ABD’nin Küresel Çöküşü

  • GİRİŞ13.06.2025 08:20
  • GÜNCELLEME13.06.2025 08:20

Trump’ın, “Make America Great Again” diye büyük bir iddia ile başlattığı süreç ciddi sarsıntılar yaşıyor. “Amerika’yı yeniden harika-muhteşem yap!” anlamı taşıyan bu ifade, aksini gösteren hadiselerle anlamını kaybediyor.

Göçmenleri ülkeden çıkarmayı amaçlayan politika Kaliforniya eyaletinde büyük çaplı protestolarla karşılanıyor. Sebebi “Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Kurumu”nun göçmenlere müdahale için Los Angeles şehrinde başlattığı operasyonlar. 2017 yılında Kaliforniya’yı “sığınak eyalet” ilan eden yerel yönetim, federal yasalarla farklı bir yaklaşım sergiliyor. Eyalet dünyanın ilk dört ekonomisi arasında. Demokratların çok güçlü olduğu bir bölge. Trump, “yabancı düşmanlığı” (zenofobia) üzerinden ülkeyi faşizme sürüklemekle suçlanıyor. 

Trump protestoları, “barışa ve kamu düzenine yönelik tam teşekküllü bir saldırı” olarak tanımlıyor. 

Kaliforniya’nın eyalet valisi Gavin Newsom ise, “ortaya çıkan koşulların sebebi Donald Trump’tır” diyerek harareti yükseltiyor. 

Eyalet valisinin görüşü alınmadan ulusal muhafız ve deniz piyadelerinin bölgeye görevlendirilmesi krizi daha da tırmandı. Olaylar kısmen kontrol altına alınsa da büyümeyeceğine dair kimse garanti veremiyor. 

Son yıllarda ABD merkezli ortaya çıkan gelişmeleri küresel bir gücün yükseliş ve çöküş trendini anlamak adına önemli buluyorum.

Bir ülke, milletiyle el ele büyümeye odaklandığında mesafeler almaya başlar. Dış ve iç konjonktür bu mesafe alış hızını artırır veya yavaşlatır. Bu bir süreçtir. Sürecin sembolik kazanımları ortaya çıkar. Osmanlı’nın ilk dönem büyümesinde İznik ve Bursa fetihleri böyledir. Devlet olarak varoluş iddiasını tesciller. Küresel bir güç olmanın sembolü ise, İstanbul’un fethidir. ABD açısından küresel bir güç olma sembolü İkinci Dünya Savaşı’dır. Tesis ettiği küresel hegemonyanın tescilidir.

Uluslararası arenada güç kaybı da benzer şekilde gelişir. Devlet ve millet ahengi kaybolur. Rehavet baş gösterir. İç ve dış konjonktür yine etkilidir. Bu da bir süreçtir. Güç kaybını sembolize eden hadiseler yaşanır. Osmanlı üzerinden tekrar örneklendirecek olursak, İkinci Viyana böyle bir sonuç üretmiştir. Savaş öncesi yıllarda yapılan onlarca hatayı sembolik anlamda tesciller. 

ABD’nin geleceği bu bağlamda tartışılan bir başlık haline geldi. Küresel bir güç nereye doğru evriliyor? Herkesin merak ettiği bir soru.  

ABD’nin Ortadoğu’daki üç ülkeden büyükelçilerini çekme kararı medyaya yansıdı. İran ile sürdürülen nükleer pazarlıkların yolunda gitmediğini gösteren bir gelişme. 

İran demişken haydi konuya Ortadoğu’dan başlayalım. 

ABD’nin Ortadoğu politikalarında nereden nereye savrulduğuna bir bakalım. 

ABD’nin bölgesel güç olarak Türkiye ile ilişkileri ne kadar sağlıklı. Türkiye’nin hassasiyetlerinin ABD nezdinde kıymeti nedir? Mesela terörle mücadelede sözde müttefiklik hukukuna ne kadar uygun davranıyor? Krize sürüklenmemesi için Türkiye’nin gösterdiği kararlılık ve diplomasi maharetiyle yönetilmeye çalışılan inişli çıkışlı bir geçmiş. Yer yer ambargolarla yıpratılan ilişkiler.

Yüksek bir sesle telaffuz etmekten çekinseler de Ortadoğu ülkelerinin ABD’ye güvensizliği gittikçe artıyor. Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkeler açısından bile böyle. O sebeple Çin’le alternatif ilişkiler geliştirmeye çalışıyorlar. ABD’nin İsrail’i büyütme refleksi tüm bölge ile ilişkileri derinden zehirliyor. Gücün zoruyla bölge ülkelerini çekim alanında ne kadar tutabileceği ise meçhul.

Afganistan macerasının bitiş hikayesi tam bir fiyasko. Sembolik anlamda ABD’nin bölgede nereye doğru evrildiğini gösteriyor.

Pragmatizm uğruna ateşe atmayacağı ülke olmayan ABD’nin duruşu görülüyor, izleniyor, dersler çıkarılıyor. Bu güven kaybı uluslararası ilişkilerde büyük bir handikap. 

Trump yönetimi ile AB arasında son yaşananları öyle sıradan bir kriz olarak görmemeli. Rus tehditi karşısında yalnız kaldığını ve ABD’ye umut bağlayamayacağını anlayan AB ülkeleri stratejik bir kulvar değişikliğine doğru gidiyor. 

Çin ve Uzakdoğu zaten küresel krizi tetikleyecek bir tehdit alanı olarak varlığını koruyor. 

Avrupa, Ortadoğu ve Uzakdoğu bağlamında güvenirliğini ve saygınlığını her geçen gün kaybeden ABD’nin, stratejik küresel analiz kabiliyeti körelmiş durumda. 

Bu çöküşün bir gün sembolik bir fotoğrafı da ortaya çıkar. Kaliforniya’daki görüntüler bir işaret fişeği olabilir mi? İzleyip göreceğiz.

Yeni Akit

Yorumlar4

  • Güven kaybı 1 gün önce Şikayet Et
    Güzel bir makale
    Cevapla
  • Mustafa 1 gün önce Şikayet Et
    Dannılt,dünyadan çaldıklarını,tek başına yiyemezsin,ğöçmen deyu,insanları ötekileştiremezsin.
    Cevapla
  • Şems 1 gün önce Şikayet Et
    Biz niye görmüyoruz? Yoksa siz dürbünle mi bakıyorsunuz?
    Cevapla Toplam 1 beğeni
  • Salih 1 gün önce Şikayet Et
    Senin gözün körse elbette göremezsin. ABD, Vietnam yenilgisi ile inişe geçti. Tamam tarih bilmiyorsun film de mi izlemiyorsun???
Haber7 Mobil Sayfa Banner'ı Kapat