Gecenin karanlığındaki ışık
- GİRİŞ14.06.2012 09:42
- GÜNCELLEME14.06.2012 09:42
Karanlıktan aydınlığa çıkış, bir umut ve ulaşılmaya çalışılan bir hedef olarak gösterilir.
Meksikalı şair Octavio Paz, bir şiirinde şöyle der:
“Kes onu ve ye meyvesini karanlığın,
Tadına bak bilgisizliğin”.
Bizce de haklıdır Meksikalı şair. Karanlık bilgisizlikten, bilgisizlik de karanlıktan beslenir. Aydınlanma, işine gelmez karanlık erbabının. Aydınlanmış kişiler karanlık adamların oyunlarını bozabilir çünkü.
Burada bir ayırım yapmak durumundayız: Karanlık ile gece ayırımı. İkisi aynı şey değildir. Ama ne yazık ki, gece, karanlığa kurban edilir çoğu zaman. Bunu yıllar önce, “Yaban Gülü Kokar mı?” adlı çalışmada şöyle dile getirmiştik:
Günışığı sessizce akarken karanlığa katledilir geceler…
Bir anlasalardı, anlayabilselerdi insanlar cömertliğinizi geceler.
Temelde sizlersiniz parçalanmış yürek yanlıları
Konukseversiniz geceler…
Bana düşünü yoldaş eden geceler
Üretken dilimisiniz zamanın siz
Yelkenlileri açıp bitimsiz tasarıma
Sarmalayansınız beni tefekkür denizinde
Siz hüznümü döktüğüm ummansınız geceler.
…………………………………
Ve bazen de
Sevgiliye,
Gül bakışlı çileye
Kavuşmaktı muradım
Bir yol bulup ışıktan
Gecelerde.
………………………………
Gecenin karanlık saatlerinde tenha
Köşelerde derunî ışık dilde
Arzunun kor haliyle cana
Candan yakın olana
Yönelişler nerde…
İnsan karanlık ve zulmette…
Göz ne görürse görsün, esas özü figanda.
Bir sekine gereksinimidir gecelerde
İnsanı çıkaracak olan zulmet çorağından aydınlığa.
……………………………………………
Bir öneri: Gecenin bir vaktinde kapatın ne varsa gözünüze ve kulağınıza musallat olan. Televizyon, radyo, telefon, internet bağlantıları ve insan vesveseleri…. Fitnenin her türlüsü…Kapatın bunlarla bağlantı yollarını.Sonra, yaşamakta olduğunuz anı, birkaç saniye önceki zamanla karşılaştırın. Karanlıkta içinize doğan ya da doğacak olan ışığı fark edin.
Bu ışıkla kendinizi tanıyacaksınız. Hayatınızın, varlığınızın muhasebesini yapmaya ehil duruma geldiğinizi göreceksiniz. Başkaları sizin hayatınıza ve varlığınıza hükmederken, bu uyanışla artık siz kendiniz olarak hayatınıza yön vereceksiniz.
Bu arada korkularınız, endişeleriniz de kendini hissettirebilir. Bu uyandığınızın işaretidir. Belki gerçek uyanış olan ölümden önceki küçük uyanış sayılır bu. Onu kazanca dönüştürmek elinizdedir.
Bakışlarımızı ve zihnimizi gölge varlıklarla biçimlendiren, beğenilerimizi ve tutkularımızı cisimleştirerek tümüyle hayatımızı kuşatan aşağı dünya çelişkilerinden sıyrılmak için karanlıktaki ışık önemli bir işaret olacaktır.
Ama bu ışığı dışarıda aramak, insanı yanıltır. O, içe doğan bir ışıktır. Büyük bir projektör (ışıldak) gibi her ayrıntıyı belli edip kişinin kendi varlık gerçeğini ve çevresini karanlıkta gözler önüne serdiği için sarsıcı olabilir. İrkilebilir o an buna hazırlıksız kişi.
Ama teşhisten korkmak, bilelim ki, tedaviyi de olanaksız kılar. Karanlıktaki ışığı görmeye çalışmakta yarar var. Yalnız, gece yarısından sonra, zamanın ve kalbin dingin bir anında denemeli bunu.
Bu çağda mı? Böyle bir zamanda mı?
Evet, tam da işte böyle bir zamanda.
Gecenin karanlığındaki ışığa çağrı
Gözünü karartıp ışığa ulaşacaklaradır sözümüz öncelikle. Daha önce o tecrübeyi edinmiş ya da edinmemiş, ama ona ehil olanlara. Diğerleri için de bir haber verme, bir bilgi, belki ilgi duyanlara çağrı niteliğinde bir söz.
Doğu-Batı Divanı’nda geçen;
“Karanlığın gölgesinde tutulu
Kalamazsın artık sen
Ve yüce vuslatlara doğru
Yeni bir arzudur seni çeken” şeklindeki tespitin ve benzerlerinin mevcut ve olası muhatabına da yöneliktir bu çağrı. Gecenin karanlığındaki ışığa çağrı.
Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat - Haber 7
icanbol@hotmail.com
Yorumlar5