Rusya’ya da ABD’ye de kesinlikle güvenilmez

  • GİRİŞ06.02.2020 12:03
  • GÜNCELLEME06.02.2020 12:03

Elbette olmasını istemezdik, fakat böyle olacağı çok belliydi. Tıpkı ABD gibi, Rusya’ya da güven duyulmaması gerektiği bariz bir şekilde ortadaydı. 

Bu yalın gerçeği, maalesef bir defa daha tecrübe ettik geçtiğimiz günlerde.

Suriye’nin İdlib kentinde bölgeye gönderdiğimiz takviye güçlere yönelik topçu atışı sebebiyle 8 şehit verdik.

Saldırı görünürde katil Esed rejimi unsurları tarafından gerçekleştirildi. Ancak söz konusu alçaklığın ardında tabii ki tek başına onlar yok.

Belli ki, Suriye, “dost ve müttefikimiz” olarak addedilen Rusya’nın desteğiyle vurdu Mehmetçiğimizi. Yani askerlerimizi Esed değil, aslında onun ağababası Rusya şehit etti.

Türk askerlerinin hedef alınmasının ardından Rusya’dan “Türkiye bilgi vermeden hareket etti. Bu nedenle Suriye ordusunun top atışına maruz kaldılar” mealinde açıklamalar yapılsa da, şüphesiz işi örtbas etme çabasının bir parçası bu.

Moskova’nın niyeti sarih: Ankara’ya mesaj verme derdindeler. 

Açık açık “Eğer İdlib’de kendinize bir rol kapmaya çalışırsanız, biz de Esed’i devreye sokarız” diyorlar. Utanmadan sıkılmadan, “İdlib’de destek verdiğimiz Esed’in ilerleyişine izin vermezseniz, karşılığını alırsınız” tehdidini savuruyorlar.

Sivil yerleşim yerlerini bombalattırarak, masumları katlettirerek, katlettiremediklerini ise Türkiye’ye göçe zorlayarak kuklaları Esed’i Suriye’nin tek patronu yapmak istiyorlar.

Öyle gözüküyor ki, Rusya ile bir gün mutlaka ayrı düşeceğiz. Her ne kadar, Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu aşamada bir çatışma ya da ciddi bir çelişki içine girmemiz gereksiz. Bizim şu anda Rusya ile çok ciddi stratejik girişimlerimiz var” dese de olacak bu.

Olacak, zira Rusya terör örgütlerini bahane ederek Esed’i sürekli şımartıyor.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Suriye’de ateşkesi temin etmeyi ve ardından siyasi çözümü hedefleyen Astana ve Soçi süreçlerinin yara aldığını” söylese de Rusya Astana ve Soçi’yi yaralamıyor, gözünü kırpmadan öldürüyor. 

Barışın sağlanması için Suriye rejimini zorlaması lazım gelen Rusya, tam tersine Esed’i cesaretlendiriyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Ukrayna ziyareti öncesinde Rusya’ya; “Aradan çekil, saldırılarla ilgili muhatabımız rejim” mesajını verse de Rusya aradan çekilmiyor.

ABD’nin de tüm bu yaşananlar karşısında Rusya’dan aşağı kalır yanının bulunmadığını vurgulamak herhalde lüzumsuz. Öyle ya, onlar da bütün uyarılara rağmen bildiklerini okuyorlar. Bir yandan Barış Pınarı Harekâtı dâhilindeki bölgeden YPG/PKK’lı teröristleri çıkardıklarını söylüyorlar, ama diğer yandan hem askerlerimize hem de sivillere yönelik kahpe saldırılara seslerini çıkarmıyorlar. 

Diyeceğimiz o ki, ABD ile Rusya farklı cephelerde falan değil, aslında aynı safta. Çatışıyor gibi görünüyorlar, halbuki birlikte hareket ediyorlar.

İşte tam da bu yüzden Türkiye kendi göbeğini kendisi kesmelidir. Suriye’deki operasyonlarını bıraktığı yerden sürdürmelidir.

Topraklarımıza sayısız tehdit unsurunun yöneltildiği Suriye’den bu saatten sonra çıkamayız. Önümüz, çeşitli oyunlarla kesilmeye çalışılsa da sahayı kesinlikle terk edemeyiz.

İnşallah ilgililerin “Durmayacağız. Operasyonlara kararlılıkla devam edeceğiz” türünden açıklamaları havada kalmaz da içinde bulunduğumuz durumun gereği gerçekten yerine getirilir.

Galiba bunun başka yolu yok.

Yeni Akit

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat