MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meral Akşener’e yaptığı “Evine dön” çağrısı kamuoyunda çok ses getirdi. Söz konusu çağrının aynı zamanda büyük şaşkınlığa sebep olduğunu da söyleyebiliriz. 

Aslında bize göre ortada pek de şaşılacak bir şey yok.  Zira Bahçeli daha önce de buna benzer pek çok çıkış yapmıştı.

Hatırlayın, 10 Şubat 2018 tarihinde Antalya’da gerçekleştirilen MHP il ve ilçe başkanları toplantısında “Küskünlükleri telafi edeceğiz, dargınlıkları gidereceğiz, gaflete kapılıp, yanılıp yenilip yanlışa düşen, sonra da vicdanen pişmanlık duyan, safiyane ve dürüst bir şekilde hatasını kabullenenleri tekrar kazanacağız” diyerek, eski yol arkadaşlarına zeytin dalı uzatan kimdi?

Söylesenize, MHP lideri, 1 Ağustos 2019’da da İYİ Parti Olağanüstü Kurultayı’na gönderme yapıp, “Fiziken orada, fikren aramızda bulunan dava arkadaşlarımın müştereken karar alıp Milliyetçi Hareket Partisi’ne dönüşün tarihi sorumluluğunu yerine getirmeleri halisane ve samimi beklentimdir” ifadelerini kullanmamış mıydı?

Bahçeli’nin Cumhur İttifakı’nın oyları eridiği için böyle bir çıkış yaptığını iddia eden aklıevveller önce kendilerine baksalar iyi ederler.  

MHP Genel Başkanı’nın çağrısı net.

“Buluşma yerimiz zillet değil millettir” diyor Bahçeli. Sayın Akşener’in Millet İttifakı’nda bir ayağının çukura düştüğünü söylüyor. 

Ne yani, yalan mı? Meral Hanım CHP ile HDP arasında git-gel yaparken yolunu şaşırıp “çukur”a düşmedi mi? Terör örgütünün siyasi uzantısının tehditlerine karşı susup oturmayı tercih etmedi mi?

Bahçeli’nin de dediği gibi, bu böyle gitmez. Ortaklarından birinin bir diğerine sürekli parmak salladığı bu ittifak modeli imkanı yok sürdürülemez.

•

Kimsenin İYİ Parti ile ortaklarının arasını açtığı falan yok. Zaten bu partiler arasında gerçek anlamda bir müttefiklik ilişkisi de yok. Mezkur birliktelik, Tayyip Erdoğan’ı alaşağı etmek için yapılmış bir işbirliğinden ibaret sadece. 

İttifakta “İP”lerin tamamen kopması yakındır. Baksanıza, pek çok İYİ Partili şimdiden homurdanmaya başladı bile.

Siz, Bahçeli’nin çağrısına “Biz zaten evimizdeyiz. Başkalarının kuyruğuna takılıp, evin yolunu kaybedenler düşünsün” şeklinde cevap yetiştirme çabasına girenlere kulak asmayın sakın.

İYİ Partililer kesinlikle evlerinde değil. Onlar resmen misafirlikteler. “Ev”deki hesabın çarşıya uymadığı gün geldiğinde de “Evli evine, köylü köyüne” denilerek kapının önüne konulacaklar. 

HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan, bu gerçeği itiraf etti zaten.

“İYİ Parti, size söylüyorum: Size rağmen, içinde bulunduğunuz ittifaka, HDP ve PKK’ya içinde gönül vermişlerin de olduğu insanlar oy verdi. Şu an koltuklarınızda HDP’nin oylarıyla oturuyorsunuz. Bu ittifakta, CHP ile yaptığınız ittifakta HDP’nin oylarının etkisi vardır. Ne yapacaksınız şimdi? Ne diyeceksiniz şimdi buna?” diyerek, muhataplarına açık açık “Aklınızı başınıza alın” tehdidinde bulundu.

Bize göre, her gün yeni bir sürtüşmenin yaşandığı ve dağılmasının mukadder olduğu Millet İttifakı’nda İYİ Parti’nin yerinin olmaması lazım. 

Hem ne demişti İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu? “Millet İttifakı’na Katolik nikahı ile bağlı değiliz” demişti değil mi?

“Terörün gölgesinin düştüğü yerde olmama” vaadinde samimiyseniz eğer, tavrınızı net bir şekilde koyun öyleyse.

“HDP bizim ittifak bileşenlerimizden biri değil” demekle iş bitmiyor. HDP, bal gibi de sizin ittifak bileşenlerinizden biri işte. 

PKK’ya “terörist”, Abdullah Öcalan’a da “teröristbaşı” diyemeyen bir toplulukla ne işiniz var sizin Allah aşkına?

•

İYİ Partililer tarihi bir tercihin arifesinde bulunuyor. 

Karşılarında iki yol var: Ya “Kandil’in yanında konumlandırdıklarını” söyledikleri HDP’nin yanında konumlanmaya devam edecekler ya da Bahçeli’nin çağrısına uyup evlerine geri dönecekler.

Kritik bir süreç bizi bekliyor. Görelim bakalım neler olacak.

Yeniakit