Lütfü Türkkan... Ele verir talkını, kendi yutar salkımı

  • GİRİŞ11.06.2020 11:30
  • GÜNCELLEME11.06.2020 11:30

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “milletin evi” olarak nitelendirdiği Beştepe Külliyesi için her fırsatta “kaçak saray” ifadesini kullananların kaçak-göçek işleri birer birer gözler önüne seriliyor hamdolsun.

Hatırlayın, önce Atatürk’le ilgili yazdığı kitabın 1881 adedini 09.05’te 2 bin 500 liradan satarak son dönemin en büyük tokatçılığına imza atan Yılmaz Özdil’in üçkağıtçılığına tanıklık ettik hep beraber. Evet, eşi adına 4.6 milyon liraya aldığı ticari alan vasfındaki ofisi küçük bir atraksiyonla villaya çeviren “tokatçı Yılmaz”ın çaktırmadan büyüttüğü ve üstelik denize doğru yürüttüğü yapının değerinin tam 40 milyon lira olduğunu geçtiğimiz haftalarda öğrendik.

MİT TIR’ları ile ilgili devlet sırlarını ifşa eden ihanet haberinin sahibi firari Can Dündar’ın Bodrum Kumbahçe’deki muhteşem villasını da es geçmiyoruz tabii. Sözde çevreci Dündar’ın orman ve hazine arazisini de işgal edip uğruna güzelim ağaçları kestirdiği o kaçak yapıyı nasıl unutabiliriz ki zaten.

Ekran karşısında ve işgal ettikleri köşelerde algı operasyonları yapan zevatın samimiyetsizliği elbette bunlarla sınırlı değildi.

Amerikan sermayeli FOX TV’nin Ana Haber Sunucusu Fatih Portakal’ın da makyajı döküldü sonraki günlerde. İzmir Seferihisar’da eşine ait gözüken 8.3 dönüm alana sahip 4 milyon liralık çiftliğine yasaya aykırı bir şekilde üç kaçak yapı diktiği tespit edilen “Washington Portakalı”nın hemen ardından ise Soner Yalçın’ın foyası ortaya çıktı. “Karanlık Oda”nın sahibinin Çeşme’nin en güzel yerlerinden Ovacık Mahallesi’ndeki tarlasına 6 milyon lira değerinde 3 katlı ve 12 odalı bir köşk kondurduğu herkesin malumu.

Tek tek sıralamaya gerek yok. Hayatları yalan bunların. 

Bir yandan ele talkın veriyorlar, öbür yandan salkımları ardı ardına yutuyorlar.

Bir bakıyorsunuz, imar barışını yerden yere vuruyorlar, dönüp bir daha bakıyorsunuz, kaçak yapıları için imar barışından faydalanıyorlar!

Sanki Türkiye’de tarımın bittiği tezini savunan kitapları kendileri yazmamış gibi, tarım arazilerine kaçak köşkler konduruyorlar.

İkiyüzlülüğü alışkanlık haline getirmiş bu tipler.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan da öyle.

Baksanıza, 7/24 dürüstlük edebiyatı yapan bu eleman da meğer kendi “kelini” kapatma derdindeymiş. Fabrikasını ormana, çiftliğini ise TOKİ’ye ait araziye kurarken uyguladığı “cambaza bak” taktiği, dikkatleri kendisinden uzaklaştırmak içinmiş.

Ne güzel değil mi?

Sen kalk, devlet hizmetleri için kullanılan Külliye’ye “kaçak saray” yakıştırması yap, ama öbür taraftan da böyle kaçak-göçek işlerle iştigal et.

Başörtülü bir kadının, bebeği için yaptığı gösterişli mevlidi haklı bir şekilde eleştir, lakin kızının israf ve şatafatın kol gezdiği içkili ve eşcinsel dansözlü yılbaşı kutlamasına tek bir söz etme.

Lafı fazla uzatmak yersiz. Zira Lütfü Türkkan’ın kim olduğu gayet iyi biliniyor.

Bu zatın şehit Kaymakam Muhammed Fatih Safitürk’ün babasına yaptığı terbiyesizlik de...

FETÖ’nün 25 Aralık emniyet-yargı darbesini sevinçle karşılayıp “Hocaefendi’nin bedduası tutmaya başladı” diye sayıklaması da...

İhanet şebekesine yapılan operasyonların altından bir şey çıkmayacağını iddia edip FETÖ’nün hakikati savunduğu herzesini yumurtlaması da hâlâ hafızalarımızda. 

Neyse, “Türkiye’de her şey olunur, ama rezil olunmaz” safsatasına fazla inanmasan iyi edersin Lütfü Türkkan. Çünkü senin de rezil olacağın günler gitgide yaklaşıyor.

Rasim Bolbol / Yeni Akit Gazetesi

Yorumlar1

  • Yüksel Öztürk 3 yıl önce Şikayet Et
    Rasim bey bunların haya duygusu kalmamış insanda biraz utanma olur
    Cevapla Toplam 1 beğeni
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat