İsrail, Türkiye'ye çoklu cephe açtı!..

  • GİRİŞ20.12.2025 09:34
  • GÜNCELLEME20.12.2025 09:34

Yekûnu yüz binleri bulan bebek, çocuk, kadın, yaşlı masum sivili hayatından etmiş olan Siyonist İsrail, büyük bir korku içinde. Eskisi ve yenisiyle İsrailli bakanlar, "Türkiye, Suriye’ye yerleşir, Gazze ve Kudüs’e gelirse bir daha çıkmaz, kimse de kendisini çıkaramaz" diye konuşmaktalar. Bu sarsıcı korku, İsrail’i sarmış durumda:

Tel Aviv yönetimi, Türk-Kürt kardeşliğinin tecellisi "Terörsüz Türkiye" hedefimize alabildiğine düşman. Amerika’nın Suriye’den çekilmesini de kendilerinin yüzüstü bırakılması olarak telakki ettikleri için Washington’a karşı ayrıca öfke içindeler. Netanyahu, bir şenlikleri münasebetiyle Trump’a zehir-zemberek laflar etti. Satır araları ve saklı niyetiyle beraber İsrail Başbakanı'nın Amerikan Başkanı'na sözlü saldırısı meâlen şöyle:

-Yahudiler sâyesinde Amerika oldunuz. Bugünkü duruma sâyemizde geldiniz. Biz, getirdiğimiz gibi götürmesini de biliriz!..

Türkiye’nin savunma sanayiînde katettiği büyük mesafe, yurt içi ve yurt dışında terörü temizlemesi, "Terörsüz Türkiye, Terörsüz Bölge" menziline yaklaşması, Filistin ve Gazze’ye tavizsiz şekilde destek olması, Ukrayna, Libya, Sudan, Somali, Venezuela gibi ihtilaf yaşanan ülkelerde Vicdanlı ve Âdil Hakem devlet görevi yapması, İstanbul’un tarihten gelen tecrübeyle Barışın Başkenti görevini yeniden edâya başlaması, Türk iş insanının dünyaya açılması, diğer devletlerin sür’atle kalkınan bir Türkiye’yi takip ediyor olması, soykırımcı İsrail’i buhranlara sürüklemiş bulunuyor. Bundan dolayıdır ki bizi dara, zora ve çıkmaza sokmak için iblis navigasyonuyla en yakından en uzağa her yola giriyor.

İsrail, Türkiye’ye karşı 4 cephe açmış bulunmakta:

AKDENİZ CEPHESİ:

Bu cephede Yunanistan ve Güney Kıbrıs ile birlikte fütursuz, pervasız ve cür’etkâr bir şekilde çok yönlü hamleler içindeler. Hedefleri, Türkiye’yi Akdeniz’den mahrum etmek, bu daimî Türk Gölünü, yapabilirlerse Türk deniz ve hava sahasına kapatıp, Mehmetçiği Kıbrıs’tan çıkarmaktır. Bu sebeple müşterek strateji, ortak enerji ve gaz gibi imkânlar için MEB-Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmaları yapıldı ve yapılmakta.

FİLİSTİN CEPHESİ:

Gazze dâhil topyekûn Filistin’i Arap ve Müslüman unsurlardan temizleme ve Suriye’nin Golan Bölgesiyle İsrail’in işgal ettiği diğer Suriye topraklarını tamamen Yahudi mülkü hâline getirmek, Nil’den yani Sudan’dan Fırat’a "Arz-ı Mev’ud" diğer adıyla "Büyük İsrail Krallığı" gâyesinin vazgeçilmez hedefidir. Bu yürüyüşünde bölgedeki bir kısım Dürzileri müttefik olarak yanına çekmiş onları kullanıyor.

DOĞU FIRAT CEPHESİ:

Şam Hükûmetiyle SDG arasında imzalanan 10 Mart 2025 tarihli mutabakata nazaran YPG silah bırakıp, işgali terk ederek Suriye ordusuna iltihak edecek, SDG çatısı altındaki diğer unsurlar da Suriye devletine dâhil olacaklardı. Bu işlerin Aralık 2025 sonuna kadar ikmali gerekiyordu. Söz konusu mutabakat mukavelesinin altında Cumhurbaşkanı Ahmed eş Şâra ve diğer taraf temsilcisi Mazlum Abdi’nin imzaları vardır. Sürenin hitam bulmasına 10 gün gibi bir zaman kalmış olmasına rağmen hükmün icrasına dair hiçbir adım atılmamıştır. Atılacağa da benzemiyor. Aksine; Irak tarafından hududu geçen örgüt militanları, gelip YPG’ye katılmaktalar. SDG-Suriye Demokratik Güçleri ve onun silahlı örgütü YPG’nin bağlayıcı imzalara rağmen kılını kıpırdatmaması Siyonist İsrail’in Yahudi-Kürt kardeşliği düzmecesiyle onlara verdiği para, silah, istihbarat, fikir ve cesaret desteği yüzündendir. Şunları söylediği açıktır:

-Asla silah bırakmayın, yok olursunuz! Türkler, yeniden Büyük Osmanlı Devleti’ni inşa etmekteler. Taviz vermeyin, biz, sonuna kadar yanınızdayız!..

SİBER CEPHE:

İsrail’in yetişmiş Siyonist unsurları, FETÖ örgütü ve Kürtçü bölücü örgüt militanlarıyla beraber dünyanın farklı yerlerinde üretilen fakat aynı kalemden çıkmışçasına ayniyet gösteren asılsız sosyal medya haberleriyle Türkiye, Cumhurbaşkanı, Cumhur İttifakı TSK ve her türlü icraatımızı yıpratmak için karalama, hedef saptırma maksadıyla şeytani bir hile ile çalışıyorlar…

Görüldüğü gibi "Vadedilmiş Topraklar" hevesini, kendisi için dînî bir hedef yapmış olan İsrail, gâyesine varmak için her yolu mubah saymaktadır. Siyonistlerin "Filistin’i vatan yapmamıza mâni olan Abdülhamid’i devirdik; Büyük İsrail idealimizin önünde duran Tayyip Erdoğan’ı mı yıkamayacağız?!" dediklerini işitmek için kapalı kapılar ardındaki toplantılarında olmak şart değildir.

Ankara, hâdisenin mutlaka farkındadır ve elbette teyakkuz hâlindedir. Açık istihbaratla da net olarak görülüyor ki İsrail, yandaşlar ve maşalar kullanarak Türkiye’ye karşı 4 ayrı cephe açmıştır. Birkaç gün önce bir insansız hava aracının hava sahamıza girmesi ve jetlerimizin onu tesirsiz hâle getirmesinin arkasındaki sır, Türkiye Devleti için elbette sır değildir.

Vaziyet o ki:

SDG/YPG imzasına riayet hasletini gösteremeyecek ve Siyonist vaatlere kanarak 10 Mart Mutabakatı'na uymayacaktır…

Mehmetçiğin önümüzdeki gün, belki haftalarda sözden anlamayanlara dersini vermesi beklenebilir.

Ankara ve Şam’ın kardeşâne, samimî nasihatlerine kulaklarını tıkayan YPG, Abdullah Öcalan’ın dediklerine de oralı olmuyor. Bu da hâliyle örgütle iltisaklı olanları, "Türkiye dostu Kürtler" ve "İsrail dostu Kürtler" diye ikiye ayıracaktır. İsrail’in vaat ve sözüyle hareket etmenin yanlış olduğunu öğrenmek YPG’ye ağır bedel ödetecektir.

Rahim Er / Türkiye Gazetesi

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat