Meğer koronavirüsün ilacı sosyalizmmiş

  • GİRİŞ19.03.2020 15:51
  • GÜNCELLEME19.03.2020 15:51

Ahırkapı Feneri gibi bir o yana bir bu yana dönüyor. Rüzgar nereden eserse yönünü o tarafa çeviriyor.

Bazen liberal bir çizgide ortalıkta dolaşıyor, bazen, katı bir Kemalist olarak karşımıza çıkıyor. Gün geliyor, her dakika hakaretler savurduğu İslamcılarla kol kola giriyor, gün geliyor, yerden yere vurduğu milliyetçilere mavi boncuk dağıtıyor. 

Evet, doğru bildiniz; Zülfü Livaneli’den bahsediyoruz. Hani şu, bir yandan “Yalova-İstanbul arabalı vapurunda dinî hassasiyeti yüksek bir aile yanıma geldi. Türbanlılardı. Onlarla yarım saat fotoğraf çektirdik. Bunlar, umut veriyor, üstünkörü tahliller yapmamak gerekiyor. Bu kadar çok türbanlı insanın bana yakınlık hissetmesi enteresan” ifadeleriyle ne kadar demokrat ve hoşgörülü olduğunu göstermeye çalışan, ama diğer yandan da başörtülü Merve Kavakçı ile ilgili çirkin kelimeler kullanan ikiyüzlüden…

Elbette kimsenin ne olacağı belli olmaz, ama biz bu adamdan(!) hiç umutlu değiliz. 

Sosyalist Küba’nın, koronavirüs vakaları tespit edilen bir yolcu gemisine limanını açmasını diline dolayıp “Bu zor günlerde içimi ferahlatan tek şey, Küba’nın verdiği insanlık ve dayanışma dersleri. Sosyalizm yaşatır” herzesini yumurtlayan birinden nasıl umutlu olacağız ki zaten? 

Küba’nın kabul ettiği gemi İstanbul’a yanaşmak istese, AK Parti Hükümeti de buna izin verse, “İstanbulluların hayatını tehlikeye atmaya ne hakkınız var? Bu ne sorumsuzluk?” diyecek olan ilk kişidir Bay Zülfü. 

Şimdi çıkmış, sırf sosyalizm propagandası yapmak için saçmalıyor da saçmalıyor. 

Koronavirüsle mücadele konusunda dünyanın takdir ettiği Türkiye’yi tek kelimeyle de olsa takdir etmeyip sosyalist Küba’ya övgüler düzüyor.

Çin’e uçak dolusu tıbbi malzeme gönderen, ölümlerle boğuşan İtalya’nın anında yardımına koşan ülkesini görmeyip, aşağılık kompleksiyle onu bunu alkışlıyor. Üstelik senenin 6 ayını kapitalizmin kalbi ABD’nin Miami şehrindeki 5 milyon dolarlık malikanesinde geçirmesine rağmen yapıyor bunu.

Neymiş, sosyalizm yaşatırmış.

Hadi oradan be! Ne yaşatması?

Bilakis öldürür sosyalizm. En olmadı süründürür. 

Söylesenize, Mao, Stalin ve Pol Pot birer sosyalist değil miydi? Bunların kaç milyon insanın ölümüne sebep olduğunu “Sosyalizm yaşatır”iddiasındaki Livaneli bilmiyor mu şimdi? Ne yani, değerli siyasetçi, şarkıcı, romancı ve sinemacımız, Mao’nun 50 milyon Çinliyi, Stalin’in 10 milyon Rus’u, Pol Pot’un da 1.5 milyon Kamboçyalıyı sosyalizm uğruna katlettiğinden habersiz mi yoksa?

Olur mu öyle şey? Tabii ki değil. Elbette Livaneli bunların hepsinden haberdar.

Dünyayı yaşatan(!) sosyalizmin, Kırım’ı kırıp geçirdiğini de biliyor o, yere-göğe sığdıramadığı Küba’da kadınların yüzde 30’unun hayatını fuhuştan kazandığını da...

Siz bu kapitalist Zülfü’nün “Sosyalizm yaşatır” naraları attığına bakmayın sakın.

Sosyalizmin yaşatmadığının o da bal gibi farkında. Küba özelinde söyleyecek olursak, halkın ayda 20 euro ile yaşam mücadelesi verdiğinin o da idrakinde. 

Fakat ülkesine yabancı olmak böyle bir şey işte. Hiçbir zaman yerli ve milli bir tavır alamaz bunlar. Bu aziz vatanın her türlü nimetinden faydalanırlar, lakin sıra milletin yanında saf tutmaya gelince hemen mızıkçılık yaparlar. 

Ne diyelim, hayatı daldan dala savrulmakla geçen, şimdi de sosyalizmde karar kılan Zülfü Livaneli’nin hayran olduğu Küba’ya yerleşmesi herhalde herkes için en iyisi olacaktır. 

Ne dersiniz?

YENİ AKİT GAZETESİ

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat