Tiyatro mu, Beyinsizlik mi?

  • GİRİŞ18.07.2016 09:57
  • GÜNCELLEME19.07.2016 08:42

15 Temmuz 2016 günü Fransa’daki terör eylemini bir televizyon haber programında değerlendirirken, devletlerin artık klasik savaş yöntemi yerine vekâleten savaş stratejisini tercih ettiklerini söylemiştim. Yani doğrudan ve bilfiil savaş yerine amaç ve zamanın koşulları dikkate alınarak, eğitilmiş/terbiye edilmiş bir aktör aracılığıyla yürütülen ısmarlama savaş. Bu savaşta, zahiren eylemde bulunan ile ona sipariş verenin durumu özde birbirinden farklıdır, ama sonuç itibariyle önemli olan, tahribat ve hasardır. Ve tabii ki, bir de kazançlı çıkan var bu işten.

Aynı günün akşamı Türkiye’de FETÖ/PDY taşeronluğunda başlatıldığı belli olan bir darbe (terör demek belki daha uygun) halkın inançlı ve kararlı direnişi sonucunda başarısız kalınca,  ABD’li emekli asker Ralph Peters, Fox News televizyonunda yaptığı yorumda, Türkiye’de darbe başarılı olsaydı İslamcıların kaybedeceğini, kendilerinin kazanacağını söyledi. Bu ne demek? 
   
İşte vekâleten savaş böyle yürütülüyor. ‘Yalan billûr kaplarda saklanır’, diyoruz ya hep. Öyle oluyor. Asıl niyetler, güzel görünümlü sahte söz ve davranışlar arkasında gizli tutuluyor çoğu zaman. 

FETÖ (savcılık evrakında geçen tanım böyle) lideri de Pensilvanya’da yaptığı açıklamada Türkiye’deki bu darbe girişimini desteklemediğini söylemiş. Yakalanan darbeci subayların üstünden çıkan bazı not ve materyal ise aksini gösteriyor. Artık ‘sağır sultan bile duydu’, denilir ya, öyle bir noktadayız aslında. Bunu tevil etmeye çalışmak boş bir gayret, kuzu postuna bürünemeyecek kadar büyüyüp etrafa, çevresine, ülkemize zehir saçmaya başladı bu yapı.
     
Ama her işte bir hayır var. Bu vesileyle daha iyi tanıma ve kurumları arındırma yolu açılmış olacak.17 Aralık Süreci ile belirginleşen ve bugün bir terör gösterisinden farksız eylemlerle milletin Meclisini bombalayan, sokaktaki insanların üzerine ateş edip öldüren bu yapı acaba niçin yapıyor bunları? Normal bir askerî darbede kimse tanık olmadı bugüne kadar böylesi taşkınlığa. 1980 darbesini hatırlayan çoktur, onlar ülkede yönetimi değiştirmek istemişlerdi, onu gerçekleştirdiler. Çünkü amaçları ülke ile sınırlıydı. 
   
Şimdiki darbe girişimi bundan farklı. Bunların talimat belgesinde amaç, öncelikle, ‘uluslararası toplum ve organizasyonlarla küresel barış’ olarak belirtiliyor. Bu da gayet anlaşılır bir durum. Türkiye’de 28 Şubat Süreci yaşanırken, ABD ve Batı dünyasında Fetullah Gülen için makamlar hazırlanıyordu. Onu liberal bir Müslüman düşünür olarak tanıtırken, çağdaş dünyada Müslümanların kendilerini evlerinde hissetmelerine katkıda bulunacak bir vaiz kimliğiyle öne çıkarıyorlardı. Örneğin International Herald Tribune, 18 Ocak 2008 tarihli nüshasında bunu vurguluyordu. 
     
Oysa çağdaş yani günümüz dünyasında Müslümanların hali belli… Huzur nerde? Ortadoğu’da mı, Afrika’da mı, Arakan’da ya da Doğu Türkistan’da mı, Bosna-Hersek’te mi o yıllarda ve bugün Müslümanlar kendilerini ev saadetinde hissetiler? Hayır. İfade edilen, Müslümanların çağdaş dünyadaki haksızlıklar ve Batılı güçlerin zulüm siyaseti karşısında sessiz kalması idi. Bunu telkinle görevliydi Fetullah Gülen. 

Türkiye’de dershanelerde görevli bayan öğretmenlerin 28 Şubat sürecinde başörtülerini açmaları yönündeki telkin de bu anlamdadır. Dinler arası diyalog, hoşgörü bilmem ne gibi söylemlerin esas yararı kime olacaktı? Müslümanlara Batının hoşgörüsü arttı mı yoksa azaldı mı bütün bunlardan sonra? Kimler korunuyor, kimlere karşı darbe girişimleri hazırlanıyor? İşte sorunun cevabı burada. Bunu sorgulayıp düşünmeli Müslümanlar.

Daha önce sadakatinden, saygısından, saf inancından kaynaklanan bir teslimiyetle Fetullah Gülen’e maddi ve manevi dokunulmazlık zırhı giydiren bağlıları da görmeli artık gerçeği. Hüseyin Gülerce’nin söyledikleri onlara da ışık tutmalı. Fetullah Gülen’in en yakınında bulunan biri olarak onu çok geç tanıdığını dile getirirken, ‘bir bedende iki şahsiyet gördüm’, diyor Hüseyin Gülerce. ‘Biri legal yani hizmet ehli, okul, dershane ve eğitimle uğraşan kişilik. Diğeri illegal işlerin içinde olan’. Fetö, öyle anlaşılıyor ki, bu ikincisinin artık dışa vurmuş hali.
   
Şimdi bütün bunlardan sonra Gülen bağlılarının hâlâ aptalca bir sadakatle sorgusuzca 15 Temmuz terörünü birilerinin tiyatrosu gibi göstermeye çalışmalarına ne denilebilir?  Bir tiyatro oyununda milletin meclisi bombalanır mı? Sokaktaki insanların üzerine tank sürülerek, ateş edilerek masum insanların canına kıyılır mı?
   
Bunlar da ikna edici olamıyorsa, bilelim ki, beyinsizlik gerçekten çok tehlikeli bir şey. ‘İçimizdeki beyinsizlerin işledikleri yüzünden’ helâk olma tehlikesine karşı sorumluluk bilincini yaymakla görevliyiz. Şimdi her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var buna. 

Türkiye’nin, vatanın ve milletin bekası için terörist girişime direnirken şehit düşen kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yaralananlara acil şifa diliyorum. 

icnbol@hotmail.com
twitter.com/icanbol

Yorumlar2

  • Paşalı 7 yıl önce Şikayet Et
    FETÖ/PYD yapılanmasının asıl niyetinin uluslararası boyutuyla anlatıldığı ve yapılmak istenen darbenin de kendilerini ele verdiğini ayrıca tabandakilerinde bundan sonra gerçeği görmeleri gerektiği ile ilgili güzel bir yazı olmuş
    Cevapla
  • ertan korkmaz 7 yıl önce Şikayet Et
    Dün akşam sokaklara demokrasi nöbeti adına çıktığımda gördüm ki birbirine benzemeyen(siyasi,iktisadi,inanç gibi)insanlar araçlarını ve sokakları süslemişlerdi.Alçak cuntacıların bilmediği veya kestiremediği , karakterine bağımsızlık sinmiş bu insanların artık Asker postalına kıç dönmektense tankların altına bedenlerini yatarmayı göze almalarıydı.Onlar onurun ve gururun ne demek olduğunu darbe girişim günü bu halk tarafından görmüştür.Kendilerinde olmadığınıda.
    Cevapla Toplam 5 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat