Suriye’yi kim karıştırmak istiyor?
- GİRİŞ11.03.2025 08:39
- GÜNCELLEME11.03.2025 08:39
Ahmet el Şara başarabilecek mi?
Rejime karşı başlattığı devrim yürüyüşü ile öngörülmeyen bir şekilde Esat rejimini devirdi.
Şimdi işin en zor safhasında. Devrimi yaşatmak devrim yapmaktan daha zor. Ahmet el Şara devrimi yaşatacak ve Suriye’nin birliğini koruyabilecek mi?
Yaşanan son olaylar Suriye’de işlerin hiç de kolay olmayacağını bir kez daha gösteriyor.
Ahmet el Şara zeki ve teşkilatçı bir isim.
Ahmet el Şara mücadeleci, gözü pek bir isim.
Ahmet el Şara zor şartlarda örgütünü yönetme ve motive etme başarısı göstermiş bir isim.
Ahmet el Şara, Suriye’nin dini ve etnik yapısı yanında onların hassasiyetlerini iyi bilen bir isim.
Ahmet el Şara için yukarıdaki değerlendirmeleri yapabiliriz, nitekim yapılıyor da. Ancak Ahmet el Şara’nın devlet tecrübesi sınırlı.
Her bakımdan kaynakları kurumuş bir ülke teslim aldı. Devlet kurumları çürümüş vaziyette. Uyuşturucu ticareti yapan bir rejimden herhalde sağlıklı bir devlet mirası kalacak değildi. Esat sistemi, devlet ricalini, bürokratik kadroları insan müsveddesine çevirmiş. O sebeple a’dan z’ye devletin yeniden inşası lazım. Yeni yönetimin işi bir hayli zor.
Şöyle düşünelim.
Osmanlı İmparatorluğu’ndan sonra kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti köklü kurumların hiçbirini kapatmadı. Tapu Kadastro, mali teşkilat, bayındırlık hizmetleri gibi. Yetişmiş bürokratlar, akademik kadrolar Cumhuriyet döneminde de görevlerine devam ettiler. Cumhuriyeti kuran kadrolar Osmanlı’nın sivil veya askerî bürokrasisini oluşturan isimlerdi zaten. Politikalarda köklü değişiklikler olsa da devletin insan kaynağı birikimi devam etti. Bu durum yeni dönem politikaların kurumsallaşmasına katkı sundu.
Suriye’de böyle bir durum yok. Türkiye Cumhuriyeti kurulurken sahip olduğu tecrübe ve insan kaynağı değerlerine Suriye yönetimi sahip değil. Suriye’nin oturmuş köklü kurumları ve yetişmiş insan kaynağı birikiminden söz edilemiyor. Kukla yönetimler yüzünden bir devlet geleneği de oluşmadı.
İşte bu durum Suriye üzerinde hesabı olanların ekmeğine yağ sürüyor. Ahmet el Şara’nın hukuk ve özgürlük gibi alanlarda yaptığı makul açıklamalar uluslararası camiada dikkat çekiyor. Geçiş dönemi için adil ve hoşgörülü bir devlet başkanı profili, AB ülkeleri başta olmak üzere Suriye’ye ılımlı yaklaşımların gelişmesini sağladı. Suriye’de sistemin oturması ve kurumsallaşması için zamana ihtiyaç var. Ancak Suriye üzerinde hesabı olanların ona bu fırsatı vermeye hiç niyeti yok.
Fotoğraf şöyle:
İsrail’in yayılmacı hedefi Hermon Dağını kontrol altına alıp, Dera ile Kuneytra arasındaki yerleşimleri işgal ile sınırlı kalacak gibi görünmüyor.
Dürziler İsrail’in desteğini alarak Suriye’den kopma girişimindeler. Bir taraftan İran, Şia yayılmacılığına yıllarca yaptığı yatırımın çöpe gitmesinden rahatsız.
Diğer taraftan Lazkiye bölgesinde Esat kalıntıları karşı devrim niyetinde olduklarını açıkça ilan ediyorlar. Yetmedi meşru orduya pusu kurup, askerleri öldürüyorlar.
Tüm bu karmaşa içinde Suriye’nin birliği ve bütünlüğünü muhafaza etmek, güvenliğini sağlamak, kalkınmayı başlatmak kolay iş değil.
Lazkiye olaylarını, Türkiye’de bile Alevî katliamı formatına dönüştürmek isteyen kampanya hiç de iyi niyetli değil. Olayları okumasını bilenler için, karşı devrim provokasyonunu görmek zor değil. Suriye hükümetinin kurumsallaşmasını henüz tamamlayamamış olmasından kaynaklı istenmeyen olayların nereye tahvil edilmek istendiği önemli. Elbette suçluların hak ettikleri cezayı alması gerekir. Ancak Suriye’yi parçalama niyetinde olanlar, planladıkları karmaşaya ulaşmış olmanın fırsatıyla işi mecrasından çıkartma niyetinde. Nerede bir haksızlık varsa ona karşı durmak bir ahlaki disiplin ister. Aynı kesimlerin vaktiyle Esat’ın yaptığı katliamlara hiç ses çıkartmaması nasıl bir çifte standart ve nasıl bir ayrımcılık girdabında yüzdüklerini gösterir.
Lazkiye ve Tartus’ta yaşanan olaylar kirli hesabı olanların tezgâhını perdeleyemez. Aşağıda birkaç haberi peş peşe sıralayınca Suriye’de kimlerin kan ve gözyaşı hesabı olduğunu görürsünüz.
Amerikan Wall Street Journal; “Türkiye destekli grupların Suriye’yi birleştirmesinden İsrail endişe ediyor”.
Sultan Murat Tümeni Komutanı Fehim İsa; “İsrail Tişrin-Karakozak hattına Dürzileri getiriyor. Dürziler ve PKK’yı müttefik kılmak ve burada Dürzileri Suveyda’daki kitle üzerinde propaganda aracı olarak kullanmanın peşinde. Bu ölümler üzerinden devrim ve Türkiye aleyhinde kışkırtmak ve konsolide etmeyi planlıyorlar”
İran Dini lideri Ali Hamaney; 'Suriye'nin gençleri! Kaybedecek bir şeyiniz kalmadı; ayaklanın, direnin; o zaman kazanacağınız çok şeyler olacak..
Ukrayna konusunda ittifak sağlayan ABD ve Rusya’nın BM nezdinde ortak girişimlerini de ilave edersek, Suriye karşıtı cepheyi görmüş oluruz.
Suriye’de normalleşme karşıtı cephenin aynı zamanda Türkiye’nin terörle mücadelesinde de başarısız olmasını istediği gayet açık. Ahmet el Şara’nın bu zorlu süreci atlatmak için Türkiye’nin bilgi ve tecrübesine daha çok başvurması gerekecek.
Yeni Akit
Yorumlar2