Fethullah Gülen ve Türkan Saylan
- GİRİŞ18.04.2009 13:16
- GÜNCELLEME18.04.2009 13:16
Fethullah Gülen ve Türkan Saylan
Ergenekon davasının 12. dalgası bağlamında ÇYDD ve ÇEV kurumları da tartışılıyor... Özgür bir toplumda her sivil girişimin kendine göre bir eğitim tasavvuru, bir insan yetiştirme tasavvuru olabilir. Bu tasavvur doğrultusunda da çalışabilir...
Gülen hareketi de eğitim olgusunu merkeze alan birçok sivil girişimleri içinde barındırıyor... Okulları, dersaneleri, yurtları var Gülen hareketinin... Türk genelkurmayının ilk fırsatını bulduğunda eğitimle alakalı bu Gülenci kurumları hadım etme niyetinin olduğunu biliyoruz... Genelkurmay karargâhının Gülen hareketine karşı bu tavrı dolayısıyla hareket mensupları da her an teyakkuz halinde yaşıyor...
Genelkurmay’ın Gülen hareketine yönelik bu düşmanca tavrını hiçbir vicdan sahibi onaylayamaz... Genelkurmay karargâhının kimi toplumsal kesimlere, kimi sivil örgütlenmelere bu şekilde düşman olma hakkı yoktur, olamaz. Bu hem hukuken hem de ahlaken kabullenilemez bir durumdur... Başbuğ’un son konuşmasında bir sürü şey muğlaktı ama tek şey netti... Başbuğ yönetimindeki Türk genelkurmayının şu an başlıca hedefi Gülen hareketinin nüfuz alanının daraltılması ve faaliyetlerinin olabildiğince iğdiş edilmesidir... Bu zihniyeti paylaşan birçok yayın organı da Gülen hareketine ilişkin maksatlı, dezenformatif ve bel altı vuran yayınlar yapıyor... Adeta Gülen hareketinin dağıtılmasına ilişkin bir operasyonel zemin hazırlıyor bu yayın organları...
Fakat üzücü olan Gülen hareketinin yayın organlarının da ÇYDD ve ÇEV ile ilgili aynı operasyonel zihniyetle davranabilmesi... Bu iki Kemalist derneği PKK’lılıkla ve Hıristiyan misyonerliğiyle bağlantılı gösteren saçma sapan ve ahlakdışı haberlere imza atabilmesi... Ulusalcı-Ergenekoncu medya organlarının dindar kesimlere ve Gülen hareketi mensuplarına yönelik kullandıkları dilin aynısını ÇYDD mensuplarına ve Türkan Saylan’a dair kullanıyor hareketin yayın organları...
Gülen hareketinin tüm mensuplarına, başta Ekrem Dumanlı olmak üzere de tüm Zaman gazetesi camiasına da buradan seslenmek istiyorum... Özel Kuvvetler Komutanlığı’nın ÇYDD ve ÇEV ile ilgili ifade ettiklerine itibar ederseniz, aynı kurumun Gülen hareketiyle ilgili saçma sapan raporlarına da itibar etmek zorunda kalırsınız... Gülen hareketiyle ilgili onca dezenformasyonun nereden kaynaklandığını düşünüyorsunuz? O bütün “Cemaat ABD’nin piyonudur. Okulların yerini önce ABD belirliyor, sonra orada okul açıyorlar. Fethullah Gülen ABD’ye payandalık ediyor” söylemlerinin kaynağı neresi?
Bu raporları hazırlayanların zihniyet haritası Türkiye toplumunun bütün kesimlerine karşı aynı çarpıklıktadır aslında... Bütün toplumu tek bir kalıba dökmek isteyen, bu coğrafyanın temel hastalığı olan İttihatçı zihniyeti yansıtır o raporlar...
Türkan Saylan ne kadar iman etmiş bir Kemalist olursa olsun, bu ahlaksız zihniyet nazarında aile kökenlerinden ötürü potansiyel bir suçlu konumundadır... O sebeple Saylan’ın Kürt çocuklarına burs sağlamaya çalışması bile hemen PKK’lılıkla suçlanmasına sebep olabilir. Annesinin Hıristiyan olmasından dolayı potansiyel bir “misyoner adayı”dır... Türk devlet zihniyeti kendine en fazla iman etmiş insanı bile böyle görür, böyle değerlendirir... Bilin ki Saylan’ın ailesinde kimi şeyhler ve âlimler olsaydı, bu hâkim devlet zihniyeti Saylan’ı potansiyel “dinci, Fethullahçı” adayı olarak görebilirdi... Özü itibariyle Saylan ile aynı dünya görüşünü paylaşan Toktamış Ateş, İslam ile ilgili konularda biraz “hoşgörülü” olduğu için egemen devlet zihniyetinin dilinde “Fethullahçı” olarak anılıyor bugün... Saylan ise aile kökenlerinden ötürü “Hıristiyan misyoneri”...
Bu ülkede hepimizin görmesi gereken bir şey var... Ergenekon adını verdiğimiz Türk derin yapılanması bu toprakların kadim hastalığı olan İttihatçılığın uzantısı mahiyetinde bir yeraltı örgütlenmesidir... İttihatçılık da gayrımüslimleri Müslümanlaştırmak, Alevileri Sünnileştirmek, Sünnileri laikleştirmek ve Kürtleri Türkleştirmek üzerine temel stratejisini kurmuş hastalıklı bir zihniyet yapısıdır... Bu zihniyet için Sünni-dindarlar da, Aleviler de, Kürtler de, gayrımüslimler de potansiyel tehdittir... Bu zihniyet Hıristiyan misyonerleriyle Gülen hareketini aynı ölçüde düşman görür. Unutmayalım ki Zaman gazetesinin itibar ettiği Özel Kuvvetler tipi yapılanmalar bundan birkaç yıl önce tüm ışık evlerini de ev-kilise olarak gösteren raporları medyaya sızdırmıştı... O “raporlar” da doğru mu? Ergun Poyraz tipi adamlara ışık evlerinde Hıristiyanlık propagandası yaptırılıyor diye yazdırtan ve bu “bilgi”yi yaydırtan güç, Saylan’ın aile kökenlerine dair ırkçı tavrı sebebiyle aynı zamanda ÇYDD için de aynısını yaptırabiliyor bu ülkede...
Merak ediyorum, bu alçak oyunlara karşı hep birlikte duracağımız günler gelecek mi acaba? Yoksa bu İttihatçı zokaları hep yutmaya devam mı edeceğiz? Ve bu zihniyet hep mi egemen olacak bu topraklarda?
Yorumlar25