Morşerlerin psikolojisi

  • GİRİŞ15.08.2009 12:42
  • GÜNCELLEME15.08.2009 12:42

Monşer kelimesinin tanımı: TDK (Türk Dil Kurumu)  sözlüğünde: “Aziz dostum” anlamında sesleniş ve “Davranışlarında batı özentisi içinde bulunma” şeklinde yapılmaktadır.

Monşer Fransızca bir kelime olup mon cher olarak yazılmaktadır. Fransızca anlamı olarak erkeklere hitaben “tatlım, canım” anlamına gelmektedir.”*

Monşer tabiri daha çok emekli olmuş yüksek diplomatlar için kullanılmaktadır. Özellikle Dışişleri Bakanlığı’nda görevli elçiler en ideal monşer tabirine uyan bürokratlar olarak değerlendirilmişlerdir. Bunların pek çok tipik özellikleri vardır. Biz sadece bir kaçını ifade ederek onların genel ruh hali üzerinden bazı tespitlerde bulunacağız.

Bilindiği üzere yakın geçmişte Başbakanımız monşer kavramını gündeme getirmiş kendisinin monşerlerden çok farklı olduğunu belirtmiştir. Çünkü Başbakanın Davos’ta yaptığı çıkış eski bazı büyükelçiler tarafından bir fiyasko olarak değerlendirilmiş hakkında aslı astarı olmayan spekülasyonların yapılmasına neden olmuştu.

Şu anda politika sahnesinde bulunan pek çok insan monşerlerden farklıdır çünkü onlar milletin vekili olarak millet tarafından parlamentoya gönderilmişlerdir. Başbakan elit, aristokrat bir kişiliğe sahip değildir. O mütevazidir. Anadolu-Karadeniz insanı ruh halinin genetik kodlarını taşımaktadır.

Bildiği doğruları açıkça söyler ve beden dilini rahatlıkla kendine duyduğu güven doğrultusunda açıkça ortaya koyma becerisi gösterir. Politikada genellikle bu tarz bir yaklaşım etkindir. Çünkü bu topraklarda yaşayan insanlar kendilerine benzer olanları ve kendileri gibi doğal davrananları destekler.

Monşerlerin farklılığı; onların aristokrat, elit kişilik ve geçmişlerinden gelir. Çoğunun ailesi içinde zaten üst düzey bürokraside veya ülke yönetiminde görev yapmış insanlar vardır. Bu yüzden monşerler ciddi bir eğitim sürecinden geçerek yetişirler. Ülkenin en iyi okullarında okumuşlar hatta bu okullarda birkaç yabancı dili konuşabilecek kadar iyi öğrenerek eğitimlerini tamamlamışlardır.

Yabancı kökenli okullarda okurlarken kendi ülkelerinin insanlarından uzak bir yaşamları olmuştur. Milletin ve genel manada ülke insanlarının nasıl düşünmekte veya nasıl yaşamakta olduklarından haberleri yoktur. Kendi toplumlarına derin bir yabancılaşmayla birlikte yetişmişlerdir. Toplumun milli ve manevi değerlerini yeteri kadar bilmezler. Bu yüzden genel çoğunluk onlar için eğitim düzeyi düşük ve cahil insanlardan oluşmuştur.

Monşerlerin en karakteristik özellikleri kendi içlerinden çıktıkları milletlerinin hissiyatıyla ilgilerinin oldukça zayıf olmasıdır. Bu durum bir bakıma hayatın doğal seyrinde gerçekleşmiştir. Çünkü onlar milletten uzak bir yaşam sürmüşler, sırça köşklerde, zengin malikanelerde yaşamışlar, kendi değerlerinden farklı kolejlerde yetişmişlerdir. Bu yüzden millet gibi düşünmekten millet gibi yaşamaktan uzak bir hayatları olmuştur.

Milleti hor ve hakir gören bir zihniyetle uzun yıllar yetiştirildiklerinden sürekli siyaset adamlarıyla sorunlar yaşamışlardır. Bu sorunlar özellikle Ak Parti iktidarıyla en yüksek seviyeye çıkmış ve hatta Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın söylemiyle de popüler bir hale dönüşmüştür. Monşerler üzerinden pek çok insan farklı değerlendirmelerde bulunmuş onların genel olarak yaşam serüvenleri televizyon konusu bile olmuştur.

Bürokratik oligarşi deyimi yine bu hükümet zamanında gündeme gelmiş ve bundan bürokraside üst düzeyde görev almakta olan elit, seçkinci bürokratlar sorumlu tutulmuştur.Bürokratik oligarşi deyimiyle hükümetin yapmakta olduğu yenilikler, halkın yararına olan uygulamalar, sosyal projeler gibi pek çok konuda yapılan olumlu gelişmelerin engellenmekte olduğu ifade edilmeye çalışılmıştır.Bu engellemeden genel olarak monşer zihniyetiyle uyumlu bürokratlar suçlanmışlardır.

Monşerler genel çoğunluk tarafından halkın iktidarını içlerine sindirmekte zorluk çeken devlet memurları olarak da düşünülmektedirler. İyi eğitim almış olmaları ve halktan uzak tavırları onların milli hislerinin nispeten halktan farklı olduğu şeklinde değerlendirilmektedir. Halkçı-ulusalcı olduklarını söyleseler de halktan kopuk olmaları onların inandırıcılıklarını engeller. Milliyetçilikleri zayıftır. Örneğin Ege’de Yunanlılara masa başında verdiğimiz adalar ve sürekli masa başında yaşadığımız kayıplardan bu zihniyet sorumlu tutulur. Dolayısıyla aslında halkta bu tarz diplomatlara karşı ciddi bir memnuniyetsizliğin varlığı çok eskilere dayanır.

Monşerler siyaset adamları gibi cesur değillerdir. Korkak ve kendilerine güvensiz tavırları vardır. Diklenmeden dik durarak sert bir muhalefet yapmak onların işi olamaz. Emir almaya ve aldıkları emirleri uygulamaya yönelik yetişmişlerdir. Aktif değil pasiftirler. Dolayısıyla yapı itibarıyla politikaya yabancı bir kişilikleri vardır. Politikanın içinde bulunanlar eski silik davranışlarından kurtularak cesur ve radikal bir muhalefet yapabilme kudretine bir türlü sahip olamazlar.

Monşerler için halk genel olarak dışarıya bağımlı insanlar olarak değerlendirmede bulunur. Örneğin pek çoğunun Rotary, Lions ve Mason dernekleriyle bağlantıları olduğu söylenir. Yapılan araştırmalar hakikaten bu yargıyı doğrulamaktadır. Bazılarının bu belgeleri bu derneklerin çeşitli yayınları vasıtasıyla belgelenmiştir. Bu dernekler hakkında genel halk çoğunluğunun sıcak duygular beslemediği herkes tarafından bilinir. Bu yüzden halkımız monşerleri kendilerinden biri gibi görme yanılgısına kapılmazlar. Onlar için monşerler sürekli dikkat edilmesi gereken insanlar olmuşlardır.

* İnternet ortamı

Dr. Recai YAHYAOĞLU / Haber 7
www.tamtip.com
dryahyaoglu@hotmail.com  

 

Bu yazıya ilk yorum yapan sen ol

Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat