Gazze yanarken alkış tutan Yahudiler
- GİRİŞ10.01.2009 13:11
- GÜNCELLEME10.01.2009 13:11
Son yapılan kamuoyu araştırmalarına göre İsrail halkının yalnızca % 6’sı bu operasyonun Kassam saldırılarını tamamen durduracağına inanıyor ancak % 81’i Hamas’a karşı yapılan operasyonu destekliyor.(1)
İlk gelen bu bilgilerden sonra oranlar sürekli değişiyor. Yeni yapılan araştırmalar dünya medyasına yansıdığı şekliyle çok daha yüksek bir orana % 95’lere (2) kadar halk desteğinin çıktığını gösteriyor. Bu durum İsrail’de yaşamakta olan Yahudilerin savaşa olan bakışlarını yansıtması bakımından önemlidir. Açıkça Yahudi halkı savaşın olmasını istemektedir. Politikacılar da bunun farkında ve bu isteği oya tahvil etme çabasındadır.... Dolayısı ile sadece bireysel değil millet olarak Yahudilerin sertlik ve savaş yanlısı olduklarını bu araştırma sonuçlarına göre rahatlıkla ifade etmek mümkündür.
Örneğin 07 Ocak 2009 tarihinde, Çarşamba günü akşamında TRT2 televizyon kanalında Büyüteç adlı bir program yapıldı. Programda Gazze’ye bakan bir tepede konuşlanmış spiker arkasına aldığı şehrin önünde kameraya bakarak konuştu. Şehire atılan bombaların ses ve parlamaları gökyüzünü yararak geliyor ve kulakları rahatsız ediyordu. Burada yaklaşık on beş gündür bulunduklarını ve yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Şehre giremediklerini, buradaki gazetecilerin şehirde yaşananları yeteri kadar bilemediklerini açıklamaya çalıştı.Verdiği bir bilgi çok dikkat çekiciydi. Zaman zaman Gazze’yi gören bu tepeye kafalarındaki kipalarıyla Yahudilerin geldiğini söyledi. Ve burada gazetecilerle birlikte savaşı seyrederlerken şehrin üstüne düşen bombaların yaptığı gürültü ve ışık parlamalarıyla birlikte Yahudilerin alkış tutup tezahürat yaptıklarını, sevinç çığlıkları atarak mutlu olduklarını açıkladı.
Düşmanının ölümüne çığlık atarak ve alkışlayarak sevinmek dünya insanlığının karşılaşacağı en son ve uç örneklerden birisi gibi duruyor...Bir savaş sırasında hiç bir dünya milletinin böylesine bir psikolojiyle davranabileceğine inanamazsınız.
Peki Yahudileri bu kadar ırkçı yapan, ölçüsüz ve kontrolden çıkmış güç kullanmaya iten, acımasız ve duygusuz kılan, ölümden ve öldürmekten adeta haz duymalarına neden olan psikoloji hangi faktörlerden besleniyor? Akıl tutulması, duygu ve insaf körlüğü mü yaşıyorlar? Kendi içlerinde yaptıklarının yanlış olduğunu ifade eden hiç mi bir aydın çıkmıyor? Elbette çıkıyordur fakat Yahudi Lobisi sadece İsrail’de değil başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere dünyanın pek çok ülkesinde büyük bir güç olduğunu defalarca ispatlamıştır. Nitekim Harvard ve Şikago Üniversitelerinde çalışan iki akademisyen olan Stephen Walt ve John Mearsheimer’in başına gelenler bunu açıklamak için en uygun örneği teşkil etmektedir. Bu iki akademisyenin İsrail’in Amerikan dış siyaseti üzerindeki etkisini araştıran çalışmaları onları işlerinden etmiş, korkunç baskılara maruz bırakmış ve pek çok sıkıntı yaşamalarına neden olmuştur.
Yahudilerin sadece Müslümanlarla değil, aslında dünyada pek çok milletle olan sağlıksız ilişkileri hangi sebeplerden kaynaklanıyor? Bu insanlar neden hep sürgün hayatı yaşamak zorunda kalmışlardır? Yahudiler dünyanın bir çok ülkesinde dışlanarak yalnızlaştırılmış ve kimi zaman haksız uygulamalara da maruz kalmışlardır. Bir başka millet değil de neden onlar? Yaşadıkları bu durum çoğunlukla yabancı ülkelerde dar bir cemaat olarak kalmalarına neden olmuş, kendi içlerinde olan yaşamları onları dışsal denilebilecek kültürel, dini ve psikolojik etkilerden büyük oranda korumuş, dejenere olmalarını engellemiştir. Kendi içlerine kapanık yaşamak; ırksal, psikolojik ve kültürel anlamda Yahudileri homojen ve orjinal bir millet yapmıştır.
Mevcut psikolojik özelliklerinin kaynağını; yakın tarihte meydana gelen olaylara bağlı veya yaratılışlarından yada kendi içlerinde kendilerine kazandırdıkları özellikler olmak üzere iki ana başlıkta açıklamak mümkündür. Aslında en doğru olan yaklaşım “farklı ırklar arasındaki psikolojik farklılıkları açıklamak yerine ilk başta bu ırkların psikolojik olarak farklı olduklarını anlamak gerektiğini açıklamak...” (3) en anlamlı çaba olacaktır. Nasıl ki bireysel olarak hepimiz farklı parmak izleri taşıyorsak, tarihten gelen ve sürekli gelişerek başkalaşan farklı psikolojik özelliklerimizin olduğunu kabullenmek ama bunu ırkçılık bağlamına indirgemeden yapmak mecburiyetini bilmemiz gerekiyor.
Yahudilerin yaratılışlarından gelen özelliklerinin açıklanmaya başlanması tarihsel kayıtların aktarıldığı İslam ve İslam öncesi dönemlerden gelir. Tarih sadece olayları değil olayları ortaya çıkaran her kimse onun/onların ruh halini de kaydetmektedir. Dolayısıyla geleceğe bakıp yorumda bulunurken geçmişin bilgisini kullanmak ve bunlardan dersler çıkarmak akıl sağlığı yerinde olan her insanın/milletin kazanması gereken önemli bir alışkanlıktır.Yahudilerle ilgili psikolojik gerçekleri Kuran-ı Kerim olayları ve bunların sonuçlarını anlatarak net ifadelerle açıklamış ve İslam Peygamberi(s.a.v) hadislerinde bu gerçekler hakkında bilgiler vermişlerdir. İlerleyen makalelerde bunlar hakkında daha ayrıntılı belgelerle birlikte değerlendirmeler yapılacaktır.
Şimdilik yakın zamandan başlayarak Yahudilerin yaşadığı ve onları etkileyen olaylardan kısaca bahsetmekte fayda vardır. Fakat bu olayların yaratılıştan gelen özelliklere göre kayda değer olmadığı öncelikle ifade edilmelidir.Yahudilerin psikolojisinin tarihsel süreçte her karşılaşmış oldukları olaydan etkilenmesi normaldir ve bu gerçek sadece onlara özel bir gerçek değildir. Özellikle bu süreçte ‘Holokost’tan etkilenmeleri gayet doğaldır. Bir kaç gün önce ajanslara düşen ve İran Cumhurbaşkanının ifade ettiği ‘asıl Holokost Gazze’de yaşanıyor’(4) diyerek açıklama yapması kayda değerdir. Peki Holokost nedir? “Holokost, Nazi rejimi ve işbirlikçileri tarafından sistemli, bürokratik yollarla, malî açıdan ülke eli ile desteklenen bir şekilde yaklaşık altı milyon Yahudi'nin hapsedilmesi ve öldürülmesidir. “Holokost” Yunan kökenli bir sözcük olup, “ateş başında kurban etme” anlamına gelir.
Almanya'da Ocak 1933'te iktidara gelen Naziler, Almanların “ırksal anlamda üstün” olduğuna inanıyor ve “aşağılık” olarak kabul edilen Yahudileri sözde Alman ırkı toplumuna karşı yabancı bir tehdit olarak görüyorlardı. Holokost döneminde, Alman yetkililer ayrıca “ırksal olarak kendilerinden daha aşağıda” gördükleri diğer grupları da hedef aldılar. Romanlar (Çingeneler), engelliler ve Slav halkların kimileri (Lehler, Ruslar ve diğerleri) hedef alınan diğer gruplar arasındaydı. Aralarında Komünistler, Sosyalistler, Yehova Şahitleri ve eşcinseller de olan bu gruplar siyasi, ideolojik nedenlerle ve davranışlarına bakılarak hapsedildiler.” (5)
Holokost’la bağlantılı diğer bir faktör Antisemitizm kavramıdır. Dünyada kapsamlı ve sistemli bir şekilde yapılan etkinliklerle Yahudilerin diğer milletlere olan ön yargısı olumsuz yönde etkilenmiştir. Bu kavramdan yola çıkılarak sadece Almanya’da değil pek çok dünya ülkesinde Yahudilere karşı yapılan dışlayıcı müdahaleler onlarda kendilerine olan bakışı bile olumsuz yönde etkilemiştir. Zira her yerden ve her farklı milletten dışlayıcı muameleye maruz kalmak insan ve millet onurunu haliyle aşındıracaktır. Bu dışlayıcı uygulamaya Türkler karşı çıkmış ve mazlum durumundaki Yahudilere Osmanlı kucak açmıştır. Antisemitizm bir çok kişi için ilk kez duyulan bir kelime olabilir... “Antisemitizm terimi Yahudilere karşı önyargılı olma, onlara karşı düşmanlık besleme anlamına gelir.“
“Modern çağda ise, antisemitistler nefret etmekten oluşan ideolojilerine bir de siyasi boyut eklediler. On dokuzuncu yüzyılın son çeyreğinde Almanya, Fransa ve Avustralya’da Yahudi karşıtı siyasi partiler kuruldu. Protocols of the Elders of Zion (Siyon Liderlerinin Protokolleri) gibi yayınların basılması uluslararası Yahudi komplosunun gerçek dışı teorilerini ortaya çıkarmasına yol açmış ya da bu teorileri desteklemiştir.” Her ne kadar internet ortamında ulu orta açıklanmaya devam edilse de bu protokollerin doğruluğu/yanlışlığı ile ilgili pek çok spekülasyon vardır. Bu protokollerdeki bazı maddelerde maalesef insanlığın yüzkarası olabilecek ifadeler bulunmaktadır.
“1933’te Nazilerin iktidara gelmesiyle, parti Yahudi karşıtı ekonomik boykotlar yapılması, herkesin gözü önünde kitap yakılması emrini verdi ve ayrımcı Yahudi karşıtı yasaları kabul etti. 1935’te, Nuremberg Yasaları ırkçı bir yaklaşımla Yahudileri taşıdıkları “kana” göre tanımladı ve “Ari ırk” ve “Ari olmayan ırk” ayrımı yapılması emrini verdi. Bu vesile ile ırkçı hiyerarşi de yasallaştırılmış oldu.”
“9 Kasım 1938 gecesi, Almanya ve Avustralya'nın her yerinde Naziler sinagogları ve Yahudi dükkanlarının camlarını yerle bir etti (günümüzde bu olay Kristal Gece Katliamı ya da Kırık Camlar Gecesi olarak bilinir.) Söz konusu olay soykırımın Nazi antisemitizminin tek odak noktası hâline geleceği yıkım dönemine geçişin başlangıcı oldu.” (6)
(1) Haymi BEHAR 31 Aralık 2008 Şalom Gazetesi
(2) Ulusal Basın
(3) Graham Richards, Psikolojiyi Yerli Yerine Oturtmak, Say Yayınları 2. Baskı 2005 İstanbul,
16. Bölüm Psikoloji ve “Irk” Sayfa:235
(4) Ulusal Basın
(5) http://www.ushmm.org/wlc/tr/article.php?ModuleId=10005143
(6) Aynı Kaynak.
Recai Yahyaoğlu / Haber 7
dryahyaoglu@hotmail.com
Yorumlar7
-
ali yazar
16 yıl önce
Şikayet Et
kudusulena. kudusü tekrar aldılar.ama orada başka milletten kimse yaşamayamazki.adamlar tevratla yönetiyor ülkeyi.bu kadar bağnaz kişilerin kutsal toprakları nasıl yöneteceğide ayrı bir konu.
Beğen
Cevapla
-
hasan tahir
16 yıl önce
Şikayet Et
tuncay güney hayranıyım... tuncay güney hayranıyım..yahudiyim diyen bi adamın gazzeden sonra türkiyeyi bombalamasına çanak tutanlarıda ayrıca kutluyorum....
Beğen
Cevapla
-
A.Kerim ÜREK
16 yıl önce
Şikayet Et
SOYKIRIM. Akadaşlar gerçekten soykırım orda bir haçlı seferi var,pilot lar hepsi ABD li israil liler ise tepelere, pikniklere çıkıp kaç kişi katledildi diye iddaya giriyorlar işgal altındakı topraklarda vahşice, kinle,nefretle katleden mantık hiçmi sizi düşündürmüyor Allah,a yemin ederimki en büyük hedef biziz.haclı seferidir bu insan kendi aklıyla vardır ne ABD nede avrupa ses yok uyanık olmamız lazım...!!!!!!!!!!!!!!!!!!!! A.KERİM ÜREK
Beğen
Cevapla
-
A.Kerim ÜREK
16 yıl önce
Şikayet Et
SOYKIRIM. İsmi bile dehşet verici(SOYKIRIM)evet gerçek bazı kavimler varki,yok edilmesi gerekiyor çünkü onlar yaşam,yapı ve geçmişten gelen tarih olayları ve geleceğinden kuşkulu dengesiz üstünlük pisikolojisi o ırkı yok etmeye itiyor bununda adı:İSRAİL,dır dün zülme uğrayan bir lanetli kavim bugün ZÜLM ediyorlar kontrolsuz bir sekilde bu dünya seyretmektedir son olarak diyorumki bu kontrolsuz güç kontrol altına alınmazsa tüm DÜNYA çok zarar görürü saygılar..KAHROLSUN ABD,İSRAİL a.kerim ürek
Beğen
Cevapla
-
Kadir Asker
16 yıl önce
Şikayet Et
Recai Bey. hersey dogru guzelde Avutsralya degil, Avusturya'dir. Makalenizde gecen butun Avustralya'lar Avusturya olarak degistirilmelidir.
Beğen
Cevapla
Daha fazla yorum görüntüle