Kemal Kılıçdaroğlu, hiç kuşkusuz Türk siyasi tarihinin en tartışılan isimlerinden biri oldu ve olmaya da devam ediyor. Deniz Baykal’a ihanetiyle CHP’nin başına geçtiğinde çok eleştirilmişti. Kader yaşattığını yaşamadan peşini bırakmadı ve “oğlum” dediği birisi tarafından sırtından hançerlenerek devrildi.

Ancak CHP’deki koltuk kavgası bitmedi. Kaynağı belli olmayan paralarla Özgür Özel’e oy vermeye ikna edildiklerini açıklayan parti delegeleri ve bazı CHP’lilerin şikayetiyle Anakara Cumhuriyet Başsavcılığı “şaibeli” kongre hakkında inceleme başlatmıştı.
Savcılığın aylardır sürdürdüğü çalışmalar sonunda toplanan deliller ve delegelerin itirafları “şaibeli” kongrenin iptal edilmesi ihtimalini doğurdu.

Bu süreçte sessizliğini koruyan, mahkemenin “şaibeli” kongreyi iptal etme ihtimaline karşı yapılan yeni olağanüstü kongreye “Gelirse yüzüne tükürün.” tehditleri alında katılan Kılıçdaroğlu nihayet sessizliğini bozdu. “Can güvenliğime yönelik açık tehditler alıyorum. Beni elektrik direğine asmakla tehdit edenler de var, silahla vurulmamı isteyenler de…”
Kılıçdaroğlu’nun bu şok edici açıklamaları birçok belediye başkanı ve üst düzey yöneticisinin rüşvet, yolsuzluk ve hırsızlık davlarıyla boğuştuğu CHP’de gündemi alt üst etti. Kendini rüşvet ve yolsuzluk suçlamasıyla tutuklanan İmamoğlu’nu cezaevinden kurtarmaya adayan Özgür Özel ve CHP yönetimi, “şaibeli” kongrenin iptali durumunda Kılıçdaroğlu’nun yeniden CHP’nin başına geçme ihtimali ile karşı karşıya. 
Kılıçdaroğlu, tekrar CHP’nin başına geçerse ilk iş olarak Özel ve İmamoğlu ekibini tasfiye edeceğini; “Benden bir mesaj bekleyen herkese buradan açıkça sesleniyorum: Herkes bilsin ki; bu partinin düşmanlarını, yine bu partinin harem-i ismetinde boğmaya muktediriz.” mesajıyla ilan etti.

Mahkemenin Kılıçdaroğlu’nu tekrar CHP genel başkanlığı görevine iade etmesini Özel ve İmamoğlu’nun kabul etmeyeceğini ve CHP’de yeni bir iç savaşın başlayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. Özgür Özel’in; “Atatürk’ün partisine seçim olmadan gelecek adamın 2 milyon üyemiz alnını karşılar.” meydan okuması Kılıçdaroğlu’nu durdurmaya yetmez.

EKREM İMAMOĞLU YENİ PARTİ KURACAK MI?

2023’de Cumhurbaşkanı adayı olduğunu ilan ettiği CHP grup konuşmasını; “Ben Kemal geliyorum.” diye bitiren Kılıçdaroğlu, Külliye’ye gitme hayalleri kurarken CHP genel merkezindeki koltuğundan da olmuştu.
  
“Şaibeli” kurultayın yargıya taşınması ve mahkeme süreci Kemal beye yeniden CHP’ye dönüş yolunu açabilir. İronik bir mesaj olarak Özel ve İmamoğlu’na şunu söyleyebilir; “Ben Kemal geliyorum.”

Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin başına tekrar dönmesiyle, “Beni sırtımdan bıçakladılar.” dediği Özel ve İmamoğlu’nun partide kalma şansları gözükmüyor. 

Özel ve İmamoğlu, CHP’den ayrılarak siyaset sahnesinden çekilmezler. İmamoğlu’nun cezaevi süreci onu intikam alma duygusuyla kuşatacak, yaşadığı süreci kan davasına dönüştürüp Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti ile mücadeleye zorlayacaktır. 
Ancak CHP’nin bölünmesi AK Parti’nin yeni seçim zaferlerine daha rahat ulaşması demektir.

12 Mart 1971’deki askeri muhtıra ile arası açılan genel başkan İnönü ve genel sekreter Ecevit arasındaki kavga 1985’de Ecevit’in CHP’yi terk edip DSP’yi kurmasıyla sonuçlanmıştı. Kılıçdaroğlu ile İmamoğlu arasındaki kavga bir kez daha CHP’yi bölecek gibi.

İmamoğlu’nun parti kurması durumunda Kılıçdaroğlu’nun başında bulunacağı CHP’nin siyasi ömrü ne kadar olur, İmamoğlu’nun kuracağı partinin başarılı olup olamayacağını bilemiyorum ama CHP’de vizyona girecek yeni komedi filminin isminin; “Ben Ekrem gidiyorum.” olacağını söyleyebilirim.