Sen büyüksün daha büyük düşün

  • GİRİŞ19.02.2009 08:34
  • GÜNCELLEME19.02.2009 08:34

SEN KAİNATSIN DAHA BÜYÜK DÜŞÜN…


Rüzgara karşı durmak akıntıya kürek çekmek gibidir… Rüzgar güçlüdür, akıntı gibi… Kitlelerin yönü rüzgarın ve akıntının istikametidir…

Her insanın istikameti farklıdır…

‘İstikameti doğrudan yana’ diye bir şey yoktur aslında… İnsanların hepsi doğrudan yana olduklarının yanılgısı içindedirler… Gerçek doğruyu maalesef çoğumuz idrak etmekten yoksunuzdur.

Peki o zaman çoğu kişi yanlış yolda mıdır? Tabi ki hayır…

Diğer yandan çok derin düşünüldüğünde bu soruya evet demekte hayır demek kadar kolay değildir…

Zamanımız her geçen gün bozulan dengeleri, haksızlıkları, savaş ve zulümleri temsil eden bir zaman haline evrildi… Parası ve makamı olan güçlü, fakir ve yoksul güçsüz kabul edilmeye başlandı…Eskilerin dediği gibi ahir zamanın bu kadar üstümüze abanan etkilerini yaşarken insanların çoğunlukla doğru olanı bulmaları mümkün  mü?

Çoğunluğun tercihi makbul olabilir mi?

Böylesi bir zamanda az olan azınlıktan yana mı olmalı yoksa çok olan çoğunluğun içinde kaybolmalı mı?

Yüreğimizin sesi bizi nereye götürmek istiyorsa oraya yönelmeli ve hakikaten ehil olduğuna inandığımız insanları ve partileri desteklemeliyiz…

Rüzgara karşı durmak ile akıntıya kapılmak arasındaki farkı anlayabilmek kolay değil… Akıntının içinde çer çöp olabileceği gibi rüzgarın istikameti huzur veren limana doğru götürebilir bizleri…

Yine de vicdanen en rahat olacağımız yer neresi ise orada olmayı tercih etmeliyiz… Günü kurtarma telaşı veya menfaatimizi değil inanç noktasındaki samimiyeti birinci derecede kıstas almalıyız…

Unutmamak gerekir ki herkes inançlı…  O zaman inançlı olanlar içinden inançları ve yaşam biçimi bize en yakın olanı tercih edeceğiz… İş yapan, hizmet üreten, sosyal ilişkilerde başarılı olan, haklıyı savunarak mağduru düştüğü yerden kaldıranı seçeceğiz…

Makam ve mevkiinin geçici olduğunu idrak etmiş, bu makamların bizlere emanet olarak verildiğinin bilincinde olanları, kolay ulaşılabilir ve hemen sonuç verebilir olanları destekleyeceğiz…

Kin ve nefret duygularını aşmış, inatçılığın ve adam kayırmacılığın kendisi için bir zulüm olduğunu kabullenmiş, insanları affeden ve liyakata önem vererek sürekli akil insanlarla istişare yapıp doğru ve mantıklı kararlar alma yeteneğindeki insanları sahipleneceğiz…

Hakikaten zor bir karar.... Zihin ve akıl çok iyi çalışmaya başlayınca karar vermekte hakikaten zorlaşıyor… Rüzgarın karşısında durmak kolay mı? Akıntıya karşı kürek çekmek cesaret ve yiğitlik gerektiriyor…

Kitlelerin psikolojisi bizi kandırmasın… Çoğunluğun desteklediği doğru olmayabilir… Geçmiş yıllarda çoğunluğun desteklediği ne hükümetler bizleri hüsrana sürüklemedi mi? Şimdiye kadar kitlelerin aklı çok kolay manipüle edile geldi…

Bireysel olarak akıllıyız fakat kitlesel olarak çoğu zaman aklımızı tam ve doğru olarak kullanamıyoruz… Çoğunluğa ait olduğumuzu hissetmek ruhlarımızı doyuruyor sanki… Rüzgara ve akıntıya kapılmak daha kolayımıza geliyor… Çokluk her zaman makbul olmayabilir… Az olanda belki muteber değildir...

Yüreğinizin en derin köşelerinde neyi hissediyorsanız, yüreğinizle birlikte aklınızı kullanıp hatta her ikisini de harmanlayarak o yöne doğru yürüyün…

Bu ülke hep kazansın…

İnsan beyni içindeki muhteşem donanımla küçük bir kainattır… ”Sen Türkiye’sin büyük düşün” demek yeterli mi? Kesinlikle hayır…

”Sen tüm kainatsın daha büyük düşün” diyen birileri çıkabilir mi?

Neden olmasın?

Dr. Reai YAHYAOĞLU / Haber 7
dryahyaoglu@hotmail.com
www.tamtip.com

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat