Kürdistan hayalinden “Siyonitan” maşalığına
- GİRİŞ04.09.2025 08:56
- GÜNCELLEME04.09.2025 08:56
Terör devleti İsrail ve siyonist Yahudiler, sınırlarının Türkiye topraklarının bir kısmını içine aldığına inanıyor ve bunu açık açık dile getiriyorlar.
Siyonist İsrail’in Arz-ı Mev’ud (vadedilmiş topraklar) olarak ifade ettiği bu sözde sınırlara ulaşması için emperyalist ülkeler Osmanlı Devleti’ni yıktıkları günden beri Ortadoğu’da kan akıtıyorlar. Savaş ve terör örgütleriyle Osmanlı’nın barış, huzur, hoşgörü ve kardeşlik havzasını kan gölüne çevirdiler.
Türkiye’nin başına musallat ettikleri terör örgütünün Türkiye’den koparmak istediği toprakların İsrail’in sözde Arz-ı Mev’ud sınırları içinde olması tesadüf olamaz. Türkiye’nin kırk yıldır mücadele ettiği terör örgütünün siyasi ayağı olan partinin eş başkanının Mardin’in Kızıltepe ilçesinde Kürt halkına hitap ederken kullandığı şu ifadeler de tesadüf değildi; “Bugün Türkiye’nin en bereketli toprakları burası. Buralar vadedilmiş topraklar. Musa bütün ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi.”
Bu hezeyan aslında siyasi ayağı oldukları terör örgütünün “Kürdistan” hayaliyle peşine taktığı halkı götürüp İsrail’in emellerine alet ettiklerinin itirafıydı.
Türkiye’de istediği hedefe ulaşamayan siyonist İsrail’in yakın hedefi Suriye’de YPG’nin kontrolünde bir devletçik kurdurmak. Türkiye, bunun doğuracağı sonuçların farkında ve bunu engellemek için her yola başvuracaktır!
ABD’nin desteğini arkasına alan YPG’nin yeni Suriye Devleti’nin egemenliğini kabul etmemesinin sebebi İsrail’in emellerine hizmet etmek istemesidir.
YPG, Kürt halkına vadettiği “Kürdistan” yerine, maşası olduğu ABD ve İsrail’e “Siyonistan’ı” kurmaları için maşalık yapmak istiyor.
Türkiye, terör örgütünün Türkiye’deki “Kürdistan” hayalini nasıl yerle yeksan ettiyse, YPG’nin Suriye’de İsrail için kurmayı hayal ettiği “Siyonistan’ı” da yerle yeksan edecektir.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın; “Ancak artık PKK ile ilişkisi olmayan başka bir yapı var: SDG ve YPG. Bunlar IŞİD karşıtı mücadelede bizim müttefikimiz oldu. Evet, kökenleri PKK’ya dayanıyordu ama bugün durum farklı.” diyerek kurtarmaya çalıştığı YPG ya silah bırakıp Suriye Devleti’ne katılacak ya da yok edilecek.
ABD ve İsrail’in YPG’yi “Siyonistan” emelleri için kullanma ısrarı karşısında Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın tavizsiz bir duruşu var; “Türkiye, bölgede barış ve esenliğin teminatı, Kürtlerin de güvenliğinin teminatı Türkiye’dir. Yönünü Ankara’ya ve Şam’a dönenler kazanacak.” diyerek Suriye’deki Kürtlere barış elini uzattı.
İsrail ve ABD’nin yapmaya çalıştıkları konusunda bu ülkeleri de YPG’yi de uyarıyor; “Kılıç kınından çıkarsa kaleme ve kelama yer kalmaz. Biz bölgemizde kalıcı barışın tesisinden yanayız, sorunların diplomasi yolundan çözülmesinden yanayız.”
Türkiye ve Suriye yönetiminin barış ve huzur çağrılarına sırtını dönüp, ABD ve İsrail’e sırtını yaslayarak “Siyonistan’a” taşeronluk yapmak isteyen YPG, karşısına Türkiye çıktığında elinde kan ve gözyaşından başka bir şey kalmayacak.
“Biz kimseye sebepsiz düşmanlık yapmayız. Ama bize düşmanlık yapılırsa geri adım atmayız. Mesajımız net: Bize düşmanlık yapmayın.” diyerek SDG/YPG’yi uyaran Dışişleri Bakanı Fidan, İsrail’in maşası olmaktan vazgeçin çağrısı yaparak noktayı koydu.
Kudüs Fatihi Selahaddin-i Eyyubi’nin torunlarını, Kudüs’ü işgal etmiş soykırımcı terörist İsrail’in emellerine maşa yapmak isteyenler karşılarında Türkiye’yi ve Müslüman Kürt halkını bulacaklar.
Kürt halkı, tarihinde hiçbir zaman Türklere ve Türklerin kurduğu hiçbir devlete ihanet etmemiştir. Hele mevzu soykırımcı, Kudüs işgalcisi terörist İsrail ise asla böyle bir ihanetin içinde olmaz!
“Kürdistan” hayali nasıl sona erdiyse “Siyonistan” hayali de öyle sona erecek. Tarih şunu yazacaktır. Kudüs’ün Siyonist işgalinden kurtarılması mücadelesinde en önde Türklerle birlikte Kürtler olacaktır!
Diriliş Postası
Yorumlar6