Bunlar hakikaten anasının gözü. Sanki milleti anasından doğduğuna pişman eden kendileri değilmişçesine, hâlâ ortalıkta dolaşıyorlar. Türk halkının anasından emdiği sütü burnundan getirdiklerini unutup bir de Anneler Günü’nü kutluyorlar.

 

CHP Umum Müdürü Kemal Kılıçdaroğlu ve yancısı Canan Kaftancıoğlu’ndan bahsediyoruz elbette.

Baksanıza, anaları ağlatan bu iki sözde siyasetçi, utanmadan sıkılmadan Anneler Günü’nün ekmeğini yemeye yelteniyor.

 

Söylesenize, terör örgütlerini doğrudan lanetleyemeyen, hatta ve hatta eli kanlı alçakları meşru göstermeye çalışan Kılıçdaroğlu’nun Anneler Günü dolayısıyla şehit anneleriyle telefonda görüşmesi size samimi geliyor mu?

Karşımızda PYD/YPG’yi “terör örgütü” olarak görmediğini söyleyen bir parti başkanı var nihayetinde.

İşte bu zatın, şimdi kalkıp hiçbir şey olmamışçasına “Büyük acılar yaşadınız. Tabii evlat acısı zor” diyerek şehit annesini güya teselli etmesi bize fazlasıyla yapmacık geliyor.

PYD/YPG’nin içerideki uzantılarını “arkadaşlar” olarak nitelendiren elemanın, o “arkadaşlar(!)”ın şehit ettiği kınalı kuzuları yetiştiren analardan birine, hiç yüzü kızarmadan “O şehit Türkiye’nin şehidi, onuru, gururudur. Sizin acınız derindir. Ama bütün Türkiye’nin onu kucaklaması farklı bir şey” diyebilmesi bizim tuhafımıza gidiyor.  

Bu nasıl bir pişkinliktir Allah aşkına!

Bugüne kadar terör örgütlerine  ciddi bir kınama getirmeyen Kılıçdaroğlu, şehit anasının acısından ne anlar?

Şimdiye dek kucaklamadığı terör örgütü kalmayan CHP Genel Başkanı, şühedayı kucaklamanın manasını nereden bilebilir?

¥

Düzenlediği bir yürüyüşle, aynı anda hem PKK’nın, hem FETÖ’nün, hem de DHKP/C’nin “sevgisini” kazanan zatın bugün çıkıp şehit annelerine sevgilerini göndermesi tam anlamıyla ikiyüzlülüktür bizce.

Sınır ötesi tezkereye içi yanarak “evet” oyu veren içimizdeki İrlandalının şimdi şehitler için iç geçirmesi vatandaşı enayi yerine koymaktır. 

Lamı-cimi yok. Bay Kemal’in “Bize niye saldırsınlar ki” dediği terör örgütleri, bu ülkede binlerce insanımızın kanına girdi. CHP liderinin “Niçin silah bıraksınlar ki? Onlar DEAŞ’a karşı ülkelerini savunuyorlar” sözleriyle kol-kanat gerdiği kansızlar, asker-sivil ayırt etmeksizin vatandaşlarımızı katletti. 

Ne olacak yani? Şimdi bütün bu gerçekleri görmeyecek miyiz biz? Bay Kemal’in timsah gözyaşlarına tav mı olacağız?

Tabii ki hayır.

Ne Kemal Kılıçdaroğlu’na güveniyoruz, ne de ondan aşağı kalır yanı olmayan Canan Kaftancıoğlu’na inanıyoruz biz.

Malum, o da bir başka şovmen. 

Öyle ya, Anneler Günü’nde annesini arayıp, “Hiç üzülme anne! Televizyonlarda göründüğü gibi değil” diyerek hakkındaki iddiaların doğru olmadığını söyleyen birine ancak “şovmen” denebilir.

Çok merak ettik hakikaten.

Kaftancıoğlu’nun bahsettiği o “doğru olmayan iddialar” neymiş acaba?

Devletin seri katil olduğu yönünde iftira atması mı mesela? Ya da Türkiye’nin Ermenilere soykırım yaptığını ileri sürmesi mi?

¥

Tıpkı Bay Kemal gibi sen de boşuna debeleniyorsun Canan!

Senin ne mal olduğunu anan bile biliyor.

Her ne kadar, “Benimle ilgili yazılıp-çizilenlere inanma” desen de, PKK yancısı olduğunun o da farkında.

Evet, 15 Temmuz’da FETÖ’cülere direnen kahraman vatandaşlara, “kafa kesen DAEŞ teröristi” muamelesi yaptığından da...

PKK’lı teröristler öldürülünce anında yaşam hakkı savunuculuğuna soyunup, aynı teröristler vatandaşımızı, askerimizi, polisimizi alçakça katledince hemen sessizliğe gömüldüğünden de haberdar annen.

Bırakın anaları kandırmayı artık. 

Düşün bu milletin yakasından.

Rasim Bolbol / Yeni Akit Gazetesi