yaptığın iyiliği ve sana yapılan kötülüğü. Bunları sakın anma! Allah'ı ve ölümü ise hiç unutma!"

Dilin korunması önemlidir. Bilenin yanında ölçüsüz konuşmak, kişinin hataya düşme olasılığını artırır, ikaz edilmesine de zemin hazırlar. Ayrıca, âlimin huzurunda ileri geri konuşmak o şahsın nezdinde bir nezaketsizlik, bilime de saygısızlık anlamına gelir.

Bu durum birey ve toplum açısından marazî (hastalıklı) bir gelişmeye yol açar. İletişim kanalları bozulur. Hak ve doğruluk adına değil, kişisel beklenti ve ihtirasla şekillenen bir menfaat adına konuşup eylemde bulunmaya başlar insanlar. Toplumun ahlâkî değerleri yozlaşır böylece. Doyumsuz, ruhî dinginliğe ulaşamayan, her an fevrî çıkışlara hazır insan yığınından ibaret bir dünyada bulursunuz kendinizi.

Ma'şerî vicdan yargılar

Toplumda kanaat önderleri, temsil rolü üstlenmiş kişiler ve belirli makam sahipleri böylesi ortamlarda büyük sorumluluk taşır. Bunlar söz konusu sorumluluğun bilincinde olsun ya da olmasın, tarih ve ma'şerî vicdan tarafından bir gün yargılanır. Öyleyse, zaman geç olmadan, uyarı gerekliyse uyarı, teşvik ve güzel örnek gerekliyse o yapılmalıdır. Kamplara bölünerek, vekâleten söz ve tepkilere bürünerek, iz'an ve yürekli akıl çizgisinden uzaklaşıp pro-kontra tartışmalara girişmek ülkeye ve insana bir fayda getirmez.

Makam ve mevki sahibi isen, Lokman Hekim'in öğüdüne uyarak, halk içinde dilini tut ve koru… Böylelikle kendini de korumuş olursun. Kötü örnek olmaktan kurtulursun… İyi örnek olamıyorsan, bari kötü örnek olma. Sana yapılan kötülüğe hiddet ve şiddetle karşılık vermek sadece nefsi okşar. Başka bir yararı yoktur.

Vâli, Esma-ül Hüsna arasında yer alan bir kavram olarak, hiçbir ayrım gözetmeksizin canlı cansız her şeyi koruyan ve düzene koyan anlamına gelir. Kime, neye nasıl bir koruyucu ve ihtimamlı muamele gerekiyorsa öyle davranan demektir. En azından bu sembolik anlama uygun olmalıdır bir Vâli'nin söz ve eylemi. Bunu düşünebilmelidir.

Güncel bir olay münasebetiyle, yukarıda dile getirilen hususlar bağlamında, biz de şunu söylemek isteriz: Coş, ama böyle coşma. Böyle coşma, Sayın Vali. Sana küfretseler de, cezayı anında vermeye kalkma! Hele o kötü sözle asla!

Bedenin ve kalbin tabibinin öğüdüne uymak, en iyisidir. Dertlerin çaresi, derde düçar olmaktan kurtulmanın yolu budur. İnsan yeryüzünde halife kimliğiyle dolaşıyorsa, bunun gereklerini ifa etmekle yükümlüdür.

Kimin halifesidir insan?

Aynı zamanda Vâlî sıfatına sahip En Kudretli ve En Merhametli Olan'ın dünyadaki halifesidir insan. O En Kudretli ve En Merhametli Olan, aynı zamanda Vekil'dir. Başkalarının hak ve hukukunu gözeten bir Vekil. Ve insan, bu Vekil'in halifesidir yeryüzünde. Bu Vekil, hayatı ve ölümü yaratan Aziz Allah'tır.

Tabiplerin tabibine kulak ver, ölümü ve Allah'ı unutma sen de ey insan. Vali de olsan, siyasetçi de… Âmir ya da memur da olsan, unutma. Sağlıklı bir toplum düzeni böyle kurulur. “Provokatif eylemler” dilini bozdurmamalı insanın. Kötü davranışın savunulmasının da gerekçesi olmamalı. Kötü söz ve eylem kötüdür… Kim söylerse söylesin, kim eylerse eylesin. Küfür ve hakaretin tarafı olmaz. Hangi tarafta olursa olsun, küfür küfürdür. Gerçeğin örtülmesine yönelik bir kalkışmasıdır insanın. Sözde yeryüzü halifesinin.

Yalan işte burada başlıyor. Hem Halife olacaksın, hem de bu görevin gerektirdiği iyi hasletleri örtbas etmeye yelteneceksin… Bu ne dehşetengiz bir çelişkidir.

Önce yüreklerimiz… Yüreğimizi arındırmak zorundayız. Korkudan, nefretten, kin ve garazdan arındırmalıyız ki, merhametle kuşatıcı olsun yüreğimiz. İyiliğin ve kötülüğün Yaratıcısı'nın bizden beklediği, bu ikisi arasında iyilikten yana bir davranış tercihidir. Kötülüğün mutlak anlamda cezasını verecek olan O'dur. O'nun için dünyadaki sınanma günleri herkese (iyilere de kötülere de) tanınmış bir mühlettir.

Bu günlerin hakkını verebiliyor muyuz?  İşte asıl soru bu.

İbrahim S. Canbolat - Haber 7 

icanbol@hotmail.com

www.twitter.icanbol

Yorumlar5

  • İsmetlim 12 yıl önce Şikayet Et
    Gönülden gönüle hallenme. İnanan bir insanın hayata düstur edinmesi gereken prensipler silsilesi..Dünyaya geliş-yaşayış-ölüm evrelerinin her birinde olması gereken haller..Gönülden esintiler..Yaşanmışlıklar..Beklentiler..Ve bütün bunların kendine münhasır anlatım tarzıyla takdimi.Gönülden gönüle hallenme (in'ikas) olayının gerçekleşmesine vesile olan güzel bir yazı."Söz iki dudak arasındayken senin esirindir,oradan çıkınca artık sen onun esiri olursun" derler.Ama bir gerçek daha var ki;O da,ağızdan giren lokmanın keyfiyetidir.İşte o lokmanın temizliği (helalliği) ağızdan çıkacak sözlerin de asaletini belirler.Hayatın şekillenmesinde de önemli rol oynar.
    Cevapla Toplam 10 beğeni
  • turgut1 12 yıl önce Şikayet Et
    valinin soy ağacını çıkaran,bizden ve onlardan gözükenler. söven vatandaşın esamesini okumadılar.kim bu adam,ne iş yapar,ne yer ne içer,harbiden valinin dediği kadar var mı?? hiç kimse sövene yönelmedi..yani sövenlere,başımızın gözümüzün üstünde yerin var gardaş dedi..öyle olsun..valiye söz düşürmeden korumaların yapması gereken girişimleri,korumalar yapmaz ve iş valiye kalırsa olacaklarda böyle bir şey olur..sen sövenin ağzını elinle kapama,vali ile yüz yüze bırak.ve sonra korumayım diye gez..vali,etrafında ki kolluk kuvvetlerin işlerini yapıp yapmadığını sorgulamalı...
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • kenan elli 12 yıl önce Şikayet Et
    öncelikle insan olma anlayışına üst perdeden bir bakış... İnsanın halife olma anlayışı, Hz Ömer'in idarecilik anlayışı, Osmanlı kurucusu Osman beyİn yönetim anlayışı, Lokman hekim reçetesi hepsi aynı anlayışa matuf. Yazar, ulvi ve yüce bir anlayışı özümseyip sade, anlaşılır ve etkileyici bir dille kaleme almış.. Okuyana müthiş bir rahatlık ve huzur veren bir yazı.. Tebrikler.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
  • Mehmet Ciranoğlu 12 yıl önce Şikayet Et
    Maalesef!!. Bir valide olmaması gereken ne var ise var bu valimizde.. üstlere yaklaşımı, vatandaşa yaklaşımı.. ayrıca hakkında da çeşitli vesilelerle ortaya atılan bazı şaibeli iddialar var.. ama yine de yedirmemek lazım(!)
    Cevapla Toplam 2 beğeni
  • ertan korkmaz 12 yıl önce Şikayet Et
    kirlidir zat. Hz. İsa'' İnsanı kirleten şeyler ağızdan girenler değil, ağızdan çıkan sözlerdir'' der. O yüzden çoş'an zat kirlenmiştir.Temiz değildir.Diğer bakıştan bir zamanlar konuşurken Mehmet dayımla ''Kan damarlarda dolaştığı sürece temizdir.yaşam verir.Dışarı çıktığında kirlidir,abdest bozar çok kayıpta öldürür''demişti.Damarlarında yaşam verir temizliği kalmamıştır kanın zata.
    Cevapla Toplam 3 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat